Remzi AKÇİN
Ünsped Yönetim Kurulu Başkanı
Gümrük mevzuatında depremin içinde yer aldığı doğal afetlerden daha çok, bunun bir üst kavramı olan “beklenmeyen hal ve mücbir sebepler” ile “doğal afetler nedeniyle gelen veya gönderilen yardım malzemeleri” yer almaktadır. Beklenmeyen hal ve mücbir sebebin, “kişinin iradesi dışında oluşması, kişi tarafından önlenemez olması, önceden bilinmesinin mümkün olmaması” gibi ortak şartları vardır. Bu iki durumun aralarındaki fark, mücbir sebebin “doğa olaylarından, geneli kapsayan doğal felaketlerden oluşması”, beklenmeyen halin ise daha kişisel nitelikte olması (yakınının ölümü, hastalık, kaza gibi) ve doğal felaket olmamasıdır.
Afet, gerçekleşmesi istenmeyen, gerçekleşmesi halinde can ve mal kayıplarına, zarar ve ziyana neden olan tehlikenin gerçekleşmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur. Bu tehlike, doğa veya insan kaynaklı olabilir. Doğa kaynaklı afetin oluşması durumunda doğal afetten bahsederiz.
Afet sonucunda toplumun yaşam çevresine ait mevcut düzen ve koşulları, toplumun uyum gösteremeyeceği seviyede fiziksel, ekonomik, sosyal zararlara neden olacak şekilde bozulur. Bu nedenle afet, tehlikenin kendisi değil, tehlikenin gerçekleşmesiyle olumsuz sonuçlara dönüşmesidir. Gerçekleşen her tehlike bir afete neden olmaz, gerçekleşme sonucunda ortaya çıkan olumsuzluğun ve etkilerinin türünün ve boyutunun ciddi bir zarara neden olması durumunda afetten bahsedebiliriz.
JEOLOJİK VE METEOROLOJİK AFETLER…
Doğal afetler, “jeolojik” ve “meteorolojik” olmak üzere iki gruba ayrılır. Kaynağını doğrudan yer kabuğundan ya da yerin derinliklerinden alan jeolojik doğal afetler; deprem, heyelan, yanardağ patlamaları ve tsunami gibi olaylardır. Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelen meteorolojik doğal afetler ise; sel, fırtına, tayfun, kasırga, kuraklık, çığ, erozyon ve su taşkınları gibi olaylardır. Ayrıca oluşum hızlarına göre yavaş gelişen veya hızlı gelişen doğal afet türleri olarak da gruplanabilir.
Ülkemizde doğal afet denince akla acısını unutamadığımız taze bir yara olan deprem, peşinden son yıllarda sıklıkla yaşadığımız sel baskınları gelir.
Gümrük mevzuatında depremin içinde yer aldığı doğal afetlerden daha çok, bunun bir üst kavramı olan “beklenmeyen hal ve mücbir sebepler” ile “doğal afetler nedeniyle gelen veya gönderilen yardım malzemeleri” yer almaktadır.
BEKLENMEYEN HAL, MÜCBİR SEBEP
Gümrük mevzuatında “mücbir sebep” terimi “beklenmeyen hal” ile aynı düzlemde kullanılmaktadır. Mücbir sebep ve beklenmeyen hallerin neler olduğu ve bunlardan herhangi birisinin varlığı halinde süre uzatımının yapılacağı Gümrük Yönetmeliği’nin 31 maddesinde düzenlenmiştir.
Beklenmeyen hal veya mücbir sebep halleri genellikle birbirinden ayırt edilememekte, çoğu zaman aynı anlamda kullanılmaktadır. Ayrıca, hem beklenmeyen halleri hem de mücbir sebepleri sayarak sınırlamak uygun değildir. Sınırlamanız durumunda gerçekten bu kapsamda değerlendirilmesi gereken bir olayın mevzuat dışında kalması mümkün olabilir. Bu nedenle, beklenmeyen hal ve mücbir sebepleri her olaya ilişkin olarak değerlendirilmesi gerekir.
BEKLENMEYEN HALİN KABULÜ İÇİN ÜÇ ŞART…
Beklenmeyen hal (beklenmeyen durum), bir yükümlülüğün yerine getirilmesine ilişkin koşulların önemli ölçüde değişmesi ve bu değişim sonucunda yükümlülüğün yerine getirilmesinin imkânsız hale dönüşmesidir. Beklenmeyen halin kabulü için üç şartın varlığı söz konusudur.
- Ortada bir sözleşme var ise, karşılıklı edimler arasındaki dengenin büyük ölçüde bozulmuş olması.
- Beklenmeyen halin önceden bilinmesinin olanaksız olması.
- Tarafların önceden varmış oldukları kararlar arasında (sözleşme şartlarında) beklenmedik hallerin anlaşmayı etkilemeyeceğine dair hüküm bulunmamasıdır.
Beklenmeyen hale “gümrük beyannamesinin verilmesi gereken son gün gümrük idaresine gidilirken trafik kazası geçirilmesini ve beyannamenin verilememesini” örnek gösterebiliriz.
MÜCBİR SEBEPTE ARANAN ŞARTLAR
Mücbir sebep ise, “kişinin iradesi dışında doğal olaylardan kaynaklanan, önceden bilinmesi ve o kişi tarafından önlenmesi mümkün olamayan” durumdur. Mücbir sebepten bahsetmek için şu şartların varlığı aranır:
- Olayların sel, deprem, fırtına, yangın gibi doğal afetlerden kaynaklanması,
- Kişinin iradesi dışında gelişmesi,
- Yükümlünün bu olayı önleme imkânının bulunmaması.
Görüleceği üzere beklenmeyen hal ve mücbir sebebin, kişinin iradesi dışında oluşması, kişi tarafından önlenemez olması, önceden bilinmesinin mümkün olmaması gibi ortak şartları vardır. Bu iki durumun aralarındaki fark, mücbir sebebin “doğa olaylarından, geneli kapsayan doğal felaketlerden oluşması”, beklenmeyen halin ise daha kişisel nitelikte olması (yakınının ölümü, hastalık, kaza gibi) ve doğal felaket olmamasıdır.
GÜMRÜK KANUNU’NDA BEKLENMEYEN HAL VE MÜCBİR SEBEP…
Gümrük Kanunu’nun 10 maddesinde beklenmeyen hal ve mücbir sebepleri içeren düzenleme bulunmaktadır:
34/3-a: Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki limanlardan gelen gemiler, … beklenmeyen haller veya mücbir sebep olmadıkça… gidecekleri limana göre mutat olan rotayı değiştiremez, yolda duramaz başka gemilerle temas edemez ve gümrük idaresi bulunmayan yerlere yanaşamazlar.
38/1: Beklenmeyen haller veya mücbir sebep nedeniyle… gümrük kapısı ve yollarından ayrılmak zorunda kalındığı … takdirde, … kişiler, en yakın gümrük idaresini gecikmeksizin bu durumdan ve eşyanın bulunduğu hal ve yerden haberdar ederler.
68/2: Eşyaya veya taşıtlara ayniyet tespitine yönelik olarak tatbik edilen etiket, mühür ve benzeri araçlar, beklenmeyen hal veya mücbir sebep nedeniyle, eşyanın veya taşıtların korunmasını sağlamak için sökülmeleri veya imhaları zorunlu olmadıkça, yalnız gümrük idareleri tarafından veya bu idarelerin izni ile sökülebilir ya da imha edilebilir.
92/l: Transit eşya taşıyan seyir halindeki bir taşıtın beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle yoluna devam edemediği durumlarda, bu husus gecikmeksizin en yakın gümrük idaresine bildirilir.
168/1: … Üç yıllık süre, beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle uzatılabilir.
186/1: … Doğan yükümlülüklerini yerine getirememesinin… beklenmeyen hal veya mücbir sebepten ya da gümrük idarelerinin izninden kaynaklandığını kanıtlaması halinde, ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğü doğmuş sayılmaz.
208: … Gümrük yükümlülüğü; … doğal özellikleri veya beklenmeyen haller yahut mücbir sebep nedeniyle telef veya kaybı… hallerinde sona erer.
211/2: Kanunen ödenmemeleri gereken gümrük vergileri, söz konusu vergilerin yükümlüye tebliğ edilmesi ve ilgilinin üç yıl içinde gümrük idaresine müracaatı üzerine geri verilir veya kaldırılır. … Bu süre mücbir sebep veya beklenmeyen hallerde uzatılabilir.
213/4: … Geri verilecek veya kaldırılacak gümrük vergileri için vergilerin yükümlüye tebliği tarihinden itibaren bir yıl içerisinde gümrük idaresine müracaat edilmesi gerekir. Mücbir sebebin tespiti halinde bu süre Bakanlıkça uzatılır.
214: … Geri verme ve kaldırma işlemleri, gümrük vergilerinin yükümlüye tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili gümrük idaresine başvurulması üzerine yapılır. Ancak, mücbir sebebin tespiti halinde, bu sürenin aşılmasına Bakanlıkça izin verilir.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, süre uzatımı başta olmak üzere, olası beklenmeyen durum ve mücbir sebebin varlığının söz konusu gümrük işlemlerinde bu durumların yükümlü lehine kullanılmasına imkân tanınmıştır.
VERGİ MUAFİYETİ VE GÜMRÜK İŞLEMLERİNDE KOLAYLIK
Gümrük Kanunu’nun gümrük vergilerinden muafiyeti düzenleyen 167’nci maddesinde yer alan şu hükümle, doğal afetlerde ve diğer kriz hallerinde zarar görenlere gönderilen eşyaya gümrük vergilerinden muafiyet tanınmıştır: “Aşağıda sayılan hallerde, serbest dolaşıma sokulacak eşya gümrük vergilerinden muaftır: …Tabiî afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz hallerinden zarar görenlere gönderilen eşya.”
Buna paralel olarak 2009/15481 sayılı 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar’ın 105 maddesinde, bu muafiyetin kapsamı çizilmiştir.
Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, konunun sadece vergi muafiyetinden ibaret olmadığı, bir taraftan gümrük işlemlerinin kolaylaştırıldığı ve basitleştirildiği, diğer taraftan bu kapsamdaki eşyanın ağır sayılabilecek dış ticaret düzenlemelerine tabi tutulmamasının sağlandığı görülecektir.
Her ne kadar bu düzenlemelerle krizden zarar görenlerin sorunları çözülemeyecekse de ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinin teslimin hızlanmasına katkı sağladığı da bir gerçektir.