BİR BİLENE SORDUK

SAVAŞIN TAŞIMACILIĞA ETKİLERİ…

Hüseyin Cahit SOYSAL

Yönetim Kurulu Üyesi

 

Türkiye’nin kaderi midir bilinmez, yaklaşık 40 yıldır sıcak savaşların yaşandığı Orta Doğu’da konumlanmış bir ülkeyiz. Önce İran-Irak savaşı, sonra ABD-Irak savaşı, bilahare vekalet savaşları şeklinde sürdürülen Suriye savaşı… Yaklaşık bir yıl önce de Azerbaycan da Ermenistan’ın işgal ettiği Dağlık Karabağ bölgesini ele geçirmek için bir savaş başlattı ve bu bölgeyi Ermeni güçlerinin elinden aldı. Bu da yetmezmiş gibi 4 ay önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte, Karadeniz’deki iki komşumuz arasında da yıkıcı bir savaş yaşanmaya başladı.

BARIŞTA ÜLKELER ARASI MAL HAREKETİ ÜST DÜZEYE ÇIKIYOR…

Oysa gerek uluslararası ticaretin gerekse uluslararası taşımacılığın gelişmesi için barış ortamı kaçınılmazdır. İkinci Dünya Savaşı’nın bittiği 1945 yılında sadece 1 milyar dolar olan küresel ticaret hacminin görece barış yaşanan 2021 yılında 22 trilyon dolara ulaştığını görüyoruz. Yani barış varsa ticaret oluyor, barış varsa ülkeler arası mal hareketi üst düzeye çıkıyor. Savaş ise ticaret hacmini daraltıyor ve küresel tedarik zincirinde aksamalar yaşanmasına neden oluyor.

Halen devam eden Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşının etkileri ise sadece bölgesel düzeyde kalmadı; aynı zamanda küresel çapta sorunlar yaşanmasına yol açtı. Bunun nedeni; Rusya’nın küresel düzeyde enerji tedarikçisi, Ukrayna’nın yine küresel düzeyde buğday ve ayçiçeği tedarikçisi olmasıdır.

SAVAŞ HANGİ YIKICI ETKİLERİ MEYDANA GETİRDİ?

Yaşananları sıraladığımızda, savaşın nasıl yıkıcı etkiler yarattığını rahatlıkla görebiliriz

-Ağır ticari ve siyasi yaptırımlar: ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna’ya saldıran Rusya’ya karşı ağır ticari ve siyasi yaptırımları devreye soktu. Bunun üzerine, Rusya da karşı hamle ile bazı ülkelere doğal gaz ve petrol teslimatlarını durdurdu. Bununla yetinmedi, rublenin fazla değer kaybetmemesi adına kendisinden doğal gaz veya petrol ürünü alan ülkelerin ödemelerini ruble ile yapmasını şart koştu. Bu durum ister istemez enerji tedarikinde küresel düzeyde fiyat artışları yarattı. Savaş öncesi Brent petrolün varil fiyatları 100 dolar bandında işlem görürken 130 dolara kadar çıkmıştı. Bugün itibarıyla 115 dolar bandında.

-Petrol fiyatlarının yükselmesi: Neredeyse tüm ürünlerin üretiminde enerji girdisi olarak kullanılan petrol fiyatlarındaki yükselişler, küresel düzeyde fiyat artışları yaşanmasına ve enflasyon oranlarının artışına neden oldu.

-Buğday krizi: “Dünyanın ekmek sepeti” olarak adlandırılan Rusya ve Ukrayna, küresel çapta buğdayın yaklaşık yüzde 30’unu, mısırın ise yüzde 80’ini karşılıyordu. 7 Mart’ta Şikago borsasında buğday fiyatları yüzde 5’ten fazla yükselerek 14 yılın zirvesini gördü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) savaş nedeniyle 2022-2023 sezonunda Ukrayna’daki tarlaların yüzde 30’unun ekilemeyeceğini açıkladı. Bu da küresel gıda krizi için tehlikeli bir sinyal olarak algılandı.

-ABD firmalarının Rusya’dan çekilmesi: Savaş başlayınca, Coca-Cola, McDonald’s, Starbucks, Levi’s, Airbnb, Apple, Visa, Mastercard, Ford ve Boing gibi büyük ABD firmaları Rusya’dan çekildi. Bu da Rus ekonomisine darbe vuran eylemlerden biri oldu. 

-Büyüme tahminleri düşürülmesi: IMF Başkanı savaş nedeniyle küresel ekonomideki büyümenin yavaşlayacağını belirtti. IMF 2022 küresel büyüme oranı tahminini yüzde 4,4’ten 3,6’ya düşürdü. Aynı şekilde Dünya Bankası da küresel büyüme oranı tahminini 4,1’den 3,2’ye düşürdü.

SAVAŞ, KÜRESEL TAŞIMACILIĞI NASIL ETKİLEDİ?

Doğal olarak Rusya – Ukrayna savaşı uluslararası taşımacılığa da büyük darbe vurdu. Özellikle Ukrayna’nın Rus savaş gemilerini durdurmak için denize döşediği mayınlar neredeyse Karadeniz taşımacılığını durdurdu. Buradan dalgalarla sürüklenen iki mayın İstanbul Boğazı’nın hemen dışında fark edilerek imha edildi.

Küresel ölçekte tedarik zincirinde kopmalara neden olan savaşın taşımacılığı nasıl etkilediğine de şöylece göz atmakta yarar var:

-Türk TIR şoförlerinin yaşadığı zorluklar: Savaşın başladığı tarihlerde Ukrayna’da seyahat halinde bulunan yaklaşık 250 Türk plakalı TIR ülkede mahsur kaldı. Bunlardan bir kısmı Ukrayna’dan, bir kısmı Rusya’dan, bir kısmı Belarus’tan, bir kısmı da Kazakistan’dan dönen araçlardı. Bir kısmı da bu ülkelere ya da Ukrayna’ya yük taşıyan kamyonlardı. Ukrayna karayollarında hareket halinde olan her araç iki tarafça da tehdit olarak algılandığından vuruluyordu. Bu durumda, yapılacak en doğru şey bir TIR parkında sabit kalmaktı. Ancak, önemli bir sorun vardı. Bazı TIR’lar yaş meyve ve sebze taşıyordu. Türkiye’deki merkezlerinden onay alan TIR şoförleri bunları halka ücretsiz dağıttı. Bununla birlikte, kendisini 10 - 15 günlük bir seyahate hazırlayan tüm TIR şoförleri sürenin uzamasıyla birlikte ceplerindeki paraları bitirmiş, kredi kartlarının limitlerini doldurmuş ve gecelemeleri sadece kamyonda yapar hale gelmişti. Türkiye’nin iki ülke nezdindeki girişimleriyle ilk olarak Ro-Ro gemilerine binmek için bekleyen ve yol boyu TIR parklarında olan bu araçlar Romanya üzerinden Türkiye’ye taşındı 

-Romanya’dan belgesiz geçiş: Belki de bu krizin Türkiye’ye tek olumlu katkısı Romanya’nın ülkesinden transit geçen Türk plakalı araçlardan yol geçiş belgesi aramaması yönündeki kararı idi. Yıllarca Kara Ulaştırması Karma Komisyon (KUKK) toplantılarında Türk heyetine diş söktüren Romanya, konu savaş olunca yelkenleri suya indirdi ve taraflar arasında 29-30 Mart 2022 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilen KUKK Toplantısı sonucunda imzalanan protokol uyarınca, transit taşımaların ikili taşımalarda olduğu gibi geçiş belgesiz yapılması hususunda mutabık kalındı.

-Buğday ve ayçiçeği yağının Odessa Limanı’nda kalması: Savaş başladığı sırada çeşitli dünya ülkelerine ihraç edilmek üzere Ukrayna’nın Odessa Limanı’nda gemilere yüklenen binlerce ton buğday ve ayçiçeği yağı, gemilerin limandan ayrılamaması nedeniyle piyasaya sunulamadı. Bundan Türkiye de olumsuz etkilendi. Ancak bu ürünleri coğrafi koşulları nedeniyle hiç üretme şansı olmayan Mısır, Yemen gibi ülkeler ciddi açlık tehditleri ile karşı karşıya kaldı.

-Kuzey Akım-Boru Hattı inşası durması: Rusya’dan Almanya’ya deniz altından uzanan Kuzey Akım Boru hattı ile halen Almanya’ya doğal gaz sevkiyatı yapılıyor. Böylece Rusya Ukrayna’nın nazını ve kahrını çekmiyor. Ancak, savaş başlayınca Almanya inşası devam eden “Kuzey Akım – Boru Hattı” inşasını durdurdu. İlk fırsatta da birinci hattan aldığı doğal gaz tedarikine de son vermek istiyor. Ancak, mevcut hattın taşıma maliyetlerinin düşüklüğü ve başka ülkelerden alternatif doğal gaz temin edilmesindeki güçlükler göz önüne alındığında, Almanya’nın daha uzun yıllar birinci hattan doğal gaz alımına devam edeceği dile getiriliyor.

-Gürcistan’daki TIR kuyrukları 50 kilometreyi bulması: Ukrayna hattının kapanması üzerine Türk plakalı TIR’lar Gürcistan üzerinden Rusya’ya erişmeye çalıştı. Gürcistan – Rusya arasındaki “Verhniy Lars” kapısında dayanan TIR kuyrukları 50 kilometreleri buldu. Rusya’nın kapı geçişlerini kolaylaştırması üzerine, kuyruklar kademeli olarak azaldı.

-Rusya’ya yeni Ro-Ro seferi olasılığı: Türkiye’den Rusya’ya yönelik taşıma yapan Ro-Ro gemileri seferlerine devam ederken yeni hat açılması olasılığı da doğdu. Daha önce Karasu - Port Kavkaz ve Samsun – Port Kavkaz hatları varken, Rusya İstanbul – Novorossisk hattına da bir Ro-Ro seferi koymayı planladığını açıkladı.

-Ukrayna ordusunun liman girişlerini mayınlaması: Gıda güvenliği açısından dünyayı yakından ilgilendiren tarım ürünlerinin Ukrayna limanlarından varış ülkelerine sevk edilmesi için Türkiye Rusya ve Ukrayna hükümetleri nezdindeki girişimlerini artırdı. Rusya prensip olarak bu taşıma operasyonuna izin verebileceğini; ancak Ukrayna liman girişlerinin yine Ukrayna ordusu tarafından mayınlanmış olması nedeniyle bu girişimden kolay sonuç alınamayacağını bildirdi.

 UMARIM AKLISELİM GALİP GELİR…

Daha önce de belirttiğimiz gibi, uluslararası ticaret ve taşımacılık için “barış ortamı” olmazsa olmaz koşullardan birisidir. Dünya öylesine küreselleşti ve küçüldü ki bölgesel bir savaş bile dünya enerji ve gıda arz güvenliğini tehlikeye sokabilir hale geldi. Umarım aklıselim galip gelir ve Türkiye bölgesel savaşlardan etkilenmeden, kendi kalkınma ve büyüme politikalarını etkin bir şekilde hayata geçirmeye devam eder.