BİR BİLENE SORDUK

AFET LOJİSTİĞİNİN ÖNEMİ

UGM

Hüseyin Cahit SOYSAL

UGM Yönetim Kurulu Üyesi

 

Afet lojistiği yönetimi, “bir afetle karşılaşıldığında, kurtarma ekipleri, kurtarma araçları ve tıbbi malzemeler ile barınma, giyinme ve beslenme ürünlerinin” garaj ve depolardan deprem bölgesine ulaştırıldığı son adıma kadar tüm taşıma ve depolama süreçlerinin afet öncesi tüm ayrıntılarıyla planlanması, denetlenmesi ve bu ekip ve donanımın afet bölgelerine etkin bir şekilde ulaştırılması ve dağıtılmasıdır. Doğru şekilde uygulanan afet lojistiği yönetimiyle “en kısa sürede afete müdahale etmek, daha fazla can kurtarmak ve afetzede yakınmalarını minimize etmek” mümkün olur.

500 yıldır uykuda olan “Doğu Anadolu Deprem Hattı” ilk kez 2020 yılında Elazığ’da 6,5 büyüklüğünde bir depremle varlığını hissettirmişti. Uzmanlar artık Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş hattında bir deprem beklendiğini dile getirmiş ve önlem alınmasını istemişti.

6 Şubat 2023 sabahı Arap levhası, Anadolu levhasını batıya doğru 3 metre itti. Aynı gün içinde Richter ölçeğiyle ilki 7.7 ikincisi de 7.6 büyüklüğünde Kahramanmaraş merkezli iki deprem meydana geldi. Yaşanan facia yalnız Türkiye’yi değil tüm dünyayı dehşete düşürdü. Yaklaşık 50.000 kişinin öldüğü, 200.000 kişinin de yaralandığı 6 Şubat’taki depremler, dünyada en fazla can kaybına ve yaralanmaya sebep olan yer sarsıntısı olarak tarihteki yerini aldı.

EN KRİTİK DÖNEM İLK 24 SAAT…
Tüm dünyada kabul edilen gerçeğe göre, depremde enkaz altında kalanları kurtarma operasyonlarında en kritik dönem ilk 24 saattir. Sırasıyla 48 saat ve 72 saat de çok önemlidir. Daha sonraki saatlerde yıkıntıların altından sağ çıkarılanların önemli bir bölümünde böbrek veya başka organ yetmezlikleriyle karşılaşılabilmektedir.

YAKIN KURTARMA EKİPLERİNİN KRİTİK ROLÜ 
Bu gerçek yüzündendir ki, depremlerde “ilk müdahale” en yakın kurtarma ekipleri tarafından gerçekleştirilebilmelidir. Yakın kurtarma ekiplerini ön plana çıkaran unsurları şöyle sıralayabiliriz:
• Yakın kurtarma ekibindeki kişiler, depremi bizzat yaşadıklarından bir dakika içinde hazırlanmaya başlayabilir.
• Donanımlarının bir kısmı evlerindedir. Kurtarma ekibi üyesi arazi kıyafetini ve fenerli kaskını giyip kurtarma halatını koluna geçirerek on beş dakikada toplanma yerine gidebilir.
• Ekibin taşıt araçları toplanma yerinde olacağından, hemen bunlara binilerek yıkıntılara doğru hareket edilmesi mümkündür.
• Ekip yerel olduğundan, bölgeyi ve yolları çok iyi bilir. Yollar yıkıntılar nedeniyle kapanmış da olsa, alternatif yolları veya yaya geçiş güzergâhını aşarak yardım mahalline ulaşır.
• Ekip yirmi – yirmi beş dakikada yıkıntıların önüne gelerek kurtarma faaliyetlerine başlayabilir.

DIŞARDAN GELECEK EKİPLERİ ZORLAYAN UNSURLAR…
Başka il veya ilçelerden gönderilecek kurtarma ekiplerinin ilk 48 saatte deprem bölgesine ulaşabilmesini zorlaştıran unsurları da şöyle sıralayabiliriz:

• Deprem sonrası kablolu ya da mobil telefon sistemleri çöktüğünden, deprem haberi uzak il veya ilçeye daha geç ulaşır.
• Depremden haberdar olmadığından uzak kurtarma ekibi üyeleri uyumaya devam edebilir.
• Ekip üyesi, uykusundan ekip yetkilisinin telefonuyla uyanmasının ardından muhtemelen bir saat sonra hazırlanmaya başlayabilir.
• Donanımlarından evinde olanları kullanarak ve on beş dakikada hazırlanarak toplanma yerine gidebilir.
• Tüm üyeler bir araya geldiğinde, donanımlardan elde taşınamayacak olanlar paketlenmek ve paletlenmek suretiyle taşınmaya hazır hale getirilir.
• Hemen havalanacak uçak bulunması halinde uçakla, olmaması halinde karayoluyla bölgeye doğru hareket edilir. Ancak, ulaşım modlarından hangisi kullanılırsa kullanılsın, yola çıkmayı takiben 5-6 saatten kısa sürede deprem bölgesine erişilmesi zordur.
• Hatay Havalimanı’ndaki gibi uçak pistleri de çatlamış olabilir. Karayollarının çatlaması ve yarılması olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle, uzak yardım ekibi saatlerce karayollarında bir geçiş kanalı aramak zorunda kalacağından deprem mahalline geç ulaşabilir.
• Yerel yapıyı ve kenti iyi tanımadığından, ekibin görev mahalline daha geç ulaşması olasılığı düşük değildir.
• Son depremde, haber aldıktan sonra iki saat içinde tüm ekip ve donanımı havaalanına ulaştığı halde, başka kişilerin veya donanım yükünün beklenmesi nedeniyle, gereksiz yere havaalanında 10 saate yakın beklendiğine de şahit olundu.

AFAD ÖNCESİ EMASYA PLANLARI DEVREDEYDİ…
Deprem mahallindeki diğer önemli bir konu da güvenlik ve asayişin sağlanmasıdır. AFAD’ın kurulmasından önce EMASYA (EMniyet ASayiş YArdım) planlarına göre yerel askeri birlikler, hemen sorumluluk bölgelerine dağılırlardı. Malzemelerin dağıtımından kurtarma çalışmalarına; hırsızlıklara engel olmadan can emniyetini sağlamaya kadar 
sorumlu oldukları tüm görevlerini yerine getirirlerdi. Bu birlikler yörede yerleşik olduklarından görev mahallerini çok iyi tanırlardı.

TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANI’NDA TSK…
2009'da AFAD’ın kurulmasıyla 5902 Sayılı Kanun gereği “Bütünleşik Afet Yönetim Sistemine” geçilmişti. Bu kapsamda yayınlanan ve halen yürürlükte olan Türkiye Afet Müdahale Planı’nda (TAMP) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), “Ana Çözüm Ortağı” yerine “Destek Çözüm Ortağı” olarak konumlandırıldı. Bundan ötürü TSK, deprem afeti gibi olağanüstü durumlarda kendisinden talep edildiği ölçüde görev alabiliyor.

Öte yandan, komşu il veya ilçelerden sevk edilecek jandarma birliklerinden asayişi sağlamada ve kurtarmada, yerel yapıyı ve yerel insan profilini yeterince tanımadıklarından yerel birlikler kadar başarılı olmaları beklenmez.

KURTARMA ARAÇLARI VE YARDIMLARIN BÖLGEYE ERİŞMESİ…
Diğer taraftan, “kurtarma amacıyla kullanılacak iş makinaları ve diğer donanımlar” ile “depremzedelerin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli içecek, yiyecek ve giyecek paletlerinin” acilen deprem bölgesine eriştirilmesi hayati önem arz eder. Özellikle kış aylarında karşılaşılan depremlerde barınma için acil olarak çadır ve konteyner tedariki de son derece önemlidir. AFAD ve Kızılay gibi resmi kuruluşların yanı sıra gönüllü örgütlerin ciddi miktardaki yardım malzemeleri de deprem bölgelerine yığılır.

AFET SÜRECİNDE KARAYOLU TRAFİĞİNİN DOĞRU YÖNETİLMESİ…
Bu alandaki kritik eşik ise depremden etkilenmiş il veya ilçelere ulaştıran karayollarında kente beş – on kilometre kala oluşan araç trafiği yoğunluğunun meydana getirdiği tıkanıklıktır. Bu araç trafiğinin nasıl yönetileceği de önceden planlanmak zorundadır. Aksi takdirde, son depremde yaşandığı gibi, acil kurtarmada yararlanılacak vinçlerin önünü belki de üçüncü derecede önem arz eden giyim eşyası taşıyan kamyonların tıkaması gibi trajik durumlarla karşı karşıya kalınır. Son depremde TAMP’ta yer verilen “Afet Güvenlik ve Trafik Grubu” oluşumunun kâğıt üzerinde güzel, sahada işlevsiz kaldığı görüldü.

DEPREM LOJİSTİĞİNDEKİ SORUNLARIN ENGELLENMESİ
Tüm bu hususların deprem olmadan önce gerçekçi planlanması ve iyi uygulanması gerekir. Aksi takdirde deprem lojistiğinde ciddi sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz olur.
Türkiye’de 14 Eylül 2022 tarihinde, afet sonrasına ilişkin sürecin yönetimi ile ilgili olarak “Türkiye Afet Müdahale Planı” (TAMP) onaylanarak yürürlüğe girdi. TAMP’ta afetin etkisine göre dört seviye belirlendi. Bu dört seviyenin her birinde hangi kurum ve kuruluşun neler yapacağı, görev ve sorumlulukları anlatılmaktadır.

ÇOK SAYIDA İLİN AYNI ANDA AFETE MARUZ KALMASI…
Planda özellikle afetin 3’üncü ve 4’üncü seviyesinde Silahlı Kuvvetler de dahil tüm ulusal kapasitenin müdahaleye katılacağı vurgulanmakta; tüm kamu kurum ve kuruluşlarının talimat beklemeksizin hareket edeceği belirtilmektedir.

Güney Anadolu Depremi 4’üncü seviyede bir depremdir. Buna karşın, TAMP’ın “Destek İl Grupları Tablosu” adlı 2 no.lu eki incelendiğinde, afet durumunda sadece her bir ilin hangi iller tarafından destekleneceği belirlenmiş; çok sayıda ilin aynı anda afete maruz kalması halinde hangi illerin hangi illeri destekleyeceği hususuna yer verilmediği görülmüştür.

Durum böyle olunca ilgili tüm birimler anlık emir ve talimatlarla yönlendirilmeye çalışılmış; önceden planlama olmadığından ciddi yetki ve alan kargaşası yaşanmıştır.

TAMP’da Milli Savunma Bakanlığı’na yardımcı çözüm ortağı olarak; arama-kurtarma, haberleşme, nakliye, güvenlik ve trafik, sağlık, barınma, tahliye ve yerleştirme gibi görevler verilmiş, afet öncesinde eğitimli ve organize olunması istenmiştir.

TAMP’a göre; 1’inci ve 2’nci seviye olan yerel ölçekli afetlerde askere görev verilmemiş olmakla birlikte, 3’üncü ve 4’üncü seviye olan ulusal ve uluslararası ölçekli afetlerde ise (yaşanan deprem 4’üncü seviyedir) diğer kurum ve kuruluşlar gibi talimat beklemeksizin afete destek sağlayacağı belirtilmiştir.

TSK “İNSANİ YARDIM TUĞAYI” VE İSTİHKÂM BİRLİKLERİ…
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin donanım ve kabiliyet açısından arama-kurtarma konusunda uzman olan “İnsani Yardım Tugayı” ve istihkâm birlikleri doğrudan kurtarma faaliyetleri; diğer birlikleri de haberleşme, taşıma, güvenlik ve trafik, sağlık, barınma, tahliye ve yerleştirme gibi faaliyetleri icra edebilir. Bunların yanı sıra diğer askeri birlikler afet bölgesine yardım malzemelerinin dağıtımı, organizasyonu, çadır kentlerin kurulması-işletilmesi, lojistik destek üslerinin tesisi-işletilmesi ve asayiş hizmetleri ile deniz-hava ulaştırması gibi faaliyetlerde de bulunacak imkân ve kabiliyete sahiptir.

Yapılması gereken, depremin birden fazla il merkezini etkileyebileceği varsayımıyla TAMP eklerine bu senaryoların eklenmesiydi. Bu senaryolara göre gerçekleştirilecek simülasyonlarla deprem lojistiğinin tam zamanında sağlanması ve kurtarma ekiplerinin ilk 48 saati nasıl etkin bir şekilde kullanabileceğinin planlanmasıydı.

İktisatta, en basit tanımıyla “lojistik yönetimi”, bir ürünün üretim aşamasındaki ilk adımından tüketiciye ulaştırıldığı son adımına kadar olan tüm taşıma ve depolama süreçlerinin verimli bir şekilde planlanması, denetlenmesi ve uygulanmasıdır. Doğru şekilde uygulanan bir lojistik yönetimi ile maliyetleri düşürmek, verimliliği artırmak ve müşteri memnuniyetini sağlamak mümkün olur.

AFET LOJİSTİĞİ YÖNETİMİNİN TANIMI…
Aynı tanımı kullanarak “afet lojistiği yönetimini’ de şöyle tanımlayabiliriz: “Afet lojistiği yönetimi, bir afetle karşılaşıldığında, kurtarma ekipleri, kurtarma araçları ve tıbbi malzemeler ile barınma, giyinme ve beslenme ürünlerinin garaj ve depolardan deprem bölgesine ulaştırıldığı son adıma kadar tüm taşıma ve depolama süreçlerinin afet öncesi tüm ayrıntılarıyla planlanması, denetlenmesi ve bu ekip ve donanımın afet bölgelerine etkin bir şekilde ulaştırılması ve dağıtılmasıdır. Doğru şekilde uygulanan afet lojistiği yönetimi ile en kısa sürede afete müdahale etmek, daha fazla can kurtarmak ve afetzede yakınmalarını minimize etmek mümkün olur.”