Ömer Haluk TURANLI
Eğitim Uzmanı
Dış ticaretin ilk akla gelen konularından birisidir Incoterms, yani Uluslararası Teslim Şekilleri. International Commercial Terms deyiminin akronimidir.
İngilizce isminin tercümesine göre ise Uluslararası Ticari Terimler demek daha doğru olacaktır.
Bu yönüyle aslında sadece teslim koşullarını açıklamakla kalmamakta, eşyanın sevki sırasında karşılaşılan çeşitli kademeleri de açıklayıcı nitelik taşımaktadır.
Incoterms, ICC (International Chamber of Commerce) yani Uluslararası Ticaret Odası tarafından hazırlanmakta ve her 10 yılda bir “Taslak Grubu” olarak görev alan uzmanlar tarafından, ICC’ye gelen geri bildirimler, kendi gözlem ve çalışmaları doğrultusunda gerekli görülürse revize edilmektedir.
2020 yılına yaklaşmakta olduğumuz bu günlerde söz konusu 10 yıllık döngüde tamamlandı ve 01 Ocak 2020 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek teslim şekilleri de belirlendi. Yazımızda Incoterms’in hangi konularda belirleyici ve yol gösterici olduğunu ve kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini özetlemeye çalışacağız.
Öncelikle Incoterms’in dış ticaretteki işlevine yani hangi konuları kapsayıp hangilerini kapsamadığına bakalım.
Incoterms aşağıda sıralanan 3 ana konu ile ilgilenir;
- Yükümlülükler
- Riskler
- Masraflar
Yükümlülükler olarak sınıflandırılabilecek konular sevkiyat sürecinde hangi işin kim tarafından yapılacağının belirlenmesidir. Örneğin; malın sevkiyatını kim organize edecek, sigortayı hangi taraf yaptıracak, gümrük prosedürlerini kim gerçekleştirecek gibi sorular bu kapsamdadır.
Bir diğer konu olan riskler ise eşyanın nerede ne hangi şartlar altında satıcıdan alıcıya devredilmiş olduğu konusudur.
Son olarak masraflar konusu süreç içerisinden oluşması muhtemel masrafların taraflardan kime ait olacağını belirler. (Her ne kadar Doğrulanmış Brüt Ağırlık / Verified Gross Mass konusu konteyner ve içindekilerin ağırlığının tartılması ile ilgili sevkiyatı doğrudan ilgilendiren bir konu olsa da çok fazla değişken içerdiğinden ve sabit bir kurala bağlanmasının zor olacağı düşünüldüğünden taslak grubu tarafından Incoterms 2020’ye dahil edilmemesi kararlaştırılmış olup bu masraf kaleminin detaylarının mutlak surette taraflar arasında akdedilecek satış sözleşmesinde yer alması gerektiğini not düşmeliyiz.)
Incoterms’in ilgilenmediği konular da mevcuttur. Özellikle ödeme yöntemleri, muhasebe ve envanter kayıtları gibi detaylarla ilgisi olduğu düşünüldüğünden bu maddeleri de belirtmekte fayda vardır;
- Taraflar arasında geçerli bir satış sözleşmesinin olup olmadığı
- Ticarete konu eşyanın özellikleri
- Mal bedelinin ödenmesi ile ilgili, nerede, ne zaman, nasıl ve hangi kur üzerinden işlem yapılacağı
- Satış sözleşmesinin ihlali durumunda uygulanabilecek çözümler
- Bu tür bir ihlal durumunda uyuşmazlıkların çözüm yöntemi, yeri ya da yasası
- Sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gecikme ve diğer ihlallerin sonuçları
- Olası yaptırımların etkileri
- Tarifelerin uygulanması
- İhracat veya ithalat yasakları
- Mücbir sebepler ve olası zorluklar
- Fikri mülkiyet hakları
- Muhasebe, envanter, stok, v.b. kayıtların durumu
Özellikle de muhasebe kayıtlarını IFRS / UFRS (International Financial Reporting Standards / Uluslararası Finansal Raporlama Standartları) uyarınca tutmakta olan firmalar, UFRS kuralları hükümlerince envanter kayıtlarını teslim şekline göre tutmak zorunda kalabiliyorlar. Örneğin; UFRS 15, ihracat gelirlerinin hangi aşamada gerçekleşmiş olarak kabul edileceğine dair hükümler içeriyor. Buna göre her teslim şekline göre söz konusu gerçekleşme farklılık arz edebiliyor. Burada önemli olan detay şu; UFRS örneğin EXW teslim şeklinde eşyanın, satıcı tarafından fatura kesildiği anda alıcının envanterine dahil olması gerekir şeklinde kural belirlerken diğer taraftan Incoterms EXW teslim şeklinde eşyanın kimin envanterinde yer alması gerektiği ile ilgili bir atıfta bulunmaz.
Incoterms genelinde yukarıdaki bilgileri aktardıktan sonra, Incoterms 2020 versiyonunun 2010 versiyonu ile farklarına değinelim;
Öncelikle Incoterms 2020 ICC Yayın No: 723E olarak adlandırabileceğimiz kitapta, görsel ve betimsel olarak iyileştirmeler yapıldığını söyleyerek başlayabiliriz.
Sevk aşamasındaki süreçlerin daha detaylı açıklandığı, kullanıcı notları, masraf kalemlerinin tek madde altında topluca listelenmesi (bununla birlikte her madde altında ayrıca ilgili masrafın bilgisi verilmeye devam edilmektedir), daha açıklayıcı ve birden fazla grafikli anlatım görsellerinin eklenmiş olması, şekil anlamında göze çarpan değişiklikler.
İçerik olarak gelen değişiklikleri ise ana başlıklar altında şöyle sıralayabiliriz;
- “On Board” ibareli konşimentolar ve FCA teslim şekli
- CIF ve CIP teslim şekillerinde farklı sigorta kapsamları
- FCA, DAP, DPU ve DDP teslim şekillerinde, satıcının veya alıcının kendi nakliye araçları ile nakliye düzenlenmesi
- DAT teslim şeklinin DPU olarak değiştirilmesi
- Güvenlikle ilgili gereksinimlerin nakliye yükümlülükleri ve maliyetlerine dahil edilmesi
Bu ana başlıklara da kısaca açıklık getirelim;
FCA teslim şekli üzerinden anlaşmaya varılan deniz yolu ile yapılacak taşımalarda, “On Board” (gemiye yüklenmiş) ibaresi taşıyan konşimento alınması mümkün olmayabiliyordu keza bu teslim şeklinde mallar alıcıya ulaştırılmak üzere nakliyeciye teslim edildiğinde teslim gerçekleşmiş sayılıyor, gemiye yüklemek mecburiyeti yok. Özellikle akreditif ile çalışan ihracatçılar ilgili şartları yerine getirebilmek ve rezerv yememek için bu şekilde düzenlenmiş konşimento talep ediyorlar ama bu durum aslında henüz gemiye yüklenmiş olmayan malların sanki yüklenmiş gibi gösterilmesi anlamına geldiğinden gemi acentesi de böyle bir dokümanı vermek istemeyebiliyor.
Incoterms 2020’de FCA teslim şeklinin A6/B6 maddelerinde bu şekildeki işlemlere bir tür çözüm getirebilecek bir yenilik olarak alıcının, nakliyeciye, malın yüklenmesinden sonra satıcı adına “on board” kayıtlı bir konşimento düzenlemesi konusunda talimat vermesi yönünde anlaşabileceklerine dair bir değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere FCA teslim şeklinde satıcının alıcıya karşı nakliye ile ilgili hiçbir yükümlülüğü yoktur ve getirilen bu yenilik bu yönde bir değişiklik içermemektedir.
CIF ve CIP teslim şekilleri tüm teslim şekilleri içinde, satıcının malları alıcı namına sigorta ettirmesini şart koşan yegane teslim şekilleridir. Incoterms 2010’da her iki teslim şekli de en düşük teminat içeriğine sahip “Institute Cargo Clauses C” seviyesinde sigorta yapılmasını şart koşarken, Incoterms 2020’de CIP teslim şekli için bu teminat seviyesi en kapsayıcı kloz olan “Institute Cargo Clauses A” olarak tanımlanmıştır. Yine de tarafların kendi aralarında anlaşarak daha farklı teminatları poliçeye ekletmesi veya eksiltmesi mümkündür.
Bir diğer değişiklik FCA, DAP, DPU ve DDP teslim şekillerinde alıcı veya satıcının nakliyeyi kendi taşıma araçları ile gerçekleştirebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmış olmasıdır.
Kanaatimizce en önemli değişiklik D grubu teslim şekillerinden olan DAT – Delivered At Terminal teslim şeklinin DPU – Delivered At Place Unloaded olarak revize edilmesi olmuştur. İçerik olarak DAT teslim şeklinden farkı olmayan DPU; satıcıya malları, alıcının emrine, gümrük işlemleri yapılmaksızın, taşıma aracından boşaltılmış şekilde hazır etmesini şart koşmaktadır.
Son olarak nakliye ihtiyaçlarına daha bağımlı hale gelen güvenlik tedbirleriyle ilgili yükümlülükler de, Incoterms 2020’de her teslim şeklinin A4-A7 maddelerinde belirtilmek suretiyle terminolojiye dahil edilmiştir.
Bu şartların getirdiği maliyetlere maliyet başlıkları olarak tanımlayabileceğimiz A9 / B9 maddelerinde daha belirgin bir şekilde yer verilmiştir.