BİR BİLENE SORDUK

GEMİ KONTROLLERİ

UGM

Mehmet ÖÇ

Gümrük Müşaviri

Gemi, vapur ve benzeri deniz araçlarıyla yapılan ulaşım türüne deniz taşımacılığı denilmektedir. Deniz taşımacılığı eskiden olduğu gibi bugün de uluslararası ticarette çok önemli bir konuma sahiptir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de deniz yolu ile ulaşılan doğal limanlar olduğu gibi, dalgakıranlarla korunmuş yapay limanlar da vardır.

31.10.2012 tarihli, 28453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Limanlar Yönetmeliği” ne göre “Gemi: Adı, tonilatosu ve kullanma amacı ne olursa olsun denizde kürekten başka aletle seyredebilen her tekne” şeklinde tanımlanmıştır. Deniz yolu ulaşımı taşıma maliyetini düşürerek ekonomiye ve insan refahına büyük katkı sağlar. Bugün dünyada ağırlık itibarıyla toplam yükün yüzde 90’ı deniz yoluyla taşınmaktadır. “Deniz ticaretine hâkim olan uluslar, dünyaya da egemen olur” atasözü hala denizcilik kesimlerinde anlam ifade etmektedir.

 

Modern dünya deniz yolu ticareti 19. yüzyıldan itibaren artmaya başlayan uluslararası ilişkilerle birlikte gelişerek günümüze kadar gelmiştir. Günden güne artan deniz yolu ticareti için uluslararası kurallara bağlı bir disiplin oluşturulması adına 1948 yılında Birleşmiş Milletler Denizcilik Konferansında ‘Uluslararası Denizcilik Örgütü’ (International Maritime Organization /IMO) kurulması öngörülmüştür. Organizasyon hazırlıklarının ardından 1958 yılında ‘Hükümetler Arası Deniz Danışma Örgütü’ (Inter-Governmental Maritime Consultative Organization / IMCO) adıyla kurularak faaliyetine başlamıştır. IMCO’nun çalışmalarıyla taşıyan ve taşıtan arasında yetki ve sorumlulukları belirleyen kurallar yaşama geçirilmiştir.

 

Taşıma amacına göre gemiler, “yük gemileri”, “yolcu gemileri” ve “savaş gemileri” olarak sınıflandırılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uluslararası yük ve yolcu taşımacılığı yapan gemiler ile savaş gemilerinin kontrol süreçleri önem arz etmektedir. İnsan, bitki, hayvan sağlığı ve çevrenin korunmasına yönelik olarak ülkesel ve bölgesel bazda ulusal ve uluslararası pek çok düzenleme ile denetim prosedürleri belirlenmiştir. Ülkemizde istisna olarak İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçen transit gemiler, 1936 yılında imzalanan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” gereğince kontrole tabi tutulmamaktadır. Bu gemiler dışarıdan gözetim altında bulundurulabilir.

 

Türk ve yabancı donanmasına mensup harp gemileri ile Türk Hava Kuvvetlerine mensup hava harp gemileri ve Cumhurbaşkanının izni ile gelen yabancı devletlerin hava harp gemileri, içlerinde eşya bulunmaması halinde gümrük gözetimine tabi değildir. Ancak bu taşıtlar ile eşya getirilmesi durumunda gümrük işlemleri yapılmak üzere gemi kaptanı veya yetkilendireceği kişi tarafından eşya, liste halinde ilgili gümrük idaresine bildirilir.

 

Gemi kontrollerine ilişkin yürürlükte olan belli başlı düzenlemeler ile taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeleri şöyle sıralayabiliriz:

 

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • Limanlar Yönetmeliği
  • Türkiye Limanları ve İskeleleri Arasında Deniz Taşıtları ile Yapılan Taşıma ile Yükleme ve Boşaltmalarda Gümrük Gözetimi ve Kontrolü Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ
  • Gemi Acenteliği Yönetmeliği
  • Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
  • MARPOL Sözleşmesi

Bir limana ticari amaçla yük almak veya yük indirmek üzere uğrak yapacak yerli veya yabancı bayraklı bir gemi uğrak limanına gelmeden önce, gemi armatörü veya gemiyi kiralayan kiracı taşıdığı yükün taşıma anlaşmasına göre acente tayininde bulunur. Türkiye Gümrük Bölgesine giren Türk ve yabancı bayraklı deniz taşıtları bu bölgeyi terk edene kadar gümrük gözetimi ve kontrolüne tabidir.

 

Türkiye Gümrük Bölgesine gelen gemilerin öncelikle “serbest pratika” alması gerekmektedir. Serbest Pratika Uygulaması, Uluslararası Sağlık Tüzüğünde belirtilen veya Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen hastalıklardan bir bulaşıcı hastalık şüphesi veya olgusunun yakın tehdidi altında bulunulması veya olağanüstü durumlar ve halk sağlığı risklerinin varlığı hallerinde öncelik arz etmektedir. Yurtdışından gelerek Türk kıyı veya limanlarıyla temas etmek isteyen her geminin yetkili sahil sağlık denetleme merkezinden serbest pratika almadıkça karantina bayrağı takması ve ilgili işaretleri kullanması zorunludur. Yurtdışından Türk kıyı veya limanlarına gelecek olan her gemiye ait bilgileri içeren gemi geliş dilekçesi, acentesi tarafından, geminin gelişinden en az 24 saat önce; daha kısa süreli sefer yapan gemiler ise gelmeden önce sahil sağlık denetleme merkezine verilir. Yetkili sahil sağlık denetleme merkezi, geminin sağlık durumuyla ilgili risk değerlendirmesini yapar. Sağlık açısından riskli durum yoksa gemi açıkta iken yani gemiye çıkılmadan “serbest pratika” verilir. Düzenlenen “Serbest Pratika Kartı” geminin yetkili acentesine verilmek suretiyle geminin diğer kurumlarla işlemlerinin başlaması sağlanır.

 

Gemi acenteleri, gemilerinin limana varışından en az iki saat önce elektronik ortamdan “Denizyolu Genel Bildirimi” ni yaparak ilgili Gümrük Muhafaza birimini bilgilendirmiş olur. Gümrük Muhafaza Gemi Kontrol Kısım Amirliği, limana varış yapan gemilerin geliş kontrollerini ifa eder. Gemi geliş ve gidiş kontrollerinde; yüke ait evraklar (manifesto, konşimento), personel ve varsa yolcuları, yakıt miktarları, katı ve sıvı atık miktarları, içki ve sigara sayısı, sağlık patentesi, önceki liman çıkış evrakları kontrol edilerek, yapılan denetime ilişkin sorgulama formu düzenlenir. İşlemlerin sonucu olarak gemi kaptanına sorgulama formu ve eklerinden oluşan bir nüsha evrak teslim edilir.

 

İhbar, şüphe, yükleme ve taşıma belgelerinde çelişki olması, risk analizi veya gümrük idaresince gerek duyulan hallerde; geminin gizli yerleri, ambar, bölme ve girişlerini gösteren plan ile tasdikli seyir jurnali, elektronik seyir sistemleri, devri çark defteri ve ilgili diğer belgeler istenilerek, bu belgelere göre gemi kontrole tabi tutulur. Bu kapsamdaki kontroller için gemi arama ekiplerinden de faydalanılabilir.

 

Kontroller sırasında, serbest dolaşımda olmayan ve başka limanlara çıkarılacak olan eşya ile ihtiyaç fazlası tüketim malzemelerinin bulunduğu ambarların kapakları ve gerekli görülen diğer yerler mühür altına alınır. Bu mühürler geminin hareketinden önce sökülür. Varışı bildirilen deniz taşıtına ait “Denizyolu Genel Bildirimi”nde yer alan bilgiler ve ekli belgeler sistemde incelenerek onay işlemi yapılır. Onay işlemini müteakip geminin yükünün indirilmesine izin verilir.

 

Denizyolu ile yapılan taşımacılıkla gemilerin kontrolü kaçakçılık eylemlerinin önüne geçilmesinde de hayati önem taşımaktadır. Ülkelerin uluslararası düzenlemelere bağlı olarak gemi kontrollerini sıkı sıkıya uygulamaları uluslararası insan, hayvan ve eşya kaçakçılığının en aza indirilmesine katkıda bulunmaktadır.

 

 

 

 

Makalemizi Mustafa Kemal Atatürk’ün konuya ilişkin sözü ile tamamlamak istiyorum.

“Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, iktisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği Türk'ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız”

 

 

                                                                                              

 

 

 

SORULAR:

 

Soru 1 – Gemi kontrollerinin ilk aşamasında ilgili acente hangi kuruma bildirimde bulunur?

 

Yanıt: Acente ilk olarak yetkili sahil sağlık denetleme merkezine bildirimde bulunur. Bu birim geminin sağlık durumuyla ilgili risk değerlendirmesini yapar. Sağlık açısından riskli durum yoksa gemi açıkta iken yani gemiye çıkılmadan “serbest pratika” verilir.

 

Soru 2 – Gemiler genel olarak taşıma amacına göre nasıl sınıflandırılır?

 

Yanıt: Taşıma amacına göre gemiler, “yük gemileri”, “yolcu gemileri” ve “savaş gemileri” olarak sınıflandırılmaktadır.

 

Soru 3 – Gemilerin boğazlardan transit geçişini düzenleyen uluslararası sözleşmenin adı nedir?

 

Yanıt: İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçen transit gemiler, 1936 yılında imzalanan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” gereğince kontrole tabi tutulmamaktadır. Bu gemiler dışarıdan da gözetim altında bulundurulabilmektedir.

 

Soru 4 – Geminin varışından en kaç saat önce ilgili sağlık denetim merkezine müracaat edilmelidir?

 

Yanıt: Yurt dışından Türk kıyı veya limanlarına gelecek olan her gemiye ait bilgileri içeren gemi geliş dilekçesi, acentesi tarafından geminin gelişinden en az 24 saat önce; daha kısa süreli sefer yapan gemilerde ise gemi limana gelmeden önce sahil sağlık denetleme merkezine verilir.

 

Soru 5 – Geminin varışından en az kaç saat önce ilgili gümrük muhafaza birimine bildirimde bulunulmalıdır?

 

Yanıt: Gemi acenteleri, gemilerinin limana varışından en az iki saat önce elektronik ortamda “Denizyolu Genel Bildirimi” ni yaparak ilgili Gümrük Muhafaza birimini bilgilendirir.