Blog

Yapay Zekâ Odaklı Dijital Ekonomiye Gelişmekte Olan Ülkeler Nasıl Ayak Uydurabilir?

Yapay Zekâ Odaklı Dijital Ekonomiye Gelişmekte Olan Ülkeler Nasıl Ayak Uydurabilir?
Yapay Zekâ Odaklı Dijital Ekonomiye Gelişmekte Olan Ülkeler Nasıl Ayak Uydurabilir?

UNCTAD eWeek, yapay zekayı bölmek yerine birleştirerek, daha kapsayıcı ve insan odaklı bir dijital gelecek yaratmaya yardımcı olacak küresel çağrıyı yineliyor.

Yapay zekâ veya AI, ekonomilerimiz ve toplumlarımız için hem muazzam fırsatlar hem de derin zorluklar getirerek, dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Bu nedenle dijital ekonomide giderek daha hayati bir rol oynayan yapay zekâ, veri analizinden ürün ve hizmet kişiselleştirmeye kadar pek çok alanda devrim yaratırken, gizlilik, veri güvenliği ve teknolojinin etik kullanımı konularında da kritik soruları gündeme getiriyor. Dolayısıyla UNCTAD eWeek 2023'teki tüm uzmanlar, dünyanın yapay zekayı kontrolsüz bırakmayı göze alamayacağını belirtiyor.

UNCTAD Genel Sekreteri Rebeca Grynspan, 6 Aralık'ta konuyla ilgili üst düzey bir oturumun açılışında yaptığı konuşmada, "AI geliştirme yaklaşımımızın Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle uyumlu olması, potansiyel riskleri etkili bir şekilde ele alması, açık, özgür, güvenli ve insan ihtiyaçlarına odaklanan bir dijital gelecek yaratması açısından çok önemlidir" ifadelerine yer verdi. Bu çerçevede kendisine katılan diplomatlar, düşünce liderleri ve uluslararası kuruluşların başkanları, yapay zekâ ve dijital ekonomi arasındaki etkileşimin özellikle gelişmekte olan ülkeler için nasıl gelişebileceğini ve faydalarının her ulusa ve bireye nasıl olacağını birlikte incelediler.

'Bilgi Köleliği' Riski

AI'nın hızlı ilerleyişi mevcut yönetişim çerçevelerini geride bırakırken, eWeek'teki uzmanlar, büyüyen boşlukla ilişkili riskler hakkındaki endişelerini dile getirmeye devam ediyor. Özellikle yapay zekanın yanlış kullanımı ve zararlı uygulamalarının piyasaları istikrarsızlaştırabileceği, yanlış bilgiyi daha da hızlı yayabileceği ve çatışmaları tırmandırabileceği düşünülüyor. Bu nedenle UNCTAD uzmanları endişe verici bir risk olarak, merkezi bir AI sisteminin geçmiş veya yeni bilgiye erişimi tekeline alabileceği veya kontrol edebileceği bir senaryo olan "bilgi köleliği" tanımlamasında bulunuyor.

Bit Pazarlarından Gecekondu Mahallelerine

Yapay zekâ ortamına sadece birkaç büyük platform ve ülke hakimdir.

UNCTAD'ın Teknoloji ve İnovasyon Raporu 2023’e göre; Çin, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri gibi yapay zekanın öncülerinin, AI ile ilgili tüm yayınların ve patentlerin neredeyse yarısına sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu hakimiyet, başta en az gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi geride bırakmakta ve genellikle yalnızca veri sağlayıcı rolüne indirgenmektedir.

Benzer şekilde, bir avuç küresel teknoloji devi, veri akışlarının ve dijital hizmetlerden elde edilen gelirlerin çoğunu kontrol ediyor; bu da AI’nın yönünü ve faydalarını daha da merkezileştiriyor ve coğrafya, cinsiyet, gelir ve yaşa dayalı mevcut teknoloji ayrımlarını daha da kötüleştiriyor.

Bu nedenle, UNCTAD eWeek 2023'teki uzmanlar, AI’nın faydalarını büyük teknoloji merkezlerinin ötesine, bit pazarlarından gecekondu mahallelerine kadar dünyanın her köşesine yaymak için yapay zekanın demokratikleştirilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor.

Küresel İş Birliği Hayati Önem Taşıyor

UNCTAD, sorumlu ve etik gelişimi ve uygulaması yoluyla tüm bireyleri ve toplumları güçlendirmeye odaklanan bir yapay zekâ geleceğini savunmaktadır. Bunu başarmak için de AI gelişmelerinin evrensel değerler ve insan haklarıyla uyumlu olmasını sağlarken, dijital erişim, veri kullanılabilirliği ve inovasyondaki eşitsizlikleri gidermeyi amaçlayan kapsayıcı dijital iş birliği gerekmektedir.

AI’nın inovasyon ve etkisinin sınır tanımayan doğası göz önüne alındığında, etkili politikalar ve yönetişim çerçevelerinin formüle edilmesi uyumlu ve çok taraflı bir yaklaşım gerektirmektedir. Uzmanlar, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere çeşitli ülkelerden katılım sağlamanın öneminin altını çizmektedir. Bu bağlamda yapay zekanın doğru yönde yönlendirilmesi, hükümetler, akademi, özel sektör, sivil toplum ve diğer kilit oyuncular arasındaki çok paydaşlı iş birliğine de bağlı olacaktır. Birlikte çalışarak riskleri daha iyi öngörebilir ve azaltabilirler. Ayrıca etik kuralların belirlenmesi ile yaratıcılığın ve yeniliğin teşvik edilmesi arasında doğru dengenin kurulmasına da yardımcı olabilirler.

eWeek'ten elde edilen bilgiler, BM Genel Sekreteri'nin yapay zekanın etik gelişimi ve kullanımına ilişkin tavsiyeleri analiz etmek ve ilerletmekle görevli Yapay Zeka Danışma Kurulu tarafından yürütülen daha geniş çabalara katkıda bulunacaktır.

 

Diğer İçerikler