BİR BİLENE SORDUK

DİJİTALLEŞEN DÜNYADA GÜMRÜKLERDE YENİ PARADİGMA…

Rıza Mehmet KORKMAZ
 UGM GENEL MÜDÜRÜ

Teknolojideki hızlı gelişmelerle birlikte sanayi devrimleri arasındaki zaman aralığı da giderek kısalmıştır. Artık akıllı cihazların ve yapay zekanın, yeni nesil üretim hatlarını tasarlayarak geliştirdiği; yeni iş modellerinin devreye alındığı, büyük veri (big data) analizleri ve bilgi depolama datalarının büyümesiyle teknolojinin her alanı etkisi altına aldığı V. Sanayi Devrimi’nin eşiğindeyiz. İnsansı yapay zekâ, blok zincir, dijital gerçeklik, robotlar, 5G hatta 6G, otonom araçlar, dronelar, akıllı ev ve şehirler yeni teknolojik dönüşümün birer parçası olarak bu yeni dönemde öne çıkmakta ve uluslararası ticareti de daha yoğun biçimde e-ticarete evirmektedir.

Dijitalleşme, mal ticareti yapma şeklimizi de değiştirmektedir. Hızlı teknolojik gelişmeler, sadece mal ticaretini etkilememekte, uluslararası sınır ötesi ticarette hizmet sektörünün büyümesini de kolaylaştırmaktadır. Önümüzdeki dönemde, IoT’nin kullanılacağı öncelikli alanlardan birisi akıllı konteynerler olacaktır. İlerleyen süreçte “kimi eşyada kendini beyan edebilecek bir sisteme geçiş” teorik olarak mümkündür ki, bu durum tüm gümrüklemede paradigmayı kökten değiştirecektir.

İnsanlık tarihi bilim ve teknolojide yaşanan gelişmelerle şekillenmiştir. İnsanoğlunun öğrenme ve öğrendiğini hayata yansıtma sürecinde, bilinen tarih öncesinde; ateşin bulunması, giyim eşyalarının kullanımı, dikiş iğnesinin icadı (50.000 yıl önce), deniz taşıtlarının kullanımı (42.000 yıl önce), ipin icadı (28.000 yıl önce), çanak çömlek kullanımı (28.000 yıl önce), testerenin icadı (25.000 yıl önce), toplu yerleşime geçilmeye başlanılması (25.000 yıl önce), hayvanların evcilleştirilmesi (15.000 yıl önce) gibi önemli dönüm noktaları vardır.

Ardından toprağın işlenmesi ve tarımın başlaması (10.000 yıl önce) ile ilk kentsel yerleşimler (9.500 yıl önce) doğmuş; proto yazının bulunması (8.000 yıl önce), atın evcilleştirilmesi (6.000 yıl önce), ilk yolların yapımı (5.800 yıl önce) ve tekerleğin bulunması (5.500 yıl önce) ile ulaşım ve iletişim de ivmelenmiştir. Ancak bilginin diğer nesillere aktarılması ve yayılması, M.Ö. 3.200 yıllarında Sümerlilerin ve ardından da Mısırlıların sistematik yazıyı bulmalarıyla mümkün hale gelmiş ve sonrasında bilgi katlanarak büyümüştür. 

Yazının bulunmasıyla başlayan bilinen tarih, sanayii devrimine kadar oldukça yavaş bir seyirde akmıştır. Sanayii Devrimi’yle birlikte bilim ve teknolojide yaşanan yeni keşifler ve hızlı gelişmeler, ulaşımı ve iletişimi daha kolay, hızlı ve ucuz hale getirmiş; dünya ekonomisi ve ticareti baş döndürücü bir hızla büyümüştür. Yeni düzende ortaya çıkan emperyal güçlerin sanayide kullanmak için duyduğu ham madde ve ucuz iş gücü ihtiyacı, sömürgeciliği körüklediği gibi dış ticareti de ivmelendirmiştir. 

19. yüzyılın ilk yarısına kadar süren I. Sanayi Devrimi, kömürle çalışan buhar makinalarının öncülüğünde çelik ve tekstil sektörünün büyük atılım yaptığı bir dönem olmuş, kentleşme hızlanmıştır.

II. Sanayi Devrimi’nin yaşandığı 19. yüzyılda ise, yeni enerji kaynakları keşfedilmiş; buharlı makinelerin yerini elektrik, petrol ve doğal gaz ile çalışan makineler almış; otomobil, uçak gibi araçların icadıyla dünya, “global bir köy” olarak nitelendirilmeye başlanılmıştır.

III. Sanayi Devrimi ise 1960’lı yılların başından itibaren, elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması ve üretim hattının geliştirilerek elektronik ve bilişim teknolojilerinin devreye girmesiyle gerçekleşmiş ve bir “dijital teknoloji” dönemi başlamıştır. 

Günümüzde ise, IV. Sanayii Devrimi olarak nitelendirilen dönem (Sanayi 4.0) yaşanmaktadır. Yapay zekâ (AI), üç boyutlu yazıcılar, siber fiziksel sistemler (CPS), robotik teknolojiler, internet, sanal gerçeklik, nesnelerin endüstriyel interneti (IIoT), iCloud, sürücüsüz arabalar, dronelar, akıllı fabrikalar/depolar gibi ilk 3 sanayi devriminin yapısını tamamen değiştiren yeni buluşlar, bu döneme damgasını vurmuştur.

Teknolojideki hızlı gelişmelerle birlikte sanayi devrimleri arasındaki zaman aralığı da giderek kısalmıştır. Artık akıllı cihazların ve yapay zekanın, yeni nesil üretim hatlarını tasarlayarak geliştirdiği; yeni iş modellerinin devreye alındığı, büyük veri (big data) analizleri ve bilgi depolama datalarının büyümesiyle teknolojinin her alanı etkisi altına aldığı V. Sanayi Devrimi’nin eşiğindeyiz. 

İnsansı yapay zekâ, blok zincir, dijital gerçeklik, robotlar, 5G hatta 6G, otonom araçlar, dronelar, akıllı ev ve şehirler yeni teknolojik dönüşümün birer parçası olarak bu yeni dönemde öne çıkmakta ve uluslararası ticareti de daha yoğun biçimde e-ticarete evirmektedir.

DİJİTALLEŞME TİCARETİ NASIL DEĞİŞTİRİYOR?

Dijitalleşme “ticaretin ölçeğini, kapsamını ve hızını, erişilebilirliğini artırarak”, firmaların dünya genelinde dijital olarak bağlantılı daha fazla sayıda müşteriye yeni ürün ve hizmetlerini sunmalarına olanak tanımaktadır. Aynı zamanda firmaların, özellikle de küçük olanların, büyümelerinin önündeki engelleri aşmak için yeni ve yenilikçi dijital araçları kullanmalarına, ödemelerini kolaylaştırmaya, iş birliğini daha mümkün ve kolay kılmalarına, bulut tabanlı hizmetlerin kullanımı yoluyla sabit varlıklara yatırım yapmaktan kaçınmalarına ve kitlesel fonlama gibi alternatif finansman mekanizmalarını kullanmalarına imkân sağlamaktadır.

Dijitalleşme, aynı zamanda mal ticareti yapma şeklimizi de değiştirmektedir. Dünya genelinde kentleşmenin yüzde 56’ya ulaşması[1], internet kullanımının (dünya nüfusunun yüzde 67,9’u) yaygınlaşması[2], özellikle pandemi döneminde elektronik yolla alışveriş alışkanlığının daha da artması ve çevrimiçi platformların büyümesi, uluslararası sınırların ötesinde satılan küçük paketlerin sayısının da artmasına; e-ticaret işlemlerinin perakende ticaret içindeki payının büyümesine (yaklaşık yüzde 21.5) neden olmuştur. Bu durum, politika yapıcılar için hızlı kargo işlemlerine de konu e-ticaretin fiziksel yönetiminden, risk yönetimine (sahte mallar veya biyogüvenlik standartlarına ilişkin) ve vergilerin tahsilatıyla ilgili gelir sonuçlarına kadar uzanan bir dizi sorunun ortaya çıkmasına da neden olmaktadır.

Yeni teknolojiler ve iş modelleri, aynı zamanda, hizmetlerin üretilme ve tedarik edilme şeklini de değiştirmekte, mallar ve hizmetler ile teslimat biçimleri arasındaki zaten gri olan ayrımları daha da bulanıklaştırmakta, yeni mal ve hizmet kombinasyonları getirmektedir. Örneğin 3D baskıyla üretilen bir ürün, tasarım hizmeti olarak gümrükten geçebilmekte ancak tüketildiği anda bir ürün haline de gelebilmektedir. Bu konular bir araya geldiğinde, uluslararası ticaret ve yatırım politikasının oluşturulma şekli açısından yeni zorluklar ortaya çıkmaktadır.

Hızlı teknolojik gelişmeler, sadece mal ticaretini etkilememekte, uluslararası sınır ötesi ticarette hizmet sektörünün büyümesini de kolaylaştırmaktadır. 

Dijital dünyada, eski ticaret sorunlarının yeni sonuçları olabilmektedir. Örneğin, hantal sınır prosedürlerinin hızlı kargo/e-ticaret işlemleri üzerindeki etkileri veya yeni ticareti yapılabilen hizmetler üzerindeki kısıtlamalar gündeme gelmektedir. Ülkeler arasındaki ilişkilerde farklı düzenlemelerden kaynaklı ticaret politikası sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Politika yapıcıların yeniliği teşvik eden ve mal ve hizmetlerde dijital ticareti destekleyen bir ortam yaratabilmeleri için bu değişikliklerin doğası ve kapsamının daha iyi anlaşılması gerekmektedir[3]. Bu çerçevede uluslararası kuruluşlar da uluslararası standart uygulamalar geliştirmeye dönük yoğun çaba ve emek harcamaktadırlar.

GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET İŞLEMLERİNDE DİJİTALLEŞME

Teknolojide yaşanan tüm bu gelişmeler, gümrük ve dış ticaret işlemlerinde de bir dijital dönüşüme yol açmaktadır. Bu çerçevede konuyu kamu otoritelerinin bu alanda yaptığı çalışmalar ve sektörde yürütülen dijitalleşme çabaları olarak iki temel çerçevede ele almak doğru olacaktır. Zira gümrük ve dış ticaret işlemlerinin temel üç aktörü; gümrük idareleri, gümrük müşavirleri ve dış ticaret yapan firmalardır. Dolayısıyla bu 3 aktör arasında işleyen yapının dijitalleşmeyle nasıl evrildiğine odaklanmak uygun olacaktır.

Gümrük idareleri başta olmak üzere dış ticaret işlemlerinde yetki kullanan kamu otoritelerinin dijitalleşmeye dönük çabaları esasen yeni değildir. Teknolojinin en kolay ve hızlı uygulama alanı bulduğu yerler arasında gümrük idareleri, her zaman önde yer almıştır. Gümrük uygulamaları bağlamında teknoloji iki temel kullanım alanına sahiptir; bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT) ve kontrollere dönük teknolojiler[4]. Gümrük otoriteleri, kendilerine firmalar ya da onlar adına hareket eden gümrük müşavirleri tarafından sunulan gümrük dokümanlarını alır, inceler, doğrular ve onaylar; gümrük beyannamesindeki beyan ve verilere istinaden ihtiyaç duyarsa eşyanın fiziki kontrolünü yapar; ihtiyaç duyarsa ilave bilgi ve belge talep eder; eşyaya tekabül eden vergileri hesaplar ve tahsilini gerçekleştirir; eşyanın işlemleri tamamlandıktan sonra malı sahibine ya da adına hareket eden gümrük müşavirine teslim eder. Kısaca anlatılan bu süreçlerin takibi için; gelişmiş ülkelerin gümrük idareleri bilgisayar ve internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanıldığı 1970’li yıllardan itibaren, operasyonel etkinlik için kendi gümrük bilgisayar sistemlerini kurarak otomasyona geçmeye başlamışlardır. Gelişmiş ülkelerde gümrük beyannamelerinin bilgisayarlarda yazılmasıyla başlayan dijitalleşme süreci, elektronik beyanname (e-beyan) ile sonuçlanmıştır.

Ayrıca uluslararası arz zincirinin güvenliği ve ticaretin kolaylaştırılması için Dünya Gümrük Örgütü’nün (DGÖ) öncülük ettiği çalışmalarla; DGÖ SAFE Standartlar Çerçevesi, DGÖ veri modeli, tek pencere sistemi (single window system), tek durakta işlem, veri bankaları, yetkilendirilmiş yükümlü (AEO), sonradan kontrol uygulamaları dahil kolaylaştırmalar; konteyner güvenliği uygulamaları, gümrük kapılarında modern tarama sistemleri ve nükleer madde dedektörlerinin kullanımı, veri işlemeyle risk analizi esaslı kontrollerle bir yandan yasal ticareti kolaylaştırılırken, bir yandan da yasadışı ticaretle etkin mücadele yolunda teknolojiden en üst seviyede yararlanılmaya gayret edilmiştir. 

Gümrük işlemlerine ilişkin süreçlerde görev ifa eden gümrük müşavirleri, adına hareket ettiği müşterisinden temin ettiği bilgileri inceler; gerekli izinleri yetkili otoritelerinden alır; gümrük beyanını oluşturur ve gümrük idaresine teslim eder; gümrük otoriteleriyle gerekli temasları sağlayarak varsa onların soru ve taleplerini temsil ettiği müşterisi adına karşılar; fiziki kontrole eşlik eder; müşterisi adına tüm süreçleri tamamlar; birçok durumda müşterisi adına vergileri ve oluşan masrafları öder; eşyanın gümrükten çekilmesini sağlar; sürece ilişkin raporlamaları müşterisine iletir; evrakları teminle arşivlenmesi sürecini de müşterisinin talebine göre yönetir. Gümrük müşavirlerinin kabaca anlatılan bu iş süreçlerindeki dijitalleşme çabaları; özellikle risk yönetimi, data entegrasyonu, kıymet/tarife/menşe/rejim başta olmak üzere verilerin doğrulanması, beyannamelerin doldurulması, ödeme hizmetleri, e-arşiv gibi işlemlere odaklanılarak gümrük beyan süreçlerinin uçtan uca yönetimini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bunun yanı sıra gümrük ve dış ticaret süreçlerinde etkinlik, doğruluk, hız, kırtasiyeciliği ve maliyetleri azaltma amacıyla, yapay zekâ ve özellikle tekrar eden süreçlerde robot kullanımı da artmaktadır. 

Teknolojik gelişmelerin, önümüzdeki dönemde gümrük ve dış ticaret süreçlerine nasıl etkileri olacağı Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ-WCO) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ-WTO) başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların çalışmalarına da ilham vermektedir.

DTÖ VE DGÖ’NÜN TEKNOLOJİ KULLANIMINA YÖNELİK ÇALIŞMALARI

164 üyesiyle dünya ticaretine yön veren temel kuruluşlardan birisi olan Dünya Ticaret Örgütü (WTO-DTÖ) ile 1952 yılında dünyada gümrük uygulamalarını geliştirmek ve standart hale getirmek üzere kurulan 185 üyeli Dünya Gümrük Örgütü (WCO-DGÖ); yasal ticareti kolaylaştırmak, daha hızlı ve güvenli kılmak noktasında, dünyada ortak normlar belirleme çabası vermekte; mevcut kapasiteyi geliştirmeye gayret etmekte, bu doğrultuda da uluslararası normlar, belgeler ve sözleşmeler oluşturmaktadırlar. 

Bu kapsamda geçmiş yıllarda her iki uluslararası kuruluş da, çok sayıda toplantı, konferans, forum, webinar gerçekleştirmiş; uluslararası sözleşmeler, politika belgeleri, raporlar, tavsiye kararları oluşturmuş; kapasite geliştirme çalışmaları, eğitim programları ve işbirliği projeleri de dahil olmak üzere çok sayıda girişime öncülük etmiştir. Bu çabalarla ortaya çıkan iki somut belge; 2006 yılında yürürlüğe giren ve 128 üye ülke tarafından kabul edilen DGÖ Revize Kyoto Sözleşmesi (Gümrük İşlemlerinin Uyumlaştırılması ve Basitleştirilmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme) ile 2017 yılında yürürlüğe giren ve halen 156 üye ülke tarafından onaylanan DTÖ Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’dır. 

Revize Kyoto Sözleşmesi’yle; gümrük işlemlerinin modernizasyonu, gümrük beyanname ve belgelerinde elektronikleşme, işlemlerde şeffaflık, risk yönetiminde bilgi teknolojileri kullanımı, gümrük idaresinin diğer kurumlar ve iş dünyası ile işbirliği ve bilgi değişimi, sonradan kontrol gibi hususlardaki temel ilke ve standartlar düzenlenmiştir. 

2005 yılında hazırlanan ve en son 2021 yılında güncellenen DGÖ SAFE Standartlar Çerçevesi de, giriş/çıkış/transit gönderilerine ilişkin olarak önceden elektronik bilgi sunulmasının uyumlulaştırılması, uluslararası arz zincirinin güvenliği için risk yönetimi yaklaşımının benimsenmesi, gümrük idaresinin x-ray cihazları ve radyasyon dedektörleri gibi eşyayı dışarıdan muayene eden teçhizatlar kullanarak yüksek riskli konteynerleri denetlemeleri gibi dijitalleşme açısından önemli standartları içermektedir. [5] 

DTÖ Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması da, üye ülkelerin tüm prosedür ve düzenlemelerini internetten yayımlamaları, ticaretle ilgili yeni veya değiştirilen mevzuatın belirli bir süre önceden yayımlanarak ilgili tarafların görüşlerinin alınması, tarife ve menşede bağlayıcı ön karar mekanizması kurulması, varış öncesi bildirim, vergiler için elektronik ödeme, gümrük kontrollerinde risk yönetimi, sonradan kontrol, ortalama teslim sürelerinin ölçülmesi ve yayımlanması, yetkilendirilmiş yükümlü (AEO), kargoda hızlandırılmış sevkiyat, sınır otoriteleri arasında iş birliği, ithalat, ihracat ve transitle ilgili formalitelerin azaltılması, tek pencere, üyelerin tüm gümrük kapılarında yeknesak formalite ve belge yükümlülükleri gibi bir çok alanda temel prensipleri ortaya koymuştur. [6]

DİJİTAL GÜMRÜKLER

Her yıl belirlediği ana temayla, o yıl içerisindeki çalışmalarında özellikle bu konu üzerinde yoğunlaşan Dünya Gümrük Örgütü, 2017 yılı ana temasını “Dijital Gümrükler”, 2022 yılı ana temasını da Gümrük İdarelerinde Dijital Dönüşümün Yükseltilmesi” (Scaling up Customs Digital Transformation) olarak belirlemiş ve dijitalleşmenin önemine vurgu yapmıştır.

DGÖ Genel Sekreteri Kunio Mikuriya, dijital gümrükleri “dijital sistemler kullanarak gümrük vergilerini toplamak ve korumak, malların/insanların/taşıtların ve paranın akışını kontrol etmek, sınır ötesi ticareti -uluslararası terörizm de dahil olmak üzere- suça karşı güvence altına almak için dijital sistemleri kullanmak” ifadesiyle tanımlamıştır. Bu çerçevede başlatılan “Dijital Gümrük Girişimi”, kâğıt üzerindeki gümrük prosedürlerini elektronik işlemlerle değiştirmeyi, böylece küresel gelişmelere uygun, daha verimli ve modern bir gümrük ortamı yaratmayı amaçlamıştır[7]

DGÖ, hâlihazırda bilgi teknolojileriyle ile ilgili mevcut araç, belge ve uygulamalarını ana temalar halinde aşağıdaki şekilde gruplandırmıştır. 

  • Liderlik-Yöneticilere yönelik Bilgi Teknolojileri Kılavuzu, Tek Pencere Külliyatı Cilt 1;
  • Yasal dayanak – Revize Edilmiş Kyoto Sözleşmesi; Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardıma İlişkin Model İkili Anlaşma; Karşılıklı Tanıma Düzenlemesi/Anlaşması Geliştirilmesine İlişkin Kılavuzlar,
  • Modernizasyon ve reform – Bilgi ve İletişim Teknolojisinin Uygulanmasına İlişkin Revize Edilmiş Kyoto Sözleşmesi Kılavuz İlkeleri; Tek Pencere Külliyatı Cilt 2, Destekleyici Belgelerin Kaydileştirilmesine İlişkin Tavsiye Kararı; Gümrük ve Diğer İlgili Düzenleyici Bilgilerin Elektronik İletimi ve Doğrulamasına İlişkin Tavsiye Kararı; vb.;
  • Toplumun korunması – Risk Yönetimi Külliyatı; WCO Kargo Hedefleme Sistemi; Gümrük Uygulama Ağı (CEN) paketi; İRİS; IPM;
  • İletişim – WWW Sitelerinin Gümrük İdareleri Tarafından Kullanımına İlişkin Tavsiye; Sosyal Ağ Sitelerinin Gümrük Tarafından Kullanımı;
  • Birlikte çalışabilirlik ve değişim/bölgesel entegrasyon – Benzersiz Gönderi Referansının Kullanımına İlişkin Öneri; WCO Veri Modeli ve kullanımına ilişkin Tavsiye; API PNR Yönergeleri ve bunların kullanımına ilişkin Tavsiye; Entegre Tedarik Zinciri Yönetimi Yönergeleri vb.
  • Yöneticiler için Bilgi Teknolojileri Kılavuzu El Kitabı

YIKICI TEKNOLOJİLER 

Son teknolojik gelişmeler kimlerin, hangi ürünlerin ticaretini nasıl yaptığını da belirler hale gelmiştir. Geçmiş 50 yılda bilişim sektörünün gücü, kapasitesi, hızı, etkinliği muazzam ölçüde artarken, maliyetler de ciddi ölçüde düşmüş, kişisel bilgisayar ve mobil cihaz kullanımı çok yaygınlaşmıştır. İnternet bağlantıları ve bant genişliğindeki artışlar bu teknolojik gelişmelerin ivmelenmesinde katalizör rol oynamıştır. Bir zamanlar sadece analog olarak var olan bilgilerin dijitale dönüştürülmesi, toplanması ve depolanması, kullanımı da çığır açıcı etkiler yaratmıştır.

Yıkıcı teknolojilerden bahsettiğimizde, yapılan işlerin yapılış biçimini komple değiştiren yeni bir teknoloji söz konusudur. Gelecekte hangi teknolojilerin bunu tam olarak başaracağını söyleyebilmek zor olsa da, kamuoyu tarafından geçmiş yıllarda genel kabul gören anlayışa göre yıkıcı teknolojiler; blok zincir, yapay zekâ, nesnelerin interneti, robotik teknolojiler ve otomasyon, sanal gerçeklik, 3D yazıcı ve diğer ileri derece gelişmiş teknolojilerdir. 

Yıkıcı teknoloji ve buluşlar tabirini kullandığımızda belirli bir pazardaki negatif bir durum ya da reaksiyondan bahsetmiyor, aslında teknolojinin doğal gelişimine vurgu yapıyoruz. Hayatımız, yıkıcı teknolojilerle pek çok açıdan zenginleştirilmiştir. İnsanlık tarihi, bizi ve iş yapma şeklimizi, yaşam biçimimizi dönüştüren teknolojilik gelişmelerin hikâyeleriyle doludur. Şimdi bu yıkıcı teknolojilerin gümrük ve dış ticaret işlemlerine etkisine yakından bir göz atalım.

DGÖ/DTÖ YIKICI TEKNOLOJİLER RAPORU

Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 98’ini temsil eden DGÖ ve DTÖ’nün, uluslararası ticareti ve ekonomileri daha geniş anlamda destekleme çabalarında, dijitalleşmenin dünya ticaretini nasıl etkilediğini ortaya koyan ortak bir çalışma yaparak hazırladıkları “Yıkıcı Teknolojiler Çalışma Raporu[8] 2019 yılında yayımlanmış ve 2021 yılında da çalışma revize edilmiştir. 

Söz konusu çalışmada, gümrüklerin küresel ticaretin sağlanmasında oynadığı kritik rolün altı çizilmiş; geleceğin küresel tedarik zincirlerini daha verimli hale getirmek için “Akıllı Gümrükler”in, gümrükleme süresini ve maliyetlerini en aza indirmesi ve aynı zamanda gelen ve giden malları ve araçları akıllıca yönetmesi gerektiği; bu doğrultuda da oyun değiştirici/yıkıcı teknolojilerin bir arada kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, yenilikçi çözümler uygulanırken siber güvenlik, büyük veri, veri değişimi, tanımlayıcılar ve diğerleri gibi çok sayıda unsurun dikkate alınması gerekmektedir. 

Bu tespitlerden hareketle DGÖ ve DTÖ tarafından yürütülen çalışmada, gümrük ve dış ticaret işlemlerini dönüştüren ve derinden etkileyen temel teknolojik gelişmeler 7 ana kategoride toplanmıştır:

  1. Blok zincir: Dağıtık cüzdan teknolojisi veya DLT olarak da adlandırılan blok zincir teknolojisi, uluslararası ticaret perspektifiyle iki temel fayda sağlayacaktır. İzleme kapasitesini ve yeteneğini artırarak şeffaflığı güçlendirecek; ürünlere ilişkin belgelerin güvenilirliğini ve gerçekliğini sağlayarak dış ticaretteki tarafların güvenini sağlamlaştıracaktır. Bir diğer faydası da ticaretin dijitalleştirilmesi; ticari dokümantasyonun, süreçlerin ve verilerin güvenli değişimini ve izlenmesini (izlenebilirlik) kolaylaştırmasıdır. 

Burada rapor, zincirin "en zayıf halkası" olduğuna inandığı şeyi tanımlamaktadır: "Herhangi bir dijital süreç ancak en az dijitalleştirilmiş halkası kadar güçlü olmalıdır. Birçok uluslararası ticaret sistemi için bu, gümrüklerin entegre edilmesi anlamına gelir. Birçok hükümet gümrük işlemleri ve tek pencereler için DLT'yi test ediyor veya kullanmayı düşünüyor olsa da çoğu proje kavramsal veya pilot aşamada kalmaktadır."[9] Şu halde halen, ölçeklenebilirlik sınırlı kalmakta, mevcut blok zinciri ağları ve platformları birbirleriyle "konuşmamakta" ve blok zinciri işlemlerinin yasal statüsünden sorumluluk sorununa kadar uzanan bir dizi çözülmemiş yasal sorun öylece durmaktadır. Blok zincirlerinin siber güvenlik sorunlarına karşı gerçekten aşılmaz olup olmadığı da bir diğer sorudur. Son olarak bir diğer zorluk, blok zinciri sistemlerinin uygulanması nispeten daha maliyetli olabileceği gerçeğidir. Yine de, blok zincirin kimi gümrük idarelerinde yavaş yavaş uygulama alanı bulmasının planlanmaya başlandığı da gözlemlenmektedir.

  1. Nesnelerin İnterneti (IoT): Nesnelerin İnterneti veya IoT, fiziksel cihazların ("bağlı cihazlar" ve "akıllı cihazlar" olarak da adlandırılır), araçların, binaların ve elektronik cihazların, yazılım, sensörler, aktüatörler ve ağ bağlantısı ile gömülü diğer öğelerin internet üzerinden çalışmasıdır. IoT nesnelerin veri toplamasını ve değiş tokuş etmesini sağlar. Basitçe ifade etmek gerekirse; IoT, fiziksel nesneleri çevrelerinden gelen bilgileri yorumlamanın yanı sıra iletişim kurmak için akıllı cihazlara da dönüştürür. Yaşamlarımızı daha konforlu, işlerimizi daha verimli ve daha az maliyetli hale getirmek için kullanılır. Henüz ana akım kabul görmemiş olsa da, son yıllarda IoT daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. ATM'ler ve hava yolu check-in makineleri gibi bağlantılı makineler uzun yıllardır kullanılmaktadır. Ancak yeni ve özgün cihazlar ve birçok sıradan nesne artık dijital algılama, bilgi işlem ve iletişim yetenekleriyle yeniden keşfedilmektedir. Nesnelerin İnterneti birçok fiziksel ürünü (örneğin ev aletleri, güvenlik kameraları ve çöp konteynerleri) büyük veri uygulamalarına dahil etmiştir. Nesnelerin İnterneti uygulamasının pratik örnekleri, akıllı fitness bilekliklerinden sürücüsüz araçlara kadar uzanmaktadır. Nesnelerin İnterneti, iş dünyasının dönüşümü için önemli bir güç haline gelmiştir. Yıkıcı etkisi, şimdiden tüm sektörlerde ve toplumun her alanında hissedilmektedir. Bu ani genişleme, tüketiciler, işletmeler, şehir yetkilileri, hastaneler ve diğer birçok kuruluşun teknolojiden yararlanmak için yeni yollar bulmasıyla IoT'nin ekonomik etkisini de artırmaktadır. Statista14, 2025 yılına kadar IoT'nin dünya çapında 30 milyardan fazla cihazdan (kişi başına dörtten fazla cihaz) oluşacağını tahmin etmektedir.

DGÖ'nün 2021 Yıllık Konsolide Anketi ve DGÖ-DTÖ'nün "Sınır Ötesi Ticarette İleri Teknolojilerin Rolü: Bir Gümrük Perspektifi" başlıklı raporuna göre, katılımcıların yarısı gümrük iş süreçlerinde IoT kullandıklarını ve yüzde 9'u da kullanmayı planladıklarını belirtmiştir. Ancak, yüzde 40 kadarının bu teknolojiyi kullanma planı yoktur. IoT kullanan 72 katılımcının çoğunluğu bunun X-ray veya bilgisayarlı tomografi (CT) taramasıyla ilgili olduğunu ve önemli bir kısmının QR kodu ve barkod okuyucuları, otomatik plaka okuyucuları ve kameraları ve elektronik mühürleri (e-mühürler) kullandığını belirtmiştir. IoT cihazları aracılığıyla toplanan bilgilerin paylaşılmasına ilişkin olarak 78 üye tarafından 108 yanıt verilmiştir; bu da bazı gümrük makamlarının birden fazla kanal kullandığı anlamına gelmektedir. Bilgi paylaşımı yapanların çoğunluğu sadece diğer devlet kurumları ve gümrük yetkilileri ile bilgi paylaşımı yapmaktadır. Çok sayıda katılımcı (31) herhangi bir paydaşla bilgi paylaşmamaktadır.

Kanımızca önümüzdeki dönemde, IoT’nin kullanılacağı öncelikli alanlardan birisi akıllı konteynerler olacaktır. İlerleyen süreçte “kimi eşyada kendini beyan edebilecek bir sisteme geçiş” teorik olarak mümkündür ki, bu durum tüm gümrüklemede paradigmayı kökten değiştirecektir. 

  1. Yapay Zeka (AI), Makine Öğrenmesi, Büyük Veri, Data Analizi: DGÖ Yıllık Konsolide Anketi 2021 sonuçlarına ve DGÖ-DTÖ'nün "Sınır Ötesi Ticarette İleri Teknolojilerin Rolü: Gümrük Perspektifi" başlıklı raporuna göre, gümrük yetkililerinin neredeyse yüzde 45'i veri analitiği veya yapay zeka/ML (Machine Learning – Makine Öğrenmesi) ya da her ikisini birden kullanmaktadır. Büyük veri analitiği şu anda yanıt veren üyelerin yüzde 18'i tarafından kullanılırken, yüzde 10'u bunu uygulamaya koymayı planlamaktadır. Diğer bir yüzde 10'luk kesim AI/ML kullanırken, yüzde 12'si bunu uygulamaya koymayı planlamaktadır. Buna ek olarak yüzde 16'sı hem veri analitiğini hem de AI/ML'yi kullanmakta, yüzde 11'i ise her ikisini de kullanmayı planlamaktadır. Bu da gümrük idarelerinin toplam yüzde 44'ünün hâlihazırda veri analitiği, AI/ML veya her ikisini birden kullandığı, yüzde 33'ünün ise bunu yapmayı planladığı anlamına gelmektedir. Katılımcıların yüzde 23'ünün ise şu anda bu teknolojileri uygulamaya yönelik bir planı bulunmamaktadır. 

Gümrük yetkililerinin çoğunluğu, risk yönetimi ve profil oluşturma, dolandırıcılık tespiti ve daha fazla uyumluluk en yaygın olanları olmak üzere, bu teknoloji grubundan net faydalar görmektedir. Gümrük denetimlerinin kolaylaştırılması ve anormalliklerin tespit edilmesi ve gelir tahsilatının iyileştirilmesi de bazı üyeler tarafından vurgulanmıştır. Gelecekteki eğilimlerin tahmin edilmesi, ticaretin kolaylaştırılması ve görüntüleme ve görsel arama teknolojisinin iyileştirilmesi de faydalar olarak belirtilmiştir. Ancak, büyük veri analitiği ve/veya AI/ML teknolojisinin uygulanmasında gümrük makamlarının karşılaştığı en büyük zorluk konuya ilişkin uzmanlık eksikliğidir. Diğer zorluklar arasında maliyetler, iyi uygulamaların yetersizliği, mevcut eski sistemler, teknolojinin diğer paydaşlar tarafından kullanımının eksikliği, bir hükümet stratejisinin olmaması ve yasal konulardır. Üyeler ayrıca veri yönetişimi sorunları, veri kalitesi, bilgi organizasyonu, roller ve işlevler, mevcut araç sorunları gibi diğer zorlukları da vurgulamaktadır. Veri analitiği ve AI/ML'nin gelecekte gümrük operasyonları üzerinde potansiyel olarak en büyük etkiye sahip olacağı düşünülmektedir. Anket sonuçları, üyelerin bir süredir kullanılmakta olan ve özellikle gümrüklerin risk yönetimi yeteneklerini geliştirmek için kullanımı sürekli artan bir teknolojiye yüksek düzeyde güven duyduklarını göstermektedir. 

Yapay zekânın potansiyel uygulama alanları şöylece özetlenebilir:

a. Risk yönetimi: İstihbarat amaçlı veri madenciliği ve risk yönetimi, gelişmiş risk yönetimi süreçleri için AI/ML (denetim sonuçları geri bildirim döngüsü, müşteri segmentasyonu, otomatik değerlendirme), risk profilinin yükseltilmesi, ticari ve ticari olmayan sektörlerde uyum riski puanlaması, risk değerlendirmesini iyileştirmek için düşük değerli kurye ve posta gönderilerinin belirlenmesi, sınırlarda düşük riskli bireylerin tespit edilmesi, otomatik hedefleme sistemi.

b. Tarife sınıflandırması: Yapay zeka kullanarak GTİP sınıflandırması; GTİP yanlış sınıflandırması ve tarife tavsiyelerine uyulmamasının önlenmesi.

c. Tarama: X-ray görüntülerini yorumlamak için yapay zeka tabanlı modeller geliştirilmesi, uygulama kabiliyetlerini ve gümrükleme verimliliğini artırmak için yapay zekalı ICT tarayıcıları.

d. Gelir: Tüketim vergisine eşdeğer mallar (alkol, tütün ve petrol) dahil olmak üzere yüksek gelirli alanlarda potansiyel anomalilerin tespiti; gelir korumayla ilgili tekrarlayan manuel prosedürleri otomatikleştirmek(prosedürlerden biri, piyasa fiyatlarının çevrimiçi araştırılmasını ve araştırma sonuçlarının akıllıca filtrelenmesine yardımcı olmak için yapay zekanın kullanılmasını içerir), fiyat önerisi veri analitiği, düşük değerleme ve aşırı değerlemede anomali tespiti; kamu gelirlerinin toplanması ve kaçakçılıkla mücadele açısından uyum ve performansın iyileştirilmesi amacıyla mali ve vergi verilerinin daha yaygın ve stratejik olarak kullanılmasında etkinliğin artırılması.

e. Diğer:

- Onay sonrası denetimler ve kontroller.

- Çevrimiçi kamu sorularını yanıtlamak için chatbot.

- Kontrol noktalarında yolcuların sorularını yanıtlayacak fiziksel bir robot için chatbot.

- Tarife imtiyaz kararları, yönetmelikler, serbest ticaret anlaşmaları, menşe maskeleme dahil olmak üzere imtiyazların kötüye kullanılmasının önlenmesi.

- Damping ve telafi edici anormal faaliyetler.

- Geri ödeme/iade uyumsuzluğu.

- Yasaklanmış malların ithalatı.

- Platformlar arası siber devriye,

- Fikri mülkiyet hakları suç eğilimlerini belirlemek için büyük hacimli internet bilgilerini analiz etmek,

- İthalatta veri madenciliğinin uygulanması,

- Ticaret atlatma grafiği analitiği,

- İhracat/ithalat veri analitiği,

- Tüm gümrük verilerinin konsolidasyonu ve tek doğruluk kaynağı için geliştirilen bir veri gölü; hizmet sunum performansını gerçek zamanlı olarak izlemenin yanı sıra gelecekteki planlama ve tahminler için gümrük istatistik bilgilerine ilişkin tarihsel içgörüler sağlar.

- AEO'lar için gelişmiş analitik geliştirmek.

  1. Biyometri: Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ve kuruluşlar, kimlik sahtekârlığı ve güvenlik ihlalleriyle mücadele etmek, gizli verilerinin güvenliğini sağlamak, kullanıcı deneyimlerini geliştirmek ve maliyetleri azaltmak için biyometrik teknolojiyi tercih etmektedir. Biyometri, bilgi teknolojileri sektöründe hızla büyüyen bir alandır.

Gümrük idareleri, biyometri teknolojisinin gerektiren sınır geçişlerinde kurumlar arası etkin iş birliği ve koordinasyon için benzersiz bir konum ve işleve sahiptir. Gümrük birimleri, diğer kamu kurumları, özel kurum ve kuruluşlar kimliklerin doğrulanması; gümrük operatörlerinin gümrüklü alanlara giriş ve erişimlerinin kontrol edilmesi; tedarik zincirindeki farklı aktörlerin (gümrük müşavirleri, nakliyeciler, forwarderlar, lojistik operatörleri vb.) kimliklerinin tespiti gibi potansiyel ek kullanımları belirlemek için bu alanı yakından izlemelidir.

  1. Uçangöz (Drone): Dronelar halihazırda uluslararası ticari tedarik zincirinin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Çalışmalar, droneların ticarete entegre edilmesinin ekonomik büyümeyi destekleyebileceğini göstermektedir. Ancak başarılı ve güvenli bir şekilde entegrasyon için piyasadaki tüm oyuncular hazırlıklı olmalıdır. Tedarik zincirinde drone kullanımının faydaları, tam olarak gerçekleştirebilir görünmektedir. Ticaret eko sisteminde ürünlerin fiziki teslimat modelleri sürekli yeniden tanımlanmakta ve dronelar kullanılmaktadır.

Dronelar halihazırda bazı gümrük idareleri tarafından da gümrüklü yer ve sahaların, limanların, sınır bölgelerinin gözetim ve izlenmesi, uyuşturucu ve ticari mal kaçakçılığında operasyonel takip için kullanılmaktadır. Halen yüksek çözünürlüklü kamerasıyla uzaktan kumandalı bir drone, su altı gözetimi için 50 metreye kadar su altına inerek bir teknenin ayrıntılı taramasında kullanılmıştır. Gümrük idareleri dronları nerede, nasıl kullanabileceklerine ilişkin yasal çerçeveyi de oluşturmalıdırlar. Droneların gümrük müşavirliği ve lojistik hizmetlerinde de kurye amaçlı teslimatlarda (belge, numune vb.) kullanılabileceği düşünülmektedir.

  1. Sanal, Artırılmış ve Karma Gerçeklik: Gümrük işlemlerindeki fiziki kontrollerde, görsel yardımın yansıtılması için artırılmış ve karma gerçeklik kullanılabilir niteliktedir. Bir diğer potansiyel kullanım ise, büyük veri setlerinin görselleştirilmesidir. Karma gerçeklik kullanılırken veriler, fiziksel dünyaya dijital eserler olarak yansıtılmakta ve gerçek nesneler gibi manipüle edilebilmektedir.

Gümrüklerde yasaklı maddelerin belirlenmesinde denetçilerin etkinliğini ve yeteneklerini artırmak için DGÖ ve gümrük idareleri, sanal gerçeklik çözümlerini eğitimlerde etkin olarak kullanmaktadırlar. Kanımızca gümrük ve dış ticaretin diğer aktörleri de bu teknolojiden eğitimlerde istifade edebileceklerdir. Ayrıca bu alanda dijital pazarlama açısından kullanılabilecek bir potansiyel mevcuttur.

  1. Üç Boyutlu Yazıcı: Bazı raporlara göre 2018 yılında tüm dünyada 1,4 milyon üç boyutlu yazıcı uluslararası ticaret konu olmuştur. 2027 yılında bu rakamın 8 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir. Üç boyutlu yazıcıların potansiyel olarak gelecekte gümrük işlemlerine önemli etkileri olacağı öngörülmektedir. 

Üç boyutlu yazıcılarla elde edilen ürünler; kıymet, menşe, vergi, IPR, güvenlik konularında DGÖ’nün yakın gelecekte yeni “mal” tanımı yapmasına yol açmaktadır. Bu noktadan hareketle, üç boyutlu yazıcılarla elde edilen ürünler için DGÖ’nün 2022 yılı HS Kodu sisteminde 84.85 no’lu yeni bir Tarife Pozisyonu açılmış ve 1 Ocak 2022 itibarıyla yürürlüğe de girmiştir 

GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ SEKTÖRÜ İÇİN DİJİTALLEŞME

Dijitalleşme, gümrük idareleri için olduğu kadar, gümrük ve lojistik sektörü için de özel önem ve yere sahiptir. Sektörde öncü pozisyonda yer almak, sürdürülebilirlik ve teknolojinin yıkım gücünü en aza indirmek için, teknolojideki gelişmeleri çok iyi takip etmek ve bunların gümrük ve sınır yönetimine getirebileceği zorluk ve fırsatları algılayarak, buna göre vaziyet almak önem arz etmektedir.

Gümrük müşavirliği şirketleri, hizmet verdikleri firmaların gümrük ve dış ticaret işlemlerini en az maliyetle, en seri ve hatasız biçimde, en az riskle tamamlayabilmek için dijital dönüşüme ihtiyaç duymaktadır. Daha eşya ülkeye gelmeden, ithal öncesi izin süreçlerinde teknik düzenlemeler bağlamındaki gerekliliklerin karşılanmasından tutun, eşyanın işlemleri tamamlanarak teslim edildikten sonra sonradan kontrol işlemlerine kadar uzanan tüm süreçte ve arşivlemede IT uygulamaları önemli işlev görmektedir. 

Özet beyanın verilmesi, izin belgelerinin alınması, GTİP’in belirlenmesi, beyannamenin doldurulması, teşvik belgelerinin ve DİİB/Dİİ’lerin takibinde IT teknolojilerinden istifade edilmektedir. 

Bugün UGM’de olduğu gibi “kimi ürünlerde yapay zeka ile GTİP tespiti, chatbot ile yazılı/sesli bilgilendirme ve yönlendirmeler, data entegrasyonu ile gümrük beyannamelerinin otomatik doldurulması, KPI’larla tüm gümrükleme süreçlerin ölçülmesi, takibi, müşteri çalışma portalları ve mobil uygulamalar üzerinden firmalara tüm verilerin müşteriye özel çözümlerle raporlanması, tek pencere sistemlerine girişte robotik uygulamalardan yararlanılması, araç takip sistemleri ve sensörlerle TIR’ların, konteynerlerin, antrepoların izlenmesi, dijital arşivlerle milyonlarca evrakın kolayca ve sistematik olarak saklanabilmesi, yapay zeka uygulamalarıyla risk analizleri yapılması, denetimlerde yapay zekadan istifade ile süreçlerin hızlandırılması ve hataların kolayca tespiti, akıllı uygulamalarla beyanname ve belge kontrollerinin en iyi performansla gerçekleştirilmesi, oluşan Big Data’nın doğru kullanımıyla verilerin işlenmesi ve tekrarların önlenmesi, bilginin yayılması, çalışan verimliliğinin yapay zeka ile tespiti ve geliştirilmesi”, dijitalleşmenin gümrük müşavirliği firmalarına sunduğu kimi imkanlardır. 

Sanırız sonraki adım, nesnelerin interneti bağlamında yeni uygulamalarla kendini beyan eden konteynerler ve kimi eşyalar olacaktır. Muhtemeldir ki bu süreç, gelecekte gümrük müşavirliğini dönüştürme potansiyelini de içermektedir. Bu durum, gelişmelerden uzak kalarak göz ardı edilemeyecek yakın ve fiili bir durumdur. Bu durumda sürece en hazırlıklı olanlar, büyüyerek devam edecek ve globalde de söz sahibi olabileceklerdir.

GENEL ÇIKARIMLAR

Teknolojiyi benimsemenin somut faydaları vardır. Ancak bu teknolojilerin ölçülmesi ve değerlendirilmesi, tam olarak geliştirilip geliştirilmediklerinin tespit edilmesi ve bunlara büyük miktarda enerji, zaman ve kamu kaynağı yatırımı yapmadan önce işlevselliklerinin test edilmesini de gerekmektedir.

Gümrükler için yıkıcı teknolojilerin potansiyelini benimseyip benimsememek ve bunlardan tam olarak yararlanıp yararlanmamak ve bunların günlük ilerleme ve gelişmelerini takip edip etmemek bir tercih meselesi değildir. Bunu yapmadığı takdirde gümrük idareleri, dolandırıcılık ve suç faaliyetlerine karşı "savaşı kaybetme" riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Gümrük idareleri bağlamında yıkıcı teknolojilerin kapsamına ilişkin ortak bir anlayış oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Örneğin robot teknolojilerinin tüm yönleri gümrük ortamında geçerli olmayabilir. Ayrıca, 3D baskı gibi bazı teknolojiler gümrükleri ve çalışmalarını etkileyebilir, ancak daha iyi işlemesi için bir fayda sağlamayacaktır; gümrükler muhtemelen çalışmalarında 3D baskıyı kullanmak için özel bir fırsat bulamayacaktır.

Teknoloji, gümrüklerin işlerini daha verimli bir şekilde tamamlamasına ve ticaret akışlarını ve kontrollerini yönetmesine yardımcı olabilir. Ancak ticaret ve gümrük arasında ilerici bir etkileşim sağlamak için gereken insan unsurunu ortadan kaldırmamalıdır. Yıkıcı teknolojilerin en uygun şekilde kullanılması ve devreye sokulması gerekmektedir. Bu teknolojiler “akıllı gümrükler” ve “sanal sınırlar” oluşturmak için kullanılabilir ve ticari operatörlerle bağlantıları artırabilir. Bu teknolojiler verimliliği artırmaya, ticaretin kolaylaştırılmasına, kaynakların en iyi şekilde kullanılmasına ve dağıtılmasına ve güvenli bir tedarik zinciri sağlanmasına odaklanmalıdır. İşlem odaklı süreçlerden uzaklaşmaya ve verilerin kullanılabilirliğine odaklanmaya ihtiyaç vardır.

Teknolojinin en büyük faydalarından biri, daha iyi karar vermek için kullanılabilecek bir veri havuzu (büyük veri) oluşturmasıdır. Yapay zekâ ve veri madenciliğinin uygun kullanımı ile verilerin kullanılabilirliğinin etkinliği daha yüksek bir seviyeye getirilebilir.

Gümrüklerde teknoloji kullanımı, teknolojinin mevcudiyetinden ziyade ihtiyaç odaklı olmalıdır. Teknoloji, gümrük prosedür ve süreçlerinin modernleştirilmesine yardımcı olabilir.

Bugün geliştirilen sistemler esnek ve geleceğe dönük olmalıdır. Gümrüklerin, bilgi teknolojilerinin gelişme hızına ayak uydurmak için bir strateji geliştirmesi gerekmektedir.

Dijital kimlik konuları da uluslararası ticaret için önemlidir.

Bireysel ülke değerlendirmeleri ve maliyet/fayda analizlerinin yanı sıra pilot uygulamalar yapılmalı ve sonuçlar paylaşılmalıdır.

Sınırlarda maksimum verimliliğin sağlanması ve işbirliği için, diğer sınır kurumlarının da dijital dönüşüm sürecinde 'yetişmeleri' için desteklenmeleri gerekmektedir. Konuları kesişen bir şekilde inceleyecek bütüncül bir yaklaşımın sağlanmasına ihtiyaç vardır.

Gümrük ve özel sektör arasında, yeni trendler veya teknolojiler ve bunların gümrük ortamı üzerindeki etkileri konusunda düzenli bir iş birliği ve etkileşim sağlanmasına ihtiyaç vardır. Gümrükler, örneğin yıkıcı teknolojiler konusunda özel gümrük uzmanlarının iş başında eğitilmesi yoluyla iş sektörüyle işbirliğini güçlendirmelidir.

Özel sektörün dijitalleşme sürecine daha fazla katılımına ihtiyaç vardır. Hem kamu hem de özel sektör tarafından uluslararası ticarete dahil olan farklı paydaşlar arasında yakın etkileşime ihtiyaç vardır. Özel sektör çözüm sağlayıcıları bulgularını DGÖ ve DTÖ'de paylaşmaya davet edilebilir ve DGÖ ve DTÖ sahada işlerin nasıl yürüdüğünü görmek için özel sektöre ulaşabilir. Gümrükler ve özel sektör arasındaki bilgi paylaşımı artırılmalı ve startup şirketlerle daha fazla etkileşim kurulmalıdır. Üniversitelerle de aktif iş birliği ve daha fazla katılımlarının sağlanması da yararlı olacaktır.

Dijitalleşme, dış ticarette fırsatlar sunduğu kadar, tehditleri de içermektedir. Bu noktada önemli olan husus, bu süreci iyi yönetmek ve gelecek geldiğinde hazır olmaktır.

İSTANBUL MERKEZ OFİS

Mahmutbey Mahallesi 2655 Sokak No:1-3-21 Bağcılar, İstanbul Fax: (0212) 410 23 00