BİR BİLENE SORDUK

SINIRDA KARBON DÜZENLEMESİ YÜRÜRLÜKTE…

UGM

Hüseyin Cahit SOYSAL
UGM YÖNETİM KURULU ÜYESİ 

Avrupa Birliği CBAM (Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması) düzenlemesini yürürlüğe sokacağını beş yıldan beri tüm dünyaya duyuruyordu. Her ne kadar CBAM sertifikası ile ithalata 2026 yılında başlanılacak olsa da gömülü karbon hesaplama yöntemi, sistem mekanizması ve kayıt düzeninin tutulması yönündeki hükümler yürürlüğe girdi bile. Kısacası, Avrupa Birliği’ne yapacağımız ihracat sırasında CBAM mekanizması ile karşı karşıya geleceğiz.

“Peki, Türkiye bu alanda hangi düzenlemeleri yürürlüğe soktu?” diye sorarsanız, ortada bir temenni setini içeren “2021 Yeşil Mutabakat Eylem Planı” dışında hiçbir aksiyon bulunmadığını söyleyebiliriz. 

Fosil yakıtlara olan bağımlılık nedeniyle dünya 2000 yılından bu yana daha önce görülmemiş ölçüde ısınmaya başladı. İklim bilimcilere göre, herhangi bir önlem alınmaması halinde, dünya 2100 yılına kadar 2,3 C derece ile 4,1 C derece arasında ısınacak. 

Gezegenimiz 2,3 C ila 4,0 C derece arasında ısınırsa, başta kuraklık olmak üzere son 5 milyon yıldır görülmemiş ölçüde büyük doğa afetleri ve gıda sıkıntısıyla karşı karşıya kalınacak. Dünyada kitlesel ölümler olağan hale gelecek. 

Bu yüzden iklim değişikliği ile küresel mücadele edilmesi gerekliliği göz önünde bulundurularak, 2015 yılında “Paris İklim Anlaşması” imzalandı. Türkiye de sözleşmeye 2021 yılında taraf oldu. Paris İklim Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2 C derecenin mümkün olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelmeyi özendirmektedir. Glasgow ve Şarm El-Seyh İklim Konferanslarında 2 C derece artışın bile yüksek olduğu; mümkün olduğunca bu artışın 1,5 C derecenin altında kalması gerektiği konusunda uzlaşı sağlandı.

İKLİM ANLAŞMASI’NA EN FAZLA DUYARLILIK AB’DE…

2005’ten bu yana, iklim değişiminin olumsuzluklarıyla etkin bir şekilde mücadele eden Avrupa Birliği’nin (AB) İklim Anlaşması’na da en fazla duyarlık gösteren topluluk olduğuna tanıklık ettik. AB Komisyonu 11 Aralık 2019 tarihinde AB’nin yeni büyüme stratejisi olarak AB Yeşil Mutabakat Bildirisi’ni yayımladı. Bildiride, iklim dostu endüstrilerde öncü olunacağı ve temiz teknolojilerde standart belirleyici konumda olunacağı belirtildi. 

AB’de 2005 yılında yürürlüğe giren “Emisyon Ticaret Sistemi” (ETS) ile emisyonların topluma yüklediği maliyetin azaltılması ve bu emisyonlara fiyat biçilerek karbon emisyonuna sınır getirilmesi amaçlandı. İlk aşamada mevcut petrol rafinerileri, demir çelik, alüminyum, metal, çimento, kireç, cam, seramik, kâğıt-karton, asitler ve dökme organik kimyasalların üretildiği enerji yoğun endüstri işletmelerinin yüksek düzeyde saldığı karbon emisyonlarının sınırlaması için, bu işletmelere karbon kontenjanları tanındı ve bu kontenjanlardan kullanamadıkları kısımları ETS içinde başka karbon salıcılarına satılması için borsa oluşumuna izin verildi. Daha sonraki yıllarda ücretsiz tahsisten vazgeçilerek ton/karbon ölçü birimi üzerinden karbon tahsisatları işletmelere bedeli mukabili satıldı.

AVRUPA BİRLİĞİ’NDE “KARBON KAÇAĞI!”

Anılan işletmeler AB içinde emisyon konusunda çok sıkıştırılınca fabrikalarını Türkiye, Ukrayna, Cezayir ve Fas gibi yakın ülkelere taşımaya başladı. Bu durum AB’de “karbon kaçağı” olarak adlandırıldı. AB’de üretime devam eden işletmeler, “Bu işten ne anladık? Biz sizin düzenlemelerinize saygı duyarak karbon emisyonunun bedelini ödüyoruz ve yeşil teknolojilere geçiş için yeni yatırımlar yapıyoruz. Ya karbon kaçağına ne demeli? Onların Birlik dışında üretip de AB’ye ithal ürün olarak sevk ettikleri mallar nedeniyle haksız rekabet ile karşı karşıya kalmıyor muyuz?” şeklinde yakınmalarını üst düzeyden dile getirmeye başladılar. Bunun üzerine Avrupa Birliği Konseyi ve Komisyonu, “Merak etmeyin, o ürünlerin ithalatından da karbon vergisi alarak aranızdaki haksız rekabeti ortadan kaldıracağız.” şeklinde taahhütte bulundu.

BAŞLANGIÇ TARİHİ 1 EKİM 2023’E ERTELENDİ…

Bu yönde hazırlanan AB’nin 14 Temmuz 2021 tarihli 2021/0214 (COD) sayılı Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM - Establishing a Carbon Border Adjustment Mechanism) adlı taslak metin üye ülkelere dağıtılmış ve görüşlerin oluşması talep edilmişti. Taslağın yasalaşarak 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 3 yıllık mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemi ile başlatılması hedeflenmekte idi. Ancak ilk aşamada uygulamaya başlangıç tarihi 1 Ekim 2023 tarihine ertelenmişti. 

GEÇİŞ DÖNEMİ OCAK 2026’YA KADAR SÜRECEK

CBAM Tüzüğü, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nin ortak bir tüzüğü olarak (EU) 2023/956 sayısını alarak ve 16 Mayıs 2023 tarihli AB Resmî Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre, CBAM, 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak. Geçiş dönemi Ocak 2026’ya kadar devam edecek ve bu süre zarfında CBAM kapsamına giren ürünlerin sera gazı emisyonlarının ithalatçılar tarafından raporlanması gerekecek. İthalatçılar için ilk raporlama dönemi 31 Ocak 2024 tarihinde sona erecek. Emisyonların raporlanmasına ilişkin kurallar ve gereklilikler, AB Komisyonu tarafından kabul edilecek uygulamaya ilişkin bir yasa ile detaylı olarak belirlenecek.

İLK UYGULAMA ÇİMENTO, DEMİR-ÇELİK, ALÜMİNYUM, GÜBRE, ELEKTRİK VE HİDROJENDE…

CBAM, ilk olarak üretim esnasında yoğun karbon salımı gerçekleştiren ve en önemli karbon kaçağı riski taşıyan çimento, demir ve çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerine uygulanacak. Aşamalı olarak devreye girdikten sonra genişletilmiş kapsamıyla CBAM’ın, Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS) kapsamındaki emisyonların yüzde 50’den fazlasını içermesi bekleniyor. 

(EU) 2023/956 sayılı Tüzüğün temel düzenlemelerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Her üye ülke CBAM için bir “Yetkili Makam” tayin edecek. Bu makamların üye ülkelerin Çevre Bakanlıkları olduğunu belirtmek yanıltıcı olmayacaktır.
  • Üçüncü bir ülkede karbon salınımı olan işletmeleri işleten veya kontrol eden kişiler “Operatör” olarak tanımlanacak.
  • Birlik yasalarına uygun olarak gömülü karbon içeren girdileri veya nihai ürünleri ithal etmek üzere yetkili makam tarafından yetkilendirilen ithalatçılara “Yetkili CBAM Beyan Sahibi” denilecek.
  • Mallardaki gömülü emisyonların bir ton CO2e’sine karşılık gelen elektronik formattaki sertifika “CBAM Sertifikası” olarak adlandırılacak.
  • Gümrük idareleri, malların yetkili bir CBAM beyan sahibi dışında herhangi bir kişi tarafından ithal edilmesine izin vermeyecek.
  • Yetkili makam, ısıtma veya soğutma üretiminin yapıldığı yere bakılmaksızın, üretim süreçleri sırasında tüketilen ısıtma ve soğutma üretiminden kaynaklanan emisyonlar da dahil olmak üzere, malların üretim süreçlerinden kaynaklanan ve malların üretimi sırasında açığa çıkan “doğrudan emisyonlar” ile üretim süreçleri sırasında tüketilen elektrik üretiminden kaynaklanan “gömülü emisyonlar" için yıllık kontenjan belirleyerek, CBAM beyan sahiplerine bu kontenjandan bedeli karşılığında “CBAM Sertifikası” tahsis edecek.
  • Komisyon CBAM sertifikalarının fiyatını her takvim haftası için ETS düzenlemelerini uygun açık artırma platformunda AB ETS ödeneklerinin kapanış fiyatının ortalaması olarak hesaplayacak ve Komisyonun web sitesinde yayımlayacak.
  • CBAM sertifikaları, yetkili CBAM beyan sahiplerine Komisyon tarafından hesaplanan fiyatlardan satılacak.
  • Gömülü karbon içeren mallar AB’nin gümrük bölgesine sadece yetkili bir CBAM beyan sahibi tarafından ithal edilebilecek.
  • Mallardaki gömülü emisyonlar (EU) 2023/956 sayılı Tüzüğün IV no.lu ekindeki yönteme göre hesaplanacak.
  • 2026’dan başlamak üzere, her yılın 31 Mayıs tarihine kadar CBAM beyan sahibi bir önceki takvim yılı için bir CBAM Beyannamesi sunmak için CBAM kaydını kullanacak.
  • Üye ülkelerin gümrük idareleri de CBAM sertifikası ile ithal edilen mallara ilişkin bilgileri ve CBAM beyan sahiplerini yetkili makama bildirecek ve bu bildirim kayıtlarını 4 yıl süreyle muhafaza edecek.
  • Komisyon, yetkili CBAM beyan sahiplerinin CBAM sertifikalarına ilişkin verileri içeren standartlaştırılmış bir elektronik veri tabanı oluşturacak ve bu sisteme yetkili CBAM beyan sahiplerinin “CBAM kaydını” da ekleyecek.
  • Yetkili CBAM beyan sahibi, CBAM sertifikalarının teslim edildiği her yılın 30 Haziran tarihine kadar kullanamayıp da iade edeceği CBAM sertifikalarına ilişkin talebini sunacak; yetkili makam CBAM sertifikalarının üçte biri ile sınırlı olacak şekilde anılan sertifikaları bedelini ödeyerek geri alacak.
  • Her yılın 1 Temmuz tarihinde de Komisyon, bir önceki takvim yılından önceki yıl boyunca satın alınan ve CBAM sicilinde yetkili bir CBAM beyan sahibinin hesabında kalan CBAM sertifikalarını herhangi bir tazminat ödemeksizin iptal edecek.

EU 2023/956 SAYILI TÜZÜĞÜN 9 VE 10. MADDELERİ…

Kısacası, Avrupa Birliği’ne yapacağımız ihracat sırasında CBAM mekanizması ile bu şekilde karşı karşıya geleceğiz. “Peki, bu bedeli ödemeksizin AB ülkelerine ihracat yapamayacak mıyız?” sorusunun yanıtı (EU) 2023/956 sayılı Tüzüğün 9 ve 10’uncu maddelerinde yer alıyor. Buna göre, yetkili bir CBAM beyan sahibi CBAM beyannamesinde, beyan edilen gömülü emisyonlar için menşe ülkede ödenen karbon fiyatını dikkate almak için teslim edilecek CBAM sertifikalarının sayısında bir indirim talep edebilecek. Ancak, indirimin kabul edilebilmesi için karbon fiyatının menşe ülkede AB Komisyonu tarafından belirlenen yöntemlerle hesaplanmış ve etkin bir şekilde ödenmiş olduğunun kanıtlanması gerekecek.  Buna ilişkin kayıtlar da CBAM beyan sahibi tarafından tutulacak.

ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDEKİ ÜRETİMDE AÇIĞA ÇIKAN KARBON MİKTARLARI…

Öte yandan, Komisyon üçüncü ülkelerde yerleşik bir işletme operatörünün talebi üzerine bu işletme hakkındaki bilgileri CBAM siciline kaydedecek. Üçüncü ülkelerdeki üretim süreçlerinde açığa çıkan karbon miktarları ve ürünlerdeki gömülü emisyonlar 2023/956 sayılı Tüzüğün 6’ncı maddesinde belirtilen doğrulama ilkelerine uygun olarak Komisyon tarafından akredite edilmiş bir “doğrulayıcı” tarafından belgelendirilecek. İşletmeci bu kayıtları 4 yıl boyunca saklama yükümlülüğünü kabul edecek.

CBAM SERTİFİKASI İLE İTHALATA 2026 YILINDA BAŞLANACAK OLSA DA…

Avrupa Birliği CBAM düzenlemesini yürürlüğe sokacağını beş yıldan beri tüm dünyaya duyuruyordu. Her ne kadar CBAM sertifikası ile ithalata 2026 yılında başlanılacak olsa da gömülü karbon hesaplama yöntemi, sistem mekanizması ve kayıt düzeninin tutulması yönündeki hükümler yürürlüğe girdi bile. Dolayısıyla birçok ülke bu yönde önlem almaya başladı. 

Bir yazı kapsamında tüm ülkelerdeki örneklere değinme olanağımız bulunmamakla birlikte, birkaç ülkedeki çalışmalardan kısaca söz etmekte yarar var.

  • Dünyanın en büyük ihracatçısı Çin Halk Cumhuriyeti’nde 2021 yılında ETS pilot uygulamasına başlanılmış. Çin’deki ETS, artan fiyatlar nedeniyle ikinci yılda daha az talep edilmiş. Bu süre içinde bir önceki yıla göre %70 oranında azalarak 51 milyon ton emisyon ödeneği el değiştirmiş. Pilot uygulama 385 milyon EURO’luk bir piyasa değeri olan bir alanda uygulanmaya devam ediyor. Pilot uygulama dışındaki sanayi sektörlerinin kademeli olarak Çin ETS sistemine dahil edileceği bildiriliyor.
  • Endonezya ETS sistemini 2021 yılında uygulamaya başlamış. Karbon azaltım hedefi %29’dan %31,89’a yükseltilmiş. Elektrik üretim tesislerindeki yeşil enerji yönündeki düzenlemeler 2021 yılında yürürlüğe girmiş. 2024 yılına kadar ikinci hedef takvim açıklanacak.
  • Şili’de birden fazla iklim politikası uygulamaya alınmış durumda. 2014 yılında binek otomobillerde “yeşil otomobil” kriterleri yürürlüğe konularak, bu alanda Latin Amerika’daki ilk düzenlemeyi yapan ülke Şili olmuş. Ülkede 2019 yılında “Yeşil Tahvil” ihracına başlanmış. Sektörle gönüllü bir anlaşma yapan hükümet, 2040 yılında kömür enerji santrallerinin kapatılması konusunda mutabakat sağlamış. Ülkede Haziran 2022’de İklim Değişikliği Çerçeve Yasası’nı onaylamış. Yeşil Vergi’nin yürürlüğe girmesinden bu yana, yılda ortalama 33 milyon ton karbondioksit salan yerel kirletici vergilendirilmiş.
  • Meksika’da 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarının %35 ve 2050 yılına kadar %50 oranında azaltılması hedeflenmiş. Meksika ETS’sine 2020 yılında iki yıllık pilot uygulama olarak başlamış 2023 yılından itibaren operasyonel aşamaya geçilmiş. Uygulama %40 oranında karbondioksit salan sektörleri kapsamış. Ton/karbon fiyatları ABD doları bazında güncelleniyor.
  • 2021 yılında Arjantin’de uygulanan ETS ile sera gazı emisyonlarının %15,8’ini kapsayan sektörler vergilendirilmiş. Fosil yakış sübvansiyonları düşürülmeye başlanmış. Arjantin’de uygulanan ETS’DE ton/karbondioksit fiyatları 10 ABD dolarında belirlenmiş.

Doğal olarak, örnek verilen bu ve benzeri üçüncü ülkelerdeki ETS uygulamaları AB standartlarında vergileri düzeyine çıktığında ve bu ülkelerdeki işletmeler yetkili doğrulayıcılar tarafından akredite edildiğinde, anılan ülke ürünleri Avrupa Birliği’ne herhangi bir CBAM uygulamasına maruz kalmadan girebilecektir. Bunun yanı sıra, kendi ürünleri üzerinden tahsil edilen karbon vergileri Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin hazineleri yerine kendi hazinelerine gelir kaydedilecektir.

“Peki, Türkiye bu alanda hangi düzenlemeleri yürürlüğe soktu?” diye sorarsanız, ortada bir temenni setini içeren “2021 Yeşil Mutabakat Eylem Planı” dışında hiçbir aksiyon bulunmadığını söyleyebiliriz.