Çevresel Açıdan Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Bir Dijital Gelecek Yaratılmalı.
Bu kapsamda Dijital Ekonomi Raporu 2024 , çevresel açıdan sürdürülebilir ve kapsayıcı dijitalleşme stratejilerine duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir.
Dijital teknoloji ve altyapı büyük ölçüde hammaddeye dayanmaktadır ve giderek daha fazla cihazın üretilmesi ve bertaraf edilmesi, artan su ve enerji ihtiyaçları ile birlikte gezegene giderek daha fazla zarar vermektedir. Örneğin, dijital cihazların, veri merkezlerinin ve bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) ağlarının üretimi ve kullanımı, küresel elektrik kullanımının tahmini olarak yüzde 6 ila yüzde 12'sini oluşturmaktadır.
Ayrıca gelişmekte olan ülkeler, dijitalleşmenin çevresel maliyetlerinin yükünü taşımakta fakat daha az fayda elde etmektedir. Düşük katma değerli hammaddeler ihraç edip, yüksek katma değerli cihazlar ithal edilmesi dijital atıkları arttırmaktadır. Bu da gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bol miktarda bulunan, kritik mineraller üzerindeki jeopolitik gerilimleri ve zorlukları daha da karmaşık hale getirmektedir.
Bu çerçevede rapor; politika yapıcıları, sektör liderlerini ve tüketicileri cesur adımlar atmaya çağırıyor. Dayanıklı ürünler, sorumlu tüketim, yeniden kullanım, geri dönüşüm, sürdürülebilir iş modelleri ve tasarım yoluyla döngüselliğe odaklanan, döngüsel bir dijital ekonomiye doğru küresel bir geçiş çağrısında bulunuyor.
DİJİTALLEŞMENİN GÜCÜNDEN YARARLANMALIYIZ
“Kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmek ve aynı zamanda olumsuz çevresel etkilerini azaltmak için dijitalleşmenin gücünden yararlanmalıyız.”
BM TİCARET VE KALKINMA GENEL SEKRETERİ (UNCTAD) REBECA GRYNSPAN
Dijitalleşme Büyüyor
“Çevresel Ayak İzi”
Dijital ekonomi hızla büyüyor. Bu kapsamda yıllık akıllı telefon sevkiyatına bakıldığında, 2010 yılından bu yana iki kattan fazla artarak, 2023 yılında 1,2 milyara ulaştığı görülüyor. Diğer bir taraftan nesnelerin interneti (IoT) cihazlarının ise, 2023'ten 2029'a kadar 2,5 kat artarak 39 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısıyla küresel GSYH'nin yaklaşık dörtte üçünü temsil eden 43 ülkeden alınan yeni veriler, ticari e-ticaret satışlarının 2016'dan 2022'ye kadar yaklaşık yüzde 60 artarak 27 trilyon dolara ulaştığını gösteriyor.
‘Bu Büyüme Çevre Üzerinde Giderek Daha Ağır Bir Yük Oluşturuyor.’
Dijital ekonomi için yoğun kaynak kullanılırken, bunun için iki kilo gramlık bir bilgisayar 800 kilogram hammadde gerekiyor. Ayrıca bir akıllı telefon, üretiminden imhasına kadar yaklaşık 70 kilogram gerektiriyor.
Dolaysıyla üretim aşaması en etkili aşama olsa da (akıllı telefon sera gazı (GHG) emisyonlarının yaklaşık yüzde 80'ini oluşturuyor) e-ticaret de dahil olmak üzere cihazların ve ICT altyapısının yaşam döngüsü boyunca çevresel zarar meydana geliyor. Bu açıdan bakıldığında, dijital atıkların toplama oranlarından daha hızlı arttığı görülüyor. Hatta ekranlardan ve küçük BT ekipmanlarından kaynaklanan atıklar 2010 ile 2022 yılları arasında yüzde 30 artarak 10,5 milyon tona ulaşmıştır. Bun nedenle uygunsuz bertaraf, kirliliğe ve diğer sağlık ve çevresel tehlikelere yol açmaktadır.
Blok zinciri, yapay zekâ (AI), beşinci nesil (5G) mobil ağlar ve IoT gibi yeni teknolojiler için veri iletimi, işleme ve depolamaya yönelik artan talep emisyonları da artırmaktadır. Örneğin, BİT sektörü 2020 yılında tahmini olarak 0,69 ila 1,6 gigaton CO2 eşdeğeri emisyon yaymıştır ve bu da küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 1,5 ila yüzde 3,2'sine karşılık gelmektedir.
Bu sorunların ele alınması, iş modellerini daha döngüsel, lojistiği daha enerji verimli, ambalajlamayı daha sürdürülebilir ve tüketimi daha sorumlu hale getirmek için tüm politika reformları, teknolojik yenilikler ve tüm paydaşların (politika yapıcılar, işletmeler ve tüketiciler) harekete geçmesi gerekmektedir.