Blog

Cinsiyet Eşitliğini Sağlayan Ülkeler Kazanıyor!

Cinsiyet Eşitliğini Sağlayan Ülkeler Kazanıyor!
Cinsiyet Eşitliğini Sağlayan Ülkeler Kazanıyor!

Araştırmalara göre cinsiyet uçurumunu kapatan ülkeler önemli büyüme getirileri elde ediyor. 

Kadınların ekonomik  olarak güçlendirilmesi, kapsayıcı büyümede güçlü bir motor görevi görür. Dolayısıyla çalışan kadın ve erkek oranları arasındaki farkın azaltılması, otuz yılı aşkın bir sürenin en zayıf orta vadeli büyüme görünümünün yaşandığı bir ortamda, politika yapıcıların ekonomileri canlandırmak için yapabilecekleri en önemli reformlardan biridir.

Küresel büyümenin önümüzdeki beş yıl içinde sadece yüzde 3'te oranında kalacağı tahmin edilirken ve geleneksel büyüme motorları teklerken, birçok ekonomi kadınların potansiyelinden faydalanmayarak bu fırsatı kaçırıyor. Erkeklerin yüzde 72'sine kıyasla kadınların yalnızca yüzde 47'si günümüz işgücü piyasalarında aktif olarak yer alıyor. Dolayısıyla ortalama küresel fark, son otuz yılda sadece yüzde 1 puan azalsa da kabul edilemez derecede fazla olmaya devam ediyor.

Öncelikle bunun sorumlusu adil olmayan yasalar, eşit olmayan hizmet erişimi, ayrımcı tutumlar ve kadınların tam ekonomik potansiyellerini gerçekleştirmelerini engelleyen diğer bariyerlerdir. Sonuç, potansiyel büyümede kayıplara yol açan şok edici bir yetenek israfıdır.

Yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerin, kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 5,9 puan artırarak, (2014-19 döneminde ülkelerin ilk yüzde 5'inin katılım açığını azalttığı ortalama miktar) önümüzdeki birkaç yıl içinde gayrisafi yurt içi hasılayı yaklaşık yüzde 8 oranında yükselteceği öngörülüyor. Haftanın Grafiğinde de görüldüğü üzere, bu oran pandeminin ülkeler üzerinde yarattığı "yara izi" ya da çıktı kaybından daha fazladır.

Grafiğe tıklayınız.

Elbette politika yapıcılar, kurumları güçlendirmek amacıyla yönetişim reformlarından, yatırım için sermayenin kilidini açmaya ve finansal reformlara kadar birçok yolla büyümeyi artırabilirler. Elbette bu reformların toplumsal cinsiyet uçurumlarını daraltmaya yönelik tedbirlerle birleştirilmesi bu getirileri büyük ölçüde artıracaktır.

Ne yazık ki mevcut politikalar toplumsal cinsiyet uçurumlarını kapatmaya yaklaşamıyor. Pek çok araştırmacı, kadınların işgücüne katılımının yüzyıllar sürse bile eninde sonunda erkeklerin oranına ulaşmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak yeni bir araştırma makalesinde belirtilen bazı noktalar var ki, mevcut politika eğilimleri devam ettiği sürece cinsiyetler arasındaki farkların kapanması pek mümkün görünmüyor.

Otuz yıllık veriler üzerinde yapılan analizlere göre, ülkelerin kadınların katılımını artırma konusunda ilerleme kaydettiğini, ancak tüm gelir düzeylerindeki ekonomilerin şoklar, krizler ve politikaların tersine çevrilmesinin bir sonucu olarak, çeşitli gerilemeler yaşandığını da göstermektedir. Örneğin pandemi, özellikle küçük çocuklu kadınlar için toplumsal cinsiyet uçurumlarını kapatma konusundaki ilerlemeyi ciddi anlamda aşındırdı. Bu gibi aksaklıklar, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik ilerlemeyi yavaşlatan ve çoğu zaman tersine çeviren yaralara neden olmaktadır.

Sonuç olarak, ülkeler mevcut politika yolunda devam ederse, işgücüne katılımdaki cinsiyet farkı daralacak ancak asla kapanmayacaktır. Farklar çoğu ülke için büyük olmaya devam edecek ve her on ülkeden birinde yüzde 16 puanı aşacaktır.

Ülkeler, kadınların işgücü piyasasına katılımının önündeki eğitim, sağlık, varlık, finans, arazi, yasal haklar ve bakım hizmetlerine sınırlı erişim gibi engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çabalarını artırmalıdır. Makroekonomik, yapısal ve mali politika paketlerinin kadınları nasıl etkilediğini sistematik olarak dikkate almalıdırlar. Bu kapsamsa IMF'nin toplumsal cinsiyet stratejisi, üye ülkelere bu çabalarında yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Kaynak: https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/2023/09/27/countries-that-close-gender-gaps-see-substantial-growth-returns

 

Diğer İçerikler