Kızıldeniz’de yaşanan sorunlar nedeniyle Uzak Doğu’dan Avrupa’ya doğru uzanan erişim kanallarında ciddi krizler yaşanıyor. Bu da özellikle lojistik açısından Türkiye’nin önemini artırıyor.

Lojistik  sektörünün geçen yılki kâr marjlarına bakıldığında, ciddi düşüşler yaşandığı görülmektedir. Dolayısıyla konjonktürel açıdan pek de geniş bir çalışma alanına sahip değiliz. Fakat yine de her kriz kendi içinde belirli fırsatları da beraberinde getirmektedir.

Kızıldeniz’de yaşanan problemler nedeniyle, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya erişimde halihazırda ciddi sorunlar yaşanırken, bunun ihracatçı firmalar açısından önemli fırsatlar yaratacağı ve lojistik sektörüne pozitif katkılarının olacağı öngörülmektedir. Bu nedenle Avrupa’ya erişim konusunda pek çok lojistik firması da alternatif kanallar oluşturmaya çalışmaktadır.

Farklı rotalar oluşturarak, müşterilerin Uzak Doğu’dan Avrupa’ya daha hızlı erişim sağlayacak koridorlar üzerine çalışmalar başlatan birçok lojistik firması, 2024’te tedarik anlamında önemli fırsatlar doğacağını vurguluyor. 2025’te ekonomik ortamın yeniden canlanacağına dair mevcut işaretlerin olduğunu belirten lojistik sektörü, her ne kadar faizler yüksek olsa da ürün maliyetlerinin gerilemesinden faydalanarak, sadece Türkiye’de değil Romanya, İtalya ve Almanya’da da yatırım için önemli fırsatlar oluşacağının altını çiziyorlar.

Yapay Zekâ Lojistikte Daha Aktif Olmalı

Teknoloji ve dijitalleşmenin hayatın her alanında yer alması, iş sahalarının da oldukça dikkatini çekiyor. 2020’nin başından itibaren, etkisini artıran yapay zekâ, tedarik zincirleri bakımından pek çok fayda sağlamaktadır.

Yapay Zekâ (AI), Lojistik Sektörünü Hızla Dönüştüren Bir Teknolojidir.

Yapay zekâ, çeşitli lojistik süreçlerini otomatikleştirmek ve optimize etmek için algoritmaların ve makine öğreniminin kullanılmasını ifade eden ve halihazırda rutin görevleri otomatikleştirmek ve daha önce elde edilmesi imkânsız olan içgörüler sağlamak için kullanılmaktadır!

Yapay zekâ, sektörün geniş ağları nedeniyle, özellikle lojistik için çok uygundur. Bu teknoloji ile veriler analiz edilerek, gelecekteki üretim ve nakliye hacimleri tahmin edilebilir ve böylece kaynakların daha verimli kullanılması sağlanabilir. Sonuç olarak, yapay zekâ sayesinde görevler artan bir hızla kendi kendine öğrenen dijital sistemlere devredilmektedir. 

Bu bakımdan yapay zekanın lojistikteki rolü, nihayetinde gelişmiş bir müşteri deneyimi sunmak için sipariş işleme, envanter yönetimi, tedarik zinciri ve dağıtım genelinde operasyonları kolaylaştırmaktır. Maliyetleri düşürmek, verimliliği artırmak ve daha iyi müşteri hizmeti sağlamak amacıyla, rutin görevleri otomatikleştirmek için kullanılabilir. E-ticaret lojistiğinde de yapay zekâ, paketlerin gerçek zamanlı takibini ve izlenmesini sağlayarak, genel müşteri deneyimini geliştirir. Ek olarak, yapay zekâ veri analizini hızlandırarak işletmelerin akıllı kararlar almasına ve operasyonları iyileştirmesine olanak tanır.

Rota optimizasyonunda da yapay zekâ kullanımının lojistik şirketleri açısından çok sayıda faydası vardır. Bunlar;

• Yakıt maliyetlerini azaltır: Yapay zekâ, en verimli rotaları belirleyerek işletmelerin lojistikte önemli bir gider olabilen yakıt maliyetlerini azaltmalarına yardımcı olabilir.
• Teslimat sürelerini iyileştirir: Yapay zekâ, en hızlı ve en verimli rotaları seçerek işletmelerin teslimat sürelerini iyileştirmelerine yardımcı olabilir ve bu da genel müşteri deneyimini geliştirebilir.
• Sürücü güvenliğini artırır: Yapay zekâ, yol koşulları ve hava durumu gibi faktörlere dayalı olarak rotaları optimize etmek için kullanılabilir ve bu da sürücü güvenliğini artırmaya yardımcı olabilir.

Yapay zekanın, özellikle rota optimizasyonunda kullanımının giderek daha önemli hale geldiği görülmektedir. İşletmeler, verileri analiz etmek ve rotaları optimize etmek için yapay zekayı kullanarak, genel teslimat deneyimini iyileştirirken hem zamandan hem de paradan tasarruf etmektedirler.