Hüseyin Cahit SOYSAL
Yönetim Kurulu Üyesi
31 Aralık 2020 tarihli 31351 üçüncü mükerrer sayılı Resmi Gazete’de 3350 sayılı yeni İthalat Rejim Kararı yayımlandı. Kararın 17 inci maddesi ile 20.12.1995 tarihli ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalat Rejim Kararı ve eki listeler de yürürlükten kaldırıldı. Aynı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle, 31.12.1995 tarihli ve 22510 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalat Yönetmeliği de yürürlükten kaldırıldı.
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişten sonra eski bir Bakanlar Kurulu Kararı ile ithalat rejiminin yürütülmesi makul gözükmüyordu. Bu bakımdan, yapılan yeni düzenlemenin yerinde olduğunu belirtmek gerekir. 3350 sayılı İthalat Rejim Kararı (Karar) incelendiğinde yürürlükten kaldırılan rejim kararı ve yönetmelik hükümlerinin tek metne dönüştürüldüğü görülüyor. Şüphesiz ki, karar eki listelerde yer alan vergilerde de değişiklikler var. Bu yazımızda sadece karar metnini irdelemeye çalışacağız.
- Kararın 3 üncü maddesine eski metinden farklı olarak, “İthal eşya fiyatlarının gerektiğinde kontrolünü yapmaya Bakanlık yetkilidir” ibaresi eklenmiş. Eğer bu cümleden murat “kıymet araştırması” ise elbette Bakanlık bu konuda yetkili ve malumu ilan etmenin de bir anlamı yok. Ancak, murat ithal eşya fiyatları için eşik fiyat tespit etmek ve bu uygulamaya hukuki alt yapı oluşturmak ise bu düzenleme ile Türkiye’nin de taraf olduğu “Cenevre Kıymet Kodu” hükümleri ihlal edilmiş olacaktır.
- Kararın 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “İthalat izinlerinin verilmesi, ithalat ile ilgili önlem ve kısıtlamaların uygulanması, ithal eşya fiyatlarının gerektiğinde kontrolünün yapılması ile ilgili görev ve yetkiler Bakanlıkça kullanılabileceği gibi, bu Karara istinaden yayımlanacak tebliğ veya verilecek talimatla, diğer kamu kurumları ve/veya ihracatçı birlikleri genel sekreterliklerine de kısmen veya tamamen devredilebilir” denilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesinde “Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır” hükmü yer almaktadır. Yani, devletin asli ve sürekli görevlerini “meslek kuruluşu” statüsündeki ihracatçı birliklerine devretmek genel idare esaslarına aykırı bir işlem olacaktır. Ayrıca, gümrük birliğinin gözden geçirilmesi sürecinde Türkiye’de incelemede bulunan AB uzmanlarının, “Dahilde İşleme İzin Belgeleri’nin ihracatçı birlikleri tarafından kapatılması AB düzenlemelerine aykırıdır” şeklinde görüş belirttikleri hususu da göz ardı edilmemelidir.
- Kararın 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında “İthalatı kanunlarla belirli kurum ve kuruluşlara bırakılmış eşya ithali ancak, bu kurum ve kuruluşlar tarafından veya bu kurum ve kuruluşlar tarafından yetkilendirilenler tarafından yapılabilir” hükmüne yer verilmiş. Doğrusu bu hükümden hangi eşya grubu etkilenecek, kestirmek bu aşamada mümkün görülmüyor. Bu eşyadan kasıt silah ve mühimmat gibi eşya mı düzenleme başka bir grup eşyayı mı kapsıyor, anlaşılması güç görünüyor. Çünkü aynı maddenin üçüncü fıkrasında “Yurda sokulmaları yürürlükteki mevzuat ile kayıt ve şarta bağlanan veya özel izne tabi bulunan eşya hakkındaki hükümler saklıdır” hükmüne yer verilmiş. Demek ki ikinci fıkra kapsamındaki eşya kayda ve şarta bağlanan veya özel izne bağlı bulunan eşya olmayacak.
- Yürürlükten kaldırılan İthalat Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesi hükmüne Kararın 8 inci maddesinde yer verilmiş. Maddenin birinci fıkrasında “… Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca vergi kimlik numarası verilen her gerçek ve tüzel kişi ile tüzel kişilik statüsüne sahip olmakla birlikte yürürlükteki mevzuat hükümlerine istinaden hukuki tasarruf yapma yetkisi tanınan kişi ortaklıkları ithalat işlemlerini yürütebilir” denildikten sonra ikinci fıkrada;
Ancak;
- Özel anlaşmalara dayanan ithalatta,
- Kitap ve diğer yayınların ithalatında,
- Ülkemizde açılan uluslararası fuar ve sergilerde Bakanlıkça perakende satışına izin verilen eşyanın ithalatında
Vergi kimlik numarasına sahip olma şartı aranmaz” deniliyor.
İthalat Yönetmeliği yürürlükte iken, “özel anlaşmalara dayanan ithalat” kavramına hangi ithalatın girdiğini tespit edebilmek son derece kolaydı. Çünkü aynı Yönetmeliğin “Özel Anlaşmalara Dayanan İthalat” başlıklı 8 inci maddesi “Özel anlaşmalara dayanan ithalat ile ilgili işlemler aşağıda belirtilen esasları ve Bakanlıkça verilecek talimatlara göre yürütülür” denildikten sonra NATO ithalatı ve NATO altyapı projeleri ile ilgili ithalatlar sayılıyordu.
Yeni Kararın “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) kapsamında yapılan ithalat” başlıklı 15 inci maddesi şu hükümleri içeriyor:
“(1) Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) kapsamında yapılan ithalata ilişkin işlemler, aşağıda belirtilen esaslara ve Bakanlıkça verilen talimatlara göre yürütülür.
- NATO ithalatı için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanmış üç nüsha ‘Müracaat Mektubu’ ile gümrük idarelerine başvurulur.
- NATO ortak alt yapı projelerinin sona ermesinden sonra, ilgili merciin görüşü alınarak her türlü mali yükümlülüklerin ödenmesi kaydıyla mal, eşya, malzeme ve araçların ithalatçılarına bırakılması Bakanlığın iznine tabidir.”
Mevcut madde başlığından ve madde hükümlerinden bu ithalat türünün “Özel Anlaşmalara Dayanan İthalat” olduğunu anlamak olanağı ortadan kalkmış durumda. Bizim gibi eski ve yeni hükümleri karşılaştırma olanağı olmayan ve bugün yürürlükte olan hükümlere göre ticari kararlarını verecek olanların “Özel Anlaşmalara Dayanan İthalat” kavramını “Özel hukuk hükümlerine göre yurtdışındaki müstakil bir satıcı ile Türkiye’de yerleşik müstakil bir alıcı arasındaki yapılan alım-satım anlaşması” olarak anlamasını engelleyecek hiçbir ip ucu yok Karar metninde.
- Kararın 9 uncu maddesinin beşinci fıkrasında gümrük yükümlüleri lehinde bir düzenlemeye yer verilmiş. Buna göre, “Serbest bölgelere ve antrepoya alınan ya da Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürün olarak Avrupa Birliği’ne ihraç edilmesi halinde, varsa telafi edici verginin hesaplanmasında, ithal ülke ve eşyasına İthalat Rejimi Kapsamında uygulanan ithalat vergisi oranı ile Avrupa Birliği Ortak Gümrük Tarifesinde uygulanan en düşünü gümrük vergisi oranı karşılaştırılır ve daha düşük olan vergi oranı tatbik edilir.” Kararın geçici 2 inci maddesine göre de, “Dahilde İşleme Rejimi kapsamında 1/1/2018-31/12/2019 tarihleri arasında Avrupa Birliği’ne yapılmış olan ihracatta, varsa telafi edici verginin hesaplanmasında, anılan dönemde bu verginin hiç ödenmemiş veya 9 uncu maddenin beşinci fıkrası çerçevesinde ödenmiş olması kaydıyla, anılan fıkra hükümleri tatbik edilir” hükmüne yer verilerek geriye yönelik işlemlere de açıklık getirilmiş.
- Diğer bir yenilik kamu ithalatına ilişkin düzenlemelerde yer alıyor. Kararın 13 ncü maddesi “(1) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 2 nci maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşları tarafından serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamında yapılacak ithalata ilişkin gümrük beyannamesinin tescilinde Bakanlığın izni aranır.
(2) İlgili mevzuattan kaynaklanan yükümlülükler ile istisnai hükümler saklı kalmak kaydıyla, birinci fıkra kapsamında verilen izinler, diğer mevzuata göre alınması gereken izin ve belgelerin yerine geçmez” deniliyor.
Böylece 2018/2 sayılı “Kamu Kurum ve Kuruluşları Tarafından Yapılacak İthalatta Alınacak İzin Hakkında Tebliğ” yerine 31.12.2020 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan aynı isimli 2021/15 sayılı Tebliğe yasal altyapı oluşturularak, kamu kuruluşlarının alımlarında yerli ürünlere yönelmesi sağlanmış oluyor.
- Kararın “Muafiyet” başlıklı 14 üncü maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları şu şekilde düzenlenmiş:
“(2) Milli Savunma Bakanlığı veya adına ithalat yapılacak olan kamu kurum ve kuruluşları ithalatta alınan gümrük vergisi, fon ve harçlardan muaftır.
(3) Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar dahilinde özel veya kamuya ait müzelerde sergilenmek üzere ithal edilecek her türlü eşya, gümrük vergisi, harç ve fonlardan muaftır.”
Eski İthalat Rejim Kararı’nda yeni Karardaki 14/3 fıkrası hükmü yer almıyordu. 14/2 fıkrası hükmü ise yer almakla birlikte, yeni Karara eklenen “fon” ibaresi eski metinde bulunmuyordu.
Bilindiği gibi, Anayasamızın 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrası “Vergi, resim harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmü yer almaktadır. İktidarın meclis çoğunluğu bulunduğuna göre, TBMM’den bir günde çıkarılacak bir muafiyet kanunu ile bu hükümler yürürlüğe sokulabilecek iken, neden Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe sokulduğunun anlaşılmasında güçlük çekilmiştir. Kaldı ki, gerek Kararın 14/2 inci fıkrasındaki “milli güvenlik”, gerekse 14/3 üncü fıkrasındaki “müze sergi eşyası” için muhalefet yaparak muafiyet kanununu engelleyecek bir muhalefet anlayışı da yok ülkede. Bu bakımdan, kanunla düzenlenmesi gereken bir alanda kararla düzenlenme yapılmış gibi bir durum ortaya çıkıyor.
3350 sayılı yeni İthalat Rejimi Kararının tüm sektör paydaşlarının yararına düzenlemeler getiren temel bir metin olmasını dilerim.