Blog

Avrupa Büyüme Ve Üretkenliği Daha İyi Desteklemeli

Avrupa Büyüme ve Üretkenliği Daha İyi Desteklemeli
Avrupa Büyüme ve Üretkenliği Daha İyi Desteklemeli

Avrupa, büyüme ve üretkenliği artırmak için girişim sermayesini daha iyi desteklemelidir. Bu kapsamda yapılan reformlar, inovasyonu destekleyen yüksek teknoloji girişimlerine yatırımı artırabilir.

Yenilikçi girişimlerin “süperstar” firmalara yeterince dönüşememesi, bloğun düşük verimlilik artışının nedenlerinden biridir. Avrupa'nın parçalanmış ekonomisi ve mali sistemi bu sorunun kısmen temelini oluşturmaktadır. Mallar, hizmetler, iş gücü ve sermaye için daha sürtünmesiz bir tek pazar olmadan, başarılı girişimlerin ölçek büyütmesi daha pahalı ve zordur. 

Bunun da ötesinde, Avrupa'nın banka temelli finansal sistemi riskli girişimleri finanse etmek için pek uygun değildir. Yüksek teknoloji girişimleri genellikle riskli olan ve bankalar için değerlendirilmesi zor olabilecek yeni teknolojiler ve iş modelleri geliştirir. Ve startup'ların değeri genellikle insanlarında, fikirlerinde ve diğer maddi olmayan sermayelerinde yatar. Bunun da bir banka kredisi için teminat olarak gösterilmesi oldukça zordur. Bankalar ayrıca (haklı olarak) riskli firmalara teminatsız kredi vermeyi sınırlayan kurallar tarafından da kısıtlanmaktadır. (Hatta daha sonra büyük karlar elde etmesi muhtemel olan hızlı büyüyen firmalara bile)

Avrupa 'daki özel sermaye havuzları da ABD'dekinden daha küçük ve daha parçalıdır. Avrupalılar tasarruflarının daha büyük bir kısmını sermaye piyasalarından ziyade banka hesaplarında değerlendirmektedir. Amerikalılar ise, 2022 yılında Avrupalıların bu tür varlıklara yatırdığı her bir dolar için hisse senedi, yatırım fonları ve emeklilik veya sigorta fonlarına 4,60 dolar yatırım yapmıştır. Bunun nedeni kısmen, Avrupalıların Amerikalılara kıyasla daha fazla kullandıkça öde emekliliğine dayanmasıdır. Ancak nedeni ne olursa olsun, sonuçta şirketler için öz sermaye finansmanı daha az kullanılabilir bir hale geliyor.

Piyasaların parçalanması kısmen sınır ötesi konsolidasyonu, sermaye artırımını ve risk paylaşımını engelleyen ulusal yasa, yönetmelik ve vergilerden kaynaklanmaktadır. Birçok kurumsal yatırımcı sermayelerini kendi ülkelerindeki şirketlere tahsis etmeyi tercih etmektedir. Bu durum, özellikle küçük fonlar olmak üzere, girişim sermayesi yatırımları için de geçerlidir. Bu durumda daha fazla girişim sermayesi yatırım üretkenliğini teşvik edebilir ve AB'nin inovasyon ekosistemini güçlendirebilir. Ancak Avrupa'nın sığ risk sermayesi havuzları, yenilikçi girişimleri yatırıma aç bırakıyor ve ekonomik büyüme ile yaşam standartlarını artırmayı zorlaştırıyor.

Yapılan yeni çalışmalar AB'nin risk sermayesi piyasalarını güçlendirecek ve emeklilik fonları ile sigortacıların risk sermayesine yatırım yapmasının önündeki sınır ötesi mali engelleri kaldıracak tedbirlerin, gelecek vaat eden girişimlere fon akışını artırabileceğini ve üretkenlik kazanımlarını hızlandırabileceğini gösteriyor.

AB’ye bakıldığında, Birleşik Krallık'ın 2016 yılında Birlik ‘ten ayrılma yönünde oy kullanmasının ardından, en büyük risk sermayesi merkezi olan Londra'yı kaybetti ve kalan merkezler ABD'dekilerin ölçeğinden yoksun. Geçtiğimiz on yılda AB'nin girişim sermayesi yatırımları gayri safi yurt içi hasılanın ortalama sadece yüzde 0,3'ünü oluştururken, bu oran ABD'deki ortalamanın üçte birinden daha azdır. Amerikan girişim sermayesi fonları bu dönemde, Avrupalı muadillerinden 800 milyar dolar daha fazla fon toplamıştır.

Atlantik ötesindeki rakipleriyle kıyaslandığında, Avrupa'nın daha köklü girişimleri AB'de ilk halka arzlar yoluyla büyümek için daha az cazip seçeneklere sahiptir. Bu da ilk etapta onlara yatırım yapma teşviklerini ciddi oranda azaltıyor. Ayrıca, hızlı büyüyen girişimler hızla ölçek büyütmeye başladıklarında, Avrupa'daki finansman olanakları sınırlı olduğu için genellikle yurt dışında finansman aramak zorunda kalıyorlar. Birçok girişim, ölçek büyütme finansmanını yurt dışından sağladıktan sonra operasyonlarını yurt dışına taşıyor. Bu durumda Avrupa hem doğrudan büyüme etkisi hem de teknoloji yayılımı gibi olumlu yayılımlar olmak üzere, girişimlerin kendi ülkelerinde başarılı olmalarının sağladığı faydaların çoğunu kaybediyor.

Devlet müdahaleleri genellikle mükemmel bir çözüm olmasa da risk sermayesi sektörünün gelişimini ve yenilikçi girişimlerin finansmanını hızlandırmak için yakın vadede bunlara ihtiyaç duyabilir. Bu sadece Avrupa Birliğinin üretkenliğini teşvik etmekle kalmayacak, aynı zamanda rekabet gücünü de artıracaktır. Ayrıca “Temiz Teknoloji” sektörleri için daha fazla risk sermayesi finansmanı da AB'nin yeşil hedeflerini destekleyecek ve tek pazarı bozabilecek maliyetli sübvansiyonlara olan ihtiyacı azaltacaktır. 

Kaynak: https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/2024/07/15/europe-can-better-support-venture-capital-to-boost-growth-and-productivity

 

 

Diğer İçerikler