Medya

UGM Kurumsal İletişim Direktörümüz Sami ALTINKAYA ''Başlarken...'' Konulu Yazısı ile Dünya Gazetesi'nde Yer Aldı

UGM Kurumsal İletişim Direktörümüz Sami ALTINKAYA ''Başlarken...'' Konulu Yazısı ile Dünya Gazetesi'nde Yer Aldı

Başlarken...

DÜNYA gazetesindeki ilkyazıma kurucumuz Nezih Demirkent’in “bu meslek masa başında yapılmaz” sözüyle başlamak istiyorum. 25 yıldır Türkiye’yi dolaşan bir ekonomi muhabiri olarak, mesleğe başladığım DÜNYA’da yazmak büyük bir onur. İş insanı Haluk Ündeğer’in “sahada olmadan başarılı olunmaz” sözü de doğru yolda olduğumuzun göstergesi. Sizlerle her hafta Türkiye’de yapılan güzel işlerden haberler vereceğim. Türkiye makro düzeyde bir kriz içinde olsa da firma bazında teknolojiye yatırım yapıp, katma değerli üretim yapan firmalar ayakta kalmayı başarıyor. Dünya ekonomileriyle entegre olmak, her şeyden önce teknolojiyi kullanmak ve üretmekten geçiyor. İstanbul Sanayi Odası araştırmasında ilk 500 büyük firma içinde yüksek teknolojiyi kullanan firma sayısının sadece 12 olması, örneğini vereceğim firmaların ne denli büyük işler yaptığının da en büyük göstergesidir. Teknolojiyi sadece kullanan değil üreten bir ülke olursak çıkış yolunu bulabiliriz. Ancak bazı konular var ki hiç değişmiyor. İşe uygun adam bulunamıyor. Sanayi üniversite ilişkisi istenildiği gibi değil. Eğitimde reform yapacağız diye sürekli yapılan sistem değişiklikleri kendi okuduğunu anlamayan bir nesil yarattı. Organize sanayi bölge yönetimleri ihtiyacı olan nitelikli insanı kendi yetiştiriyor. Sorunu yine kendi içimizde bulmaya çalışıyoruz. Bu bir devlet politikası olmalı ve hükümet değişikliklerinden etkilenmeyen kalıcı bir yapı oluşturulmalıdır. Eğitim 4.0’ı gerçekleştirmeden Endüstri 4.0 geçileceğini sananlar hayal kuruyor. Yüksek teknolojiyi kullanacak, üretecek nesilleri yetiştirirseniz, robotların üretim yaptığı bir ekonomik modelde çalışanlarınıza iş imkanı yaratırsınız. Aksi durumda işsizlik daha da artacaktır. Bu bilindiği içindir ki Endüstri 4.0’a geçiyormuşuz gibi yapılıyor. Yeri gelmişken “ara eleman” kavramı yerine “aranan insan” demek daha doğru olur. “Ara eleman” mesleki eğitimi de değersizleştiriyor. “Aranan insan” ise kişiyi değerli hissettiriyor. Dünya bugün akıl terini çalıştıranların etrafında dönüyor. Alın terinde inat etmeye devam ederseniz, ciro olarak büyük bedeller kazanabilirsiniz ama karınızın büyük bölümünü akıl terini çalıştıran şirketlere vermek zorunda kalırsınız. Yani çok çalışıp az kazanırsınız. İşte tam da bu yüzden insana, akla ve bilime yatırım yapanları sizlerle buluşturacağım. Türkiye’nin ihracatını istediği seviyeye çıkarması ancak akıl teri ile üretilen ürün ve hizmetlerin dünya pazarına çıkmasıyla mümkün olacak. Güçlü olanların değil, fit olanların kazandığı. Küçük ama hızlı balığın büyük balığı geçtiği bir dünyaya hoş geldiniz.