Medya

Yönetim Kurul Başkanımız Remzi AKÇİN'in ın Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı'nda İhracatımızın Seyri başlıklı yazısı, 30.10.2023 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesinde yayımlandı.

Yönetim Kurul Başkanımız Remzi AKÇİN'in ın Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı'nda İhracatımızın Seyri başlıklı yazısı, 30.10.2023 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesinde yayımlandı.

 Cumhuriyet’imizin ilk yılları ve ekonomik gelişmenin yapı taşları: 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ilan edilince, başta İngiltere olmak üze- re birçok monarşik devlet, bu girişimin romantik bir ham hayal olduğunu; kısa süre içinde Türkiye’de monarşinin tekrar vücut bulacağını tahmin ediyordu. Oysa, an itibarıyla Genç Cumhuriyet yüzüncü yaşını devir- menin yanı sıra, dünyanın birçok ülkesinde bağımsızlık girişimlerine de model oldu.

Kurucu Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk 1922’de “Ben Hakimiyet-i milliyeyi, milli hakimiyet-i iktisadiye olarak anlarım. Böyle olmazsa hakimiyet-i milliye ‘serap’ olur. Muhakkak tam bağımsızlığını sağlayabilmek için yegâne hakiki kuvvet, en kuvvetli temel iktisadiyattır” demekte ve “Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar iktisadi zaferle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler kalıcı olamaz, az zamanda söner.” tespitini yapmaktaydı.

Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti öncelikle Osmanlı Kapitülasyonlarından kalan borçları ödemiş; bu dönemde ekonomide içe kapalı ithal ikamesi modelini benimsemiştir.

Zaman içinde yerli sanayi gelişmeye başlayınca ithal ikameci büyüme stratejisi terk edilerek, 24 Ocak 1980 kararları ile ihracata dayalı dışa açık büyüme stratejisini benimsenmiştir. Diğer bir gelişme, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında bir ortaklık tesisini öngören 1963 Ankara Anlaşması ile oluşturulan Konseyin aldığı 6 Mart 1996 tarihli 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile taraflar arasında bir “Gümrük Birliği” tesis edilmesiyle yaşandı. 1/95 sayılı Gümrük Birliği Kararının olumlu etkileri, Avrupa Birliği gümrük mevzuatının yansıtıldığı 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2000 yılından itibaren hissedilmeye başlanmıştır.

24 Ocak 1980 kararları öncesi 1923-1979 yıllarını kapsayan 57 yıllık sürede, ihracat 50,79 milyon $’dan 2.261,19 milyon $’a, 24 Ocak Kararları sonrası ve Gümrük Birliği öncesi diyebileceğimiz 1981-2000 yıllarını kapsayan 19 yılda 2.261,19 milyon $’dan, 27.774,91 milyon $’a çıkmıştır. Gümrük Birliği sonrası 2000-2022 yılları arasındaki 23 yıllık dönemde ise 27.774,91 milyon $’dan, 254.170,94 milyon $’a yükselmiştir.

Bu veriler ışığında, 2000 yılından bu yana ihracat artışları dikkate alındığında, bundan sonra da artışın aynı hızla devam edeceği dikkate alındığında, 2040 yılında Türkiye’nin toplam ihracatının 430 milyar

$’ı aşacağı öngörülmektedir. Bu öngörünün ayrıntıları aşağıda yer alan grafikte yansıtılmıştır.

2022 yılında Türkiye’de 618 milyar $ değerinde eşyanın gümrük işlemleri gerçekleştirilmiştir. Eşyanın gümrük işlemlerinin yürütülmesi; gümrük, dış ticaret, maliye gibi farklı nitelikte pek çok mevzuat bilgisine, aynı zamanda teknik bilgiye sahip olmayı da gerektirmektedir. Gümrük işlemlerinde yapılan her türlü hatanın ağır cezai yaptırımları bulunmakta; bazı durumlarda bu cezalar Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası ya da Onaylanmış Kişi Statüsü Belgesinin iptali gibi çok ağır sonuçlar doğurmaktadır.

Gümrük işlemleri; staj, eğitim ve çalışma süresi koşullarını taşıyan ve yapılan sınavdan başarılı olan gümrük müşavirlerince yürütülebildiği gibi, eşya sahibince de yürütülebilmektedir. Ancak, gümrük işlemlerinin karmaşıklığı ve taşıdığı risk nedeniyle, gümrük yükümlülerinin tercihlerine bağlı olarak bu işlemlerin büyük çoğunluğu gümrük müşavirleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 13.10.2023 tarihi itibariyle 366 Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri (YGM), 3.587 Gümrük Müşaviri ve 10.604 Gümrük Müşavir Yardımcısı sektöre hizmet vermektedir.