BİR BİLENE SORDUK

PAMK SİSTEMİ

Kemal YETİK

Gümrük Müşaviri

Dünyada küreselleşmeye bağlı olarak, bölgesel entegrasyonlar da artama başlamıştır. Serbest ticaret bölgeleri ya da gümrük birlikleri bu şeklinde oluşan entegrasyonlardır.  Avrupa Birliği’nde tek bir devlet gibi birleşmeyi içeren “tam entegrasyon”a doğru yol alınırken, “Brexit” ve “COVID-19 Salgını” bu görüşlerden uzaklaşılmasına yol açan etmenler olarak ön plana çıkmıştır.

Küreselleşme, dış ticaret hacimlerinde geometrik oranlı artışlara yol açarken, yeni dış ticaret düzenlemelerinin ve yeni gümrük kavramlarının da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. “Menşe Kümülasyonu” kavramı da bu gelişmeler ışığında ortaya çıkmış yeni bir kavramdır.

Kümülasyon, başka bir ülkede kullanılan veya kullanılmayan menşeli olmayan girdileri veya bu ülkede üretilen ürünleri veya bu ülkede gerçekleştirilen işlemleri dikkate almamızı sağlayan bir mekanizmadır. İkili kümülasyon, diyagonal kümülasyon ve tam kümülasyon gibi türleri bulunmaktadır.

Türkiye’nin de taraf olduğu menşe kümülasyon sistemlerinden en önemlisi PAMK (Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu) Sistemidir. Avrupa Birliği, EFTA ülkeleri, CEEC (Orta Doğu Avrupa Ülkeleri) ve Baltık Devletleri'ni kapsayan Pan-Avrupa kümülasyon sistemi 1997 yılında kuruldu. Daha sonra PAMK 1999 yılında Slovenya ve Türkiye menşeli endüstriyel ürünleri de içerecek şekilde genişletildi. Bilahare, sisteme Faroe Adaları da dahil edildi.

Sistem AB veya kümülasyona taraf olan Türkiye gibi ülkeler ile üçüncü ülkeler arasında yapılan serbest ticaret müzakereleri sırasında devreye girmektedir.

İki bağımsız ülke kendi aralarında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) müzakereleri yaptıklarında, bu iki ülke ürünlerinin birbirlerine transferinde, bunların gümrük vergilerinden muaf veya düşük oranlı vergilere tabi tutulacak şekilde ithal edilmesine karar verilmektedir. Öyleyse ilk karar verilmesi gereken husus, bir ürünün bu iki ülkeden birisinde menşe kazanmasına neden olacak olan katma değerin belirlenmesi olacaktır. Örneğin A ülkesi ile B ülkesi kendi aralarında STA müzakerelerine başladıklarında X cinsi eşyanın bu iki ülke menşeli kabul edilmesi için gereken kurallar belirlenmektedir. İlk kural X cinsi eşyanın tümüyle A veya B ülkesinde üretilmiş olması bu eşyanın bu iki ülkeden birinde menşe kazanmasına yeterli olacaktır.

Ancak, küreselleşmenin bir sonucu olarak, ölçek ekonomilerine dayanan ülkeler nihai ürünlerin üretiminde birden fazla ülke menşeli girdilerini kullanabilmektedir. Bu durumda, bir eşyanın A ülkesi menşeli kabul edilmesi için gereken katma değeri ya da menşeli olmayan girdilere uygulanacak menşe statüsü veren işçilik veya işlemleri belirlemek gerekecektir. Örneğimizde sadece katma değer oranına atıf yapan bir kuralı esas alacağız. Bu durumda, “Kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %’ini geçmeyen menşeli olmayan girdiler kullanılarak yapılan imalat sonucu elde edilen ürün A veya B ülke menşeli kabul edilir” şeklinde bir kural yazmamız gerekecektir. Bu kuralı tersinden de yazabilmemiz mümkündür. “Menşeli olmayan girdiler de kullanılarak yapılan imalat sonucunda elde edilen ürünün fabrika çıkış fiyatının E’ine ulaşan katma değerin A veya B ülkesinde gerçekleşmesi halinde bu ürün A veya B ülkesinde menşe kazanmış sayılır” şeklinde bir kural da yazılabilir.

İki ülke arasında yapılan STA müzakerelerinde iş daha kolay iken, AB gibi entegrasyonlar ile diğer ülkeler arasında (örneğin Güney Kore arasında) yapılan müzakerelerde menşe kuralları daha karmaşık hale gelebiliyordu. PAMK Sistemi buna bir çözüm getirmiş oldu. Bu müzakerelerde, AB, “bir ürüne AB menşeli dememiz için üye ülkelerimizin her birinde yapılan üretimleri dikkate almamız gerekir. Dolayısıyla bir ürünün fabrika çıkış fiyatı üzerinden katma değerin belirlenmesinde her üye ülkede üretilen katma değerler kümülatif olarak nihai ürüne yansıtılacaktır” demektedir. Bu bağlamda, yukarıda verdiğimiz örnekte yer alan “X ürünün AB menşeli sayılması için menşeli olmayan girdiler kullanılarak yapılan imalat sonucunda elde edilen ürünün fabrika çıkış fiyatının E’ine ulaşan katma değer yeterli olacaktır” denildiğinde, “X ürününe Almanya’da , Fransa’da , İtalya’da oranında katma değer ilave edilmesi, nihai ürüne kümülatif olarak E oranında katma değer ilave edildiği anlamına gelir” sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, bu ürün Güney Kore ile AB arasındaki ticarette AB menşeli kabul edilerek işlem görmektedir.

Son yıllarda, küresel entegrasyondan vazgeçerek “Kapalı Ekonomi Modeli”ni çağrıştıran içe kapanma eğilimlerini ön plana çıkaran yaklaşımlar, menşe kurallarını ve menşe belgelerini tekrar ön plana çıkarmıştır. Türkiye’nin Ortak Gümrük Tarifesi ile belirlenmiş bulunan Gümrük Vergisi oranları dışında, İlave Gümrük Vergisi (İGV), Ek Mali Yükümlülük (EMY) uygulamalarını devreye sokması nedeniyle, PAMK kurallarını daha dikkatli uygulamamızı zorunlu kılmaktadır.

                                                  

KAYNAKÇA:

  1. europa.eu web sayfası
  2. “www.ec-europa.eu” web sayfası
  3. C. Ticaret Bakanlığı web sayfası
  4. Türkiye’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları

 

SORU VE CEVAPLAR

 

Soru 1. PAMK Sistemi ne demektir?

Cevap: PAMK “Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi” nin kısa adıdır. Bu menşe kümülasyon sistemine Avrupa Birliği, EFTA ülkeleri, CEEC (Orta Doğu Avrupa Ülkeleri), Baltık Devletleri, Slovenya, Türkiye ve Faroe Adaları dahildir.

 

Soru 2. Bir eşyanın bir ülke menşeli olması için 0’ünün o ülke girdilerinden mi üretilmesi gerekir?

Cevap: Hayır. Şüphesiz ki girdilerinin 0’ o ülkeye ait ürün o ülke menşeli ürün kabul edilir. Ancak, bir eşyaya bir ülkede yüzde kaç oranında katma değer katılırsa o ülke menşeli kabul edileceği Serbest Ticaret Anlaşması gibi anlaşmalarda belirlenir.

Soru 3. İşletmeleri birden fazla ülkede üretilmiş girdi kullanmaya sevk eden saik nedir?

Cevap: Küresel ekonomi işletmeleri birden fazla ülkede üretilmiş girdi kullanmaya teşvik etmektedir. Çünkü, küresel düzeyle dış ticaretin önündeki gümrük vergisi oranları düşürülmüş, tarife dışı engeller azaltılmış, bölgesel entegrasyonlar artmıştır. Bu nedenle girdiler ölçek ekonomisi esas alınarak küresel düzeyde fiyat bulmaya başlamıştır. Böylece, girdiler nihai ürünü üreten ülke yerine diğer ülkelerden temin edildiğinden, nihai ürün daha uygun fiyatlarla piyasaya çıkabilmektedir.

Soru 4. Girdileri birden fazla ülkede ülkede üretilen eşyanın menşei hangi kriterlerle belirlenir?

Cevap: Temel olarak serbest ticaret anlaşmalarında iki esasa göre eşya menşei belirlenmektedir. Birincisi bir eşyanın menşeli olmayan girdilere uygulanacak menşe statüsü veren işçilik veya işlemleri belirlemek gerekecektir. Bu takdirde ilgili STA’ya bu işçilik ve işlem her eşya için tek tek yazılacaktır. İkincisi bir eşyanın A ülkesi menşeli kabul edilmesi için o ülkede ürüne eklenen katma değer olanları belirlenecektir.

 

Soru 5. Ürüne eklenecek katma değer kuralı nasıl kaleme alınmaktadır?

Cevap: Birinci kural, “Kullanılan tüm girdilerin kıymetinin ürünün fabrika çıkış fiyatının %’ini geçmeyen menşeli olmayan girdiler kullanılarak yapılan imalat sonucu elde edilen ürün A veya B ülke menşeli kabul edilir” şeklinde yazılabilmektedir. Ya da kural, “Menşeli olmayan girdiler de kullanılarak yapılan imalat sonucunda elde edilen ürünün fabrika çıkış fiyatının E’ine ulaşan katma değerin A veya B ülkesinde gerçekleşmesi halinde bu ürün A veya B ülkesinde menşe kazanmış sayılır” şeklinde de kaleme alınabilmektedir.