Medya

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın " Limanlarımızdaki kara delik kapanmıyor " başlıklı yazısı, 30.11.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayınlandı.

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın " Limanlarımızdaki kara delik kapanmıyor " başlıklı yazısı, 30.11.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayınlandı.

Ekonomik krizden çıkış yolu katma değerli üretim ve ihracattan geçiyor. Bunun için de maliyetlerimizin iyi yönetimi ve uluslararası pazarlarda dostlarınızın sayısı çok olmalı. Dostluklar ülkenin çıkarları ile doğru orantılıdır. Devletlerarasında daimi dostluklar ve düşmanlıklar olmaz. Asıl olan çıkarlardır. Uzun dönemli stratejilerle politikalarınızı belirlerseniz, ürettiğiniz mal ve hizmetleri satacak bir ülke bulursunuz. Sizinle ticaret yapan ülkelerinde sizin kanunlarınızın tam olarak uygulandığından emin olması, hukukun geçerliliği ve üstünlüğü, ekonomik ilişkilerdeki en önemli referansınızdır.

İhracat gelir ithalat giderdir. Aradaki fark zarardır. Maalesef bu zarar limanlarda yaşanan kaçaklarla daha da artıyor. Tüccar malını kısa zamanda ve az maliyetle ithal edebilse ve katma değerli üretip satabilse devletin geliri artar. Yani cari açık azalır.

Yıllardır söylüyorum. Türkiye’nin dış ticaretinden maliyetler çok yüksek. Farklı isimler altında kanunsuz faturalar kesiliyor ve para tahsilatı yapılıyor. Kanunların alınmasını yasakladığı ordino alınmaya devam ediliyor. Bazı acentelerde adını değiştirip yük taşıma belgesi diyerek aynı bedeli almaya devam ediyor.

Gümrüklü geçici depolarda maalesef derebeylik sistemi devam ediyor. Bir tarafta gümrük müdürlükleri ve diğer tarafta acenteler ve geçici gümrüklü depo işletmecileri var. Tüccar adına malın teslimi için uğraşan gümrük müşavirleri ve tacir de bunlar arasında sıkışıp kalmış.

Hükümetimiz bir kanun çıkarıyor. Ama muhteremler bildiğini okuyor. Kanun tanımaz bu anlayışa da dur diyen yok. Ben miyim mahallenin delisi derken, bazı şirketler açtıkları davalarla haksız yere ödedikleri bu paraları söke söke geri alıyor.

Bütün bunlar yaşanırken, Türkiye’nin dış ticaret hızı yavaşlıyor. Yani sadece zaman kaybetmiyor aynı zamanda para da kaybediyoruz. Hesaplamalara göre 4 milyar dolar gibi bir bedel uçup gidiyor. Bu kadar döviz açığımızın olduğu bu dönemde Ekonomi Bakanlığı bu bedeli, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kasasına koysa sadece cari açık azalmaz. Aynı zamanda döviz rezervlerimiz de artar.

Bakıyorum gümrükler vazifesini eksik yapmaya ve acenteler gümrük depolarına malı vermeyin deyip tacirin malını gasp etmeye devam ediyor. Ticaret Bakanlığı’nın bu duruma acil olarak el koyması ve gereğini yapması şart oldu. Dış ticaret yapan şirketlerin malları gümrüklerde kanunsuz yere bekletiliyor. Bir acente veya taşıyıcı malı gümrük deposuna teslim ettikten sonra hukuksuz yere durduramaz yani bekletemez.

Türk Ticaret Kanunu 868’inci maddesi aynen şöyle diyor. Eşyanın teslim yerine ulaşması ile gönderenin emir ve talimat verme yetkisi ve tasarrufta bulunmak hakkı sona erer. Bu andan itibaren söz konusu yetki ve haklar gönderilene ait olur. Birinci fıkranın ikinci ile dördüncü cümle hükümleri burada da geçerlidir.

Kanun bu kadar açıkken ve tüm dünyada olduğu gibi bu aşamadan sonra alıcı olan kişi veya firmanındır. Onun onayı olmayan hiçbir iş ve işlem yapılamaz. Yani taşıyıcı yanlış getirmiş bile olsa bile alıcı, evet geri götür yazılı talimatının onayını vermeden hiçbir işlem yapılamaz. Taşıyıcı gümrüğe özet beyan ile artık yeni talimat hakkını kaybetmiştir. Ve oraya buraya herhangi bir talimat veremez.

İtibarın parayla satın alındığı dönem bitti

Çok üretenin değil, katma değerli üretenin kazandığı bir dünya var. Emek yoğun değil, ileri teknoloji ile üretenlerin ayakta kalacağı bir dönemi yaşıyoruz. Şirketler artık sadece iyi mal ve hizmet üretmekle itibarlı olmuyor. Özellikle gelişmiş ülkeler, şirketlerin sahip olduğu sosyal sorumluluk projelerine bakarak değer biçiyor. Topluma faydalı işler yapan kurumlar itibar görüyor. O kurumların ürün ve hizmetleri tercih ediliyor. İzmir’de üretim yapan Altekma şirketi de bu tanıma uygun örnek bir şirket. Altekma sektör liderliğini 23 yıldır koruyor. Altekma Group Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Durmuş, hedefini her yıl başarı çıtasını yükselterek, sürdürülebilir büyümeye ve gelişmeye endekslemiş bir sanayicimiz. Üretim tesislerini genişleten ve bünyesindeki yeni firmalarıyla birlikte başarılarını sürdürmeye devam eden Altekma Group; Altekma, Signatekma, Boytekma, Yoltekma ve Boyamak şirketlerinden oluşuyor. Altekma, yol çizgi makineleri, boya püskürtme makineleri, yüksek basınçlı su jetleri ve kumlama kazanlarının üretimini ve satışını gerçekleştiriyor. Signatekma, boya fabrikası ise geniş ürün yelpazesi ile Türkiye’de ve çevre ülkelerde, yol çizgi boyası üretimi konusunda, formülleri ve personeliyle lider. Boytekma, KGM standartlarında çalışmalarını gerçekleştiriyor. Yoltekma, uluslararası standartlarda trafik levha üretimi ve trafik güvenliği ürünlerinin projelendirmesi, satışı ve montajını yapıyor. Boyamak ise özel sektör trafik işaretlemeleri konusunda entegre üretimin parçası. Altekma Group, uygulama alanlarındaki başarısının yanı sıra ürettiği ürünleri, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkî Cumhuriyetlere ihraç ediyor.

Şirket asıl işinin yanında kurduğu spor kulübü ile itibarın sadece para olmadığını gösteriyor. Altekma Spor kulübü, 1999 yılında kurulmuş. Sırasıyla Amatör ligler ve Bölgesel liglerden başlayan yolculuk, 2. lig ve 1. lig teki istikrarlı mücadelelerle 20 sezonun sonunda 2020-2021 sezonunda, Erkekler Türk Voleybolunun en üst ligi olan Efeler Ligine taşımayı başarmış. Altekma Spor Kulübü Başkanı aynı zamanda Altekma Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili Melih Sebastien Durmuş “Türk sporunun gelişimine katkıda bulunmak, spor yapmayı çağdaş yaşamın bir gereği olarak algılayan, mutlu, kendine güvenen, zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı, disiplinli, mücadele gücü yüksek, örnek sporcular yetiştirmeyi misyon olarak benimsedik. Türkiye ve İzmir’deki genç yetenekleri keşfederek altyapılara kazandırmayı, Türk Milli Takımlarına üst seviyede oyuncular yetiştirmeyi ve kaybolmaya başlayan spor sevgisini tekrar canlandırmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede 200 lisanlı sporcusuyla, Erkekler ve Kadınlar voleybolunun tüm alt yapı kategorilerinde faaliyet gösteriyoruz. Vizyon olarak; altyapı sporcularının katkısı ile Türkiye liglerinde ve Avrupa’da başarılar elde ederek şampiyonluklara ulaşmayı, mükemmellik, liderlik, kalite ve yenilik için çaba harcamayı, Türk Milli Takımlarının başarısına katkıda bulunmayı seçtik” diyor.

Melih Sebastien Durmuş “Efeler Ligi”nde ilk kez mücadele eden ekibinin 24.21’lik yaş ortalamasıyla ligin en genç ekiplerinin başında yer aldığını belirterek, genç ekiplerinde 3 oyuncunun da U-20 Milli Takımımızın formasını başarıyla giydiğini hatırlattı.

Ligin ilk yarısı geçen hafta tamamlayan ve 16 takımla mücadele eden takım, ligde şuan 7’nci sırada. Başkan Durmuş, bu sezon hedefin ilk 8 de bitirerek play-off maçlarına katılmak olduğunu vurguluyor. Melih Sebastien Durmuş üretim ve sporun yanında aynı zamanda Türkiye Genç İşadamları Derneği Ege Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürütüyor. Darısı diğer sanayicilerimizin başına diyorum.