BİR BİLENE SORDUK

KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİ ZORLU BİR DÖNEMEÇTE

UGM

hüseyin Cahit SOYSAL
UGM Yönetim Kurulu Üyesi 

Süveyş ve Panama kanallarındaki sorunlar sebebiyle artan taşımacılık maliyetleri küresel olarak genel fiyat düzeylerini yukarılara tırmandıracak. Yeşil tarım stratejilerinin bezdirdiği Avrupalı çiftçiler üretimden uzaklaştıkça, küresel düzeyde gıdaya erişimde sıkıntılar meydana gelecek. Ukrayna tarım ürünlerini deniz yoluyla taşıyamadığından, demir yolu veya kara yolu taşımacılığının yüksek maliyetleri nedeniyle tarım ürünleri fiyatları küresel boyutta artacak.

2024 de parçalı bir yıl oldu; 31 Mart öncesi – 31 Mart sonrası diye. Alınacak tüm ekonomik kararlar yerel seçimler sonrasına ertelenmiş görünüyor. Dolayısıyla seçim sonrası yürürlüğe konulacak düzenlemeler ve bunların sonuçları da 9 aylık minik bir yıl için değerlendirmeye alınacak.

Bununla birlikte, küresel gelişmelerin sonucu olarak nasıl bir 2024 yaşanacağına ilişkin çıkarsamalarda bulunmak mümkün. 

Dünya genelinde 2023’te ortalama %3.1 büyüme gerçekleşti. Aynı yıl OECD (Organisation for Economic Co-Operation and Development / Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülkelerinin büyüme oranı ise %1.6’da kaldı. Türkiye ise %4.5’lik büyümeyl dünya ortalamasını aştı. 

2023 KÜRESEL İHRACAT VERİLERİ…

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre küresel ihracat 2023 boyunca değer bazında geriledi. Bu azalış yıl sonu itibarıyla %6’ya erişti. 2023’te küresel mal ve hizmet toplamı 2022’ye nazaran 1,5 trilyon dolar azalarak 31 trilyon dolar oldu. Küresel enflasyon yakın dönemlerde gerileme seyrinde. 2023’te tüketici enflasyonu gelişmiş ülkelerde %4,27’den %3,71’e gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde %6.5 düzeyinde sabit kaldı. Oranlarda görece düşüş yaşanan Türkiye’de, TÜİK 2023 enflasyonun %64 olduğunu açıkladı. Bu yüzdeyle Türkiye, dünyadaki en yüksek enflasyon sıralamasında 5 ya da 6’ncı durumda. 

Özetle dünya küresel bir daralma süreci içinde. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Hamas Savaşı, ABD ve koalisyon güçleri ile Yemen - Husi Birlikleri arasındaki çatışmalar küresel ekonomik daralmaya sebep olan etkenlerden bazıları.

HUSİLERİN GEMİ SALDIRILARI…

19 Kasım 2023 tarihinden bu yana Yemen’deki Husilerin “İsrail malı taşıyor” gerekçesiyle saldırdığı gemi sayısı 40’ı geçti. Husilerin 18 Şubat 2024’te saldırdığı İngiliz gemisi Rubymar, 1 Mart’ta battı. Büyük miktarda amonyak ve yağ taşıyan geminin çevre felaketine yol açabileceği belirtiliyor. Bunun üzerine ABD ve Birleşik Krallık öncülüğündeki uluslararası seyrüsefer güvenlik ittifakı, ticaret yolunun güvenliği için Husilerin askeri hedeflerine hava saldırıları düzenledi.

SÜVEYŞ KANALI KULLANILAMAZ HALE GELDİ…

Yılda 35 bin civarındaki geminin geçiş yaptığı Kızıldeniz’i Akdeniz’e bağlayan Süveyş Kanalı ve Babülmendep boğazı uluslararası yük taşımacılığında kullanılamaz hale geldi. Ticari gemiler Ümit Burnu üzerinden Afrika’yı dolaşarak Uzak-Doğu ile Avrupa arasındaki taşımaları gerçekleştirmeye başladı. Bu yüzden navlun ve navlun sigortası fiyatları artarken; sefer boyu kullanılan yakıt miktarı da iki misline yükseldi. 

PANAMA KANALI’NDAN GEÇİŞLER YAVAŞLADI…

Öte yandan, Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirine bağlayan Panama Kanalı geçişlerinde de ciddi sorunlar baş gösterdi. Kuraklık nedeniyle kanalın ortasındaki gölün suyu azalınca, bir günde geçen ortalama gemi sayısı 36’dan 18’e düştü. Yüzlerce gemi kanaldan geçmek için uzun süre sıra beklemekte. 

Hava taşımacılığında da sıkıntılar yaşanıyor. Sıcak savaşlar nedeniyle hala uçaklar Rusya, Ukrayna, İsrail, Suriye, Yemen semalarını transit geçişler için rahat kullanamıyor.

YENİ GÜZERGÂH ARAYIŞLARI HIZ KAZANDI…

Bu sıkıntılar yeni güzergâh arayışlarını da tetikliyor. Hindistan – Orta Doğu – Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) adı verilen ve “Yeni Baharat Yolu” diye adlandırılan, “Hindistan – Birleşik Arap emirlikleri – Suudi Arabistan – Ürdün – İsrail’in Hayfa limanı üzerinden Yunanistan’ın Pire Limanı’na ve buradan da karayolu ile Almanya’nın liman şehri Hamburg’a erişimi hedefleyen” bir proje üzerinde çalışılıyor. Türkiye alternatif başka bir projeyi destekleme kararı aldı. Basra Körfez’inden başlayarak Divaniye – Necef - Kerbela – Bağdat – Musul üzerinden Türkiye’ye ulaşacak “Kalkınma Yolu Projesi” kapsamında Irak’a inşa edilecek demir yolu hattının Türkiye’deki demiryollarına bağlanarak, bu güzergâh üzerinden Avrupa’ya konteyner ve vagon yükü taşınması planlanıyor.

AVRUPA’DAKİ ÇİFTÇİ EYLEMLERİ…

Derken, 2024 Ocak’ın başlarında Avrupa’da çiftçi eylemleri boy göstermeye başladı. Hollanda, Belçika, Fransa, Almanya, Polonya ve Romanya gibi birçok ülkede yüzlerce traktör ile otobanları kesen çiftçiler, bu eylemleri ile siyasi otoriteye seslerini duyurmak istedi. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat kapsamındaki “Tarladan – Sofraya Tarım Stratejisi”nin dayattığı güçlüklere tepki gösteren çiftçiler, bin 200 traktörle Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasına gelerek yolları trafiğe kapattı. Bu, ister istemez Avrupa’da gıda tedarikinde sıkıntı oluşacağı yönünde endişelerin doğmasına neden oldu.

2024’TE NASIL BİR TABLOYLA KARŞILAŞILACAK?

Tüm bu gelişmeler ışığında, 2024 yılında karşımıza şöyle bir tablo çıkacak gibi görünüyor:

-Daralan ekonominin bir sonucu olarak, dünya düzeyinde milli gelir seviyeleri düşecek.

-En azından ilk on yılda, 1990’ların “küresel ekonominin önünü açma” girişimleri gibi politikalar yerine, “korumacı önlemlere sahip ülkeler” ile ticaret yapmak durumunda kalacağız.

-“Döngüsel ekonomi” eğilimleri ürün yaşam döngüsü sürelerini uzatacağından, ihracatçılarımız eskisi gibi Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülke veya ülke gruplarına ihracatta rahat piyasa bulamayacak.

-Süveyş ve Panama kanallarındaki sorunlar sebebiyle artan taşımacılık maliyetleri küresel olarak genel fiyat düzeylerini yukarılara tırmandıracak.

-Yeşil tarım stratejilerinin bezdirdiği Avrupalı çiftçiler üretimden uzaklaştıkça, küresel düzeyde gıdaya erişimde sıkıntılar meydana gelecek. 

-Aynı şekilde, Ukrayna tarım ürünlerini deniz yoluyla taşıyamadığından, demir yolu veya kara yolu taşımacılığının yüksek maliyetleri nedeniyle tarım ürünleri fiyatları küresel boyutta artacak.

-Bu olumsuz gelişmelere karşın, Avrupa Birliği’nin “tedarik zincirinin yakın çevreye göre haritalandırılması” hedefi doğrultusunda gerek Türk tarım ürünleri gerekse Türk sanayi ürünleri, Çin, Hindistan, Brezilya ve Arjantin gibi uzak ülke ürünlerine göre Avrupa Birliği için tercih nedeni olacak.

-Şüphesiz ki, en büyük pazarımız Avrupa Birliği’nin Türk ürünlerine yakın olması için, çok zayıflamış görünse de Türkiye – Avrupa Birliği ilişkileri “Gümrük Birliğinin Güncellenmesi” kapsamı ile sınırlı da kalsa geliştirilecektir.

1 Ocak 2025 tarihine eriştiğimizde, bu tespitlerimizin ne ölçüde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görmüş olacağız. Ancak, bugün itibarıyla daha güzel bir tablo çizme olanağımız yok gibi duruyor.