BİR BİLENE SORDUK

KÜŞAT HAKKI

UGM

Kerem CANATAR

Gümrük Müşaviri

 

Küşat, Farsça kökenli bir kelime olup,''açma, açılış'' anlamına gelmektedir. Gümrük mevzuatında ise mal sahiplerinin gümrük beyanından önce eşyalarını muayne etme, numune alma ve tartma hakkı olarak tanımlanmıştır.

Küşat işlemine hükme yürürlükteki 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 41 inci maddesinde yer verilmiştir. Madde, “Talep üzerine, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasından önce, gümrüğe sunulan eşyanın incelenmesi ve bundan numune alınması yönünden ilgili ve yetkili kişilere izin verilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

Gümrük Kanunun'nun uygulanmasına ilişkin Gümrük Yönetmeliği”nin 87 inci maddesinde de küşat işleminin  nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Buna göre, küşat talebi elektronik yolla yapılır. Talebin, başvuru sahibinin adı ve adresini, eşyanın bulunduğu yeri, önceki beyana ilişkin özet beyan, önceki gümrük rejimine ilişkin beyanname ve taşıma şekli gibi bilgilerden birisini ve eşyanın tanımlanması içen gerekli diğer bilgileri içermesi gerekir.

Elektronik yolla yapılan başvurudan sonra, gümrük idareleri kararlarını ilgili ve yetkili kişilere bildirir. Talebin eşyadan numune alınmasına ilişkin olması halinde, kararda numune olarak alınacak eşya miktarı belirtilir.

Eşyanın incelenmesi ve eşyadan numune alınması ile ilgili işlemler gümrük idarelerinin gözetimi altında gerçekleştirilir. Eşyanın incelenmesi, numune alınması, tahlile ve ekspertize tabi tutulması ile ilgili sorumluluk ve masraflar talep sahibine ait olmaktadır. İlgili kamu kurumlarının yapacağı kontroller kapsamında eşyadan numune alınmasının gerekli olması durumunda, numune ilgili kurumun temsilcileri tarafından alınır.

Alınan numuneler gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulur. Ancak, numunenin telef olması veya telafi edilemez kaybı durumunda, gümrük yükümlülüğünün doğmamış olduğu kabul edilir. Küşat yoluyla alınan numunelerin incelenmesi sonrası ortaya çıkan atık ve artıklar imha edilir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/47 sayılı Genelge’sinde, sadece geçici depolama yerlerinde bulunan eşyadan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 41 inci maddesine göre numune alınmasına izin verildiği yönünde duyumlar alındığından bahisle, “Antrepo rejimine tabi tutulan eşyanın gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasından önce; eşyanın doğru bir şekilde beyan edilmesini sağlamak, eşyanın evsafına uygun olup olmadığını belirlemek ya da satış suretiyle devri yapacak eşyanın evsafını tespit etmek gibi nedenlerle ilgili ve yetkili kişilerin talebi üzerine eşyadan numune alınmasında ve eşyanın incelenmesine gümrük idarelerince izin verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu kapsamdaki talep ve işlemlerin Gümrük Yönetmeliği’nin 87 inci maddesinin iki ila altıncı fıkrası hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir” denilmektedir. Böylece, küşat işlemlerinin ve küşat kapsamında numune almanın sadece geçici depolama yerlerinde bulunan eşya için değil gümrük antrepolarındaki eşya için de sözkonusu olabileceği açıklığa kavuşturulmuştur.

Yine Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/2 sayılı “Özet Beyan Uygulaması” konusundaki Genelge’sinde, Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın bulunduğu taşıtın mührünün sağlam olması ve herhangi bir şüphe halinin bulunmaması nedeniyle taşıtın tartılmadan transit beyannamesi ile varış gümrük idaresine sevk edildiği durumda, varış gümrük idaresince yapılacak kontrolde taşıma belgelerinde kayıtlı miktarın esas alınacağı, taşıma belgelerine göre farklılık tespit edilmesi durumunda Gümrük Kanununun 235 inci maddesinin beşinci fıkrasının (c) bendi uyarınca eşyanın gümrük vergilerinin iki katı idari para cezası uygulanacağı belirtilerek, “Ancak, yükümlünün giriş gümrük idaresinde taşıtın tartılmasını talep etme ve Gümrük Kanununun 41 inci maddesinde belirtilen hakkı saklı olup, taşıtın giriş gümrük idaresinde tartılması durumunda, tartım sonucu tespit edilen miktarın taşıma belgelerinde ve varsa özet beyanda belirtilen miktardan farklı olması halinde eşyanın niteliği itibariyle yapılacak tartım veya sayım sonucuna göre giriş gümrük idaresince özet beyan eksiklik/fazlalık takibatına geçilmesi gerekmektedir” denilmiştir. Böylece, küşat hakkına sadece ithalata konu eşya sahip veya temsilcilerinin değil anılan eşyayı taşıyan nakliyecinin de sahip olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.

4458 sayılı gümrük Kanunu’nun 61 inci maddesinin 3 üncü fıkrası “Tescil edilmiş beyanname, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlar ve gümrük vergileri tahakkukunda esas tutulur” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanun’un transit rejimini düzenleyen 86 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası, “183 ve 184 üncü maddeler kapsamında bir gümrük yükümlülüğü doğduğunda, asıl sorumlu, transit rejimine tabi tutulan eşya ile ilgili olarak gümrük idaresine karşı mali olarak sorumludur. 5607 sayılı Kanun uyarınca gümrük idaresince işlem yapıldığı hallerde, asıl sorumlunun sorumluluğunun belirlenmesinde fiilin işlenmesinde dahlinin olup olmadığı hususu dikkate alınır” denilmektedir.

Kısaca belirtmek gerekirse, gümrük mevzuatı, hem nakliyeci hem de ithalatçı sıfatıyla beyanda bulunan gümrük yükümlülerini yaptıkları beyan sonucundan sorumlu kılmıştır. Ancak, günümüzde uluslararası ticaretin ulaştığı hacim ve ürün çeşitliliği nedeniyle her zaman sadece belge incelemesi ile eşyanın doğru tanımlanması ve buna göre gümrük beyanı yapılması mümkün olmayabilmektedir.

Yapılan beyanın kontrolü sonucunda ek vergi tahakkuku veya ceza uygulaması sözkonusu olduğunda, yükümlü mahkemede “ben belgelere göre beyanda bulundum, kaplarda bu eşyanın olduğunu nereden bilebilirdim” demekte, gümrük idaresi de bu tezi “Küşat hakkını kullanabilirdin. Neden bu hakkı kullanmadan beyanda bulundun” savıyla çürütmeye çalışmaktadır.

İşin özüne bakıldığında, gerek gerek uluslararası nakliyecilerin gerekse gümrük yükümlülerinin taşıdıkları veya ithal ettikleri her eşyayı küşat ederek önceden muayene etmesi hayatın olağan akışına uygun olmayan bir davranış olacaktır. Küresel düzeyde böyle bir girişimde bulunulması, küresel tedarik zincirinin çökmesi anlamına gelecektir. Bu bakımdan, küşat hakkının ancak belge ve bilgilerde çelişki olması veya belgeler arasında tutarsızlık olması halinde başvurulan bir yöntem olarak saklı tutulmasında yarar görülmektedir.

Bu bakımdan, küşat hakkı hem gümrük yükümlüsünün yanlış beyan yapmasını engelleyen hem de gümrük idaresinin beyan farklılıkları nedeniyle ek vergi tahakkuku ve para cezası uygulamasını sağlayan bir yöntem olarak daha uzun yıllar varlığını sürdürmeye devam edecek gibi görünmektedir.

 

Kaynakça

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • Gümrük ve Dış Ticaret Terimleri Sözlüğü( C.Soysal, O.Uysal , M. Atabinici)
  • Türk Dil Kurumu-Türkçe Sözlük
  • Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/47 sayılı Genelgesi
  • Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/2 sayılı Genelgesi

 

SORU VE CEVAPLAR

 

Soru 1. Küşat ne demektir?

Cevap: Küşat, Farsça kökenli bir kelime olup,''açma, açılış'' anlamına gelmektedir. Gümrük mevzuatında ise mal sahiplerinin gümrük beyanından önce eşyalarını muayne etme, numune alma ve tartma hakkı olarak tanımlanmıştır.

 

Soru 2. Küşat ne zaman yapılır?

Cevap: Nakliyeci özet beyan öncesinde küşat talebinde bulunabilir. İthalatçı veya temsilcisi ise eşyanın geçici depolama statüsünde veya gümrük antrepo rejimine alındığı yerde küşat talebinde bulunabilir.

 

Soru 3. Kimler küşat talebinde bulunabilir?

Cevap: Eşyayı yurtdışından taşıyan nakliyeci veya temsilcileri ile eşya sahipleri veya temsilcileri küşat talebinde bulunabilir.

 

Soru 4. Küşat ne için yapılır?

Cevap: Her eşyanın cins, nev'i ve niteliğinin belge üzerinden bilinmesi her zaman mümkün olmayabilmektedir. Dolayısıyla yapılacak gümrük beyanlarında, yürürülükteki dış ticaret ve gümrük mevzuatına uygun beyanda bulunabilmesi ve herhangi bir olumsuz durumla muhatap olunmaması için küşat talebinde bulunulması olanağı vardır.

 

Soru 5. “Küşat” esas alındığında, gümrük ihtilaflarında taraflar savunmalarını nasıl kurguluyorlar?

Cevap: Yapılan beyanın kontrolü sonucunda ek vergi tahakkuku veya ceza uygulaması sözkonusu olduğunda, yükümlü mahkemede “ben belgelere göre beyanda bulundum, kaplarda bu eşyanın olduğunu nereden bilebilirdim” demekte, gümrük idaresi de bu tezi “Küşat hakkını kullanabilirdin. Neden bu hakkı kullanmadan beyanda bulundun” savıyla çürütmeye çalışmaktadır.