BİR BİLENE SORDUK

SİVİL HAVA TAŞIMACILIĞINA İLİŞKİN MONTREAL KONVANSİYONU

Sezgin SEZER

Gümrük Müşaviri

1999 yılında yürürlüğe giren Montreal Konvansiyonu aslında daha önce var olan Varşova Konvansiyonunun yerini almıştır. 1929 yılında yürürlüğe giren ve en eski ticari sözleşmelerden biri olan Varşova Konvansiyonunu pek çok ülke kabul etmesine rağmen havayolu işletmecilerinin çıkarlarına odaklı olduğundan eleştirilmiştir.

Özellikle kaza mağdurlarına tazminatlar konusunda çok eleştirilen Varşova Konvansiyonu 1955 Lahey, 1971 Guatemala ve 1975 Montreal protokolleri başta olmak üzere birçok protokol yapılması ihtiyacı doğurmuş ancak yeterli oranda taraf sayısına ulaşılamadığından ayrışmalar meydana getirmiştir.  Hatta birçok havayolu şirketi kendi aralarında daha yüksek sınırlar koyan anlaşmalar imzalamışlardır.

Varşova Konvansiyonuna ilişkin ilk tadil çalışması 1955 tarihli Lahey protokolüdür. Türkiye 1955 tarihli Lahey protokolünü onaylayıp yürürlüğe koymuştur. Daha sonra yapılan tadil çalışmaları 1971 Guatemala ve 1975 Montreal protokolleri olup ülkemiz bu protokollere de taraf olmuştur. Konvansiyon bu protokollerle birleştirilip geliştirilmeye çalışılsa da küreselleşme sonucu hava trafiğindeki artış ve hava yoluyla yolcu ve yük taşınmasına ilişkin yapılan düzenlemeler çağın gerisinde kalmıştır.

Montreal Konvansiyonu 10-28 Mayıs 1999 tarihleri arasında Montreal’de toplanmış olan Uluslararası Hava Hukuku Konferansına katılan devletler tarafından imzaya açılmıştır. Türkiye, 25 Mayıs 1999 tarihinde Konvansiyonu imzalamış, 26 Mart 2011 tarihi itibariyle de yürürlüğe koymuştur.

Konvansiyonun en önemli yeniliği havayolu taşıyıcısının sınırsız sorumluluğu kavramını getirmesidir. Buna göre, yolcu ve bagaj taşımalarında taşıyıcının sınırsız sorumluluğu söz konusu iken eşya taşımalarında kat’i olarak sınırlı sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke taşıyıcının eşyaya kasten zarar vermesi halinde de sınırlı sorumlu tutulacağından eleştirilmektedir.

Eski sistemde yolcunun ölümü veya yaralanması hallerinde taşıyıcıya sınırlı sorumluluk getirilmekte iken, Montreal Konvansiyonu kapsamında iki aşamalı bir tazminat sistemi öngörmektedir. İlk aşama; taşıyıcının kusuruna bağlı olmayan 100.000 SDR’ye kadar mutlak bir sorumluluk getirmektedir. İkinci asama ise, taşıyıcının kusuru karinesine dayanmakta olup, sorumluluk sınırı içermemektedir.

Kargo taşımacılığında kontratın yazılı olması şartıyla, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların devletin resmi yargı organları yerine, kendileri tarafından belirlenen hakemlerce çözümlenmesini şart koşabilmektedir.

Yolcunun ölümü ya da yaralanmasına sebebiyet veren kazanın hava aracının içinde ya da herhangi bir yükleme veya boşaltma faaliyeti sırasında meydana gelmiş olması halinde taşıyıcı sorumlu tutulmaktadır.

Taşıyıcı, kontrol edilmiş bagajın tahrip olması, kaybolması veya bagaja zarar gelmesi durumunda, uğranmış hasara karşı sadece bu duruma sebep veren olayın hava aracı içinde ya da kontrol edilmiş bagajın taşıyıcının sorumluluğu altında bulunduğu bir esnada meydana gelmiş olması halinde sorumludur.

Taşıyıcının, farklı bir taşıma kontratına taraf olmasına, Montreal Konvansiyonu ile getirilen herhangi bir korumadan feragat etmesine ya da Montreal Konvansiyonu hükümlerine zıt koşullar koymayı reddetmesine, “sözleşme yapma özgürlüğü” kapsamında herhangi bir engel bulunmamaktadır.

Muhtelif müteselsil taşıyıcılar tarafından gerçekleştirilecek taşıma durumunda; yolcu, bagaj ve kargo kabul eden her taşıyıcı Montreal Konvansiyonu’nda yer alan kurallara tabidir.  Ayrıca her taşıyıcı, taşıma kontratı kendi nezaretinde gerçekleştirilen taşımanın o kısmı ile ilgili olduğu oranda taşıma kontratının taraflarından biri sayılacaktır.

Tazminat hakkına sahip olan kişi, kaza ya da gecikmenin meydana geldiği anda taşımayı gerçekleştiren taşıyıcıya karşı dava açabilecektir. Ancak, taşıyıcılardan birinin yolculuğun tamamına ait sorumluluğu üstlendiği durumlarda dava üstlenen taşıyıcıya karşı açılacaktır.

Konvansiyon, hava taşıyıcılarına, uçak kazaları sonucunda dava açmaya yetkili olan kişilere acil ekonomik gereksinimlerini karşılamak üzere gecikmeksizin ön ödeme yükümlülüğü getirmekte, bu ödemenin miktarı konusunda yerel hukuku yetkili kılmakta ve bu tutarın dava sonucunda hükmedilecek tazminattan mahsup edilmesini öngörmektedir.

Hava taşıyıcıları tazminatların ödenmesini olanaklı kılacak sigortanın sağlanmış olduğuna ilişkin kanıt belgesini sunmaya mecbur tutulmaktadır.

Konvansiyona göre, tazminatların kısa sürede ödenmesini sağlayan hızlı bir yargılama yöntemi oluşturulması gerekmektedir. Tazminat davalarının, belli koşulların varlığına bağlı olarak, kazanın meydana geldiği ülkenin mahkemelerinde veya yolcunun daimî ikametgahının bulunduğu ülke mahkemelerinde açılabilmesine olanak tanınmaktadır. Tazminat davalarında önemli kanıt nitelikleri bulunan standart yolcu, bagaj ve kargo belgelerinin basitleştirilmesi ve yenilenmesi de sağlamaktadır. Bu kapsamda, bundan on yıl öncesine kadar neredeyse 10 sayfa küçük harflerle yazılı hükümleri kapsayan uçak biletleri, internetten de indirilebilen tek sayfalık formatlara dönüştürülmüştür.

Sonuç olarak, Montreal Konvansiyonu, eski sözleşmelerin başarılı şekilde birleştirilmesi ve taşıyıcı ile yolcu arasındaki hassas dengeyi koruma amacına ulaşmıştır. Bununla birlikte, küreselleşmenin bir sonucu olarak uluslararası seyahat arttıkça ve bilişim teknolojisi geliştikçe, Montreal Konvansiyonu’nun güncellenmesi gereksinimi de varlığını sürdürmeye devam edecektir.

 

KAYNAKÇA;

 

  • Resmi Gazete – Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme
  • TBMM (S. Sayısı: 1087) Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/1142)
  • Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü – Montreal Sözleşmesi Hakkında Duyurusu
  • Oğuz Yıldız – Havacılık Kuralları ve Mevzuatı Sunumu

 

 

SORU VE CEVAPLAR

 

Soru 1. Montreal Konvansiyonu hangi sözleşme yerine geçmiştir. Bu sözleşmenin yerine geçme sebebi nedir?

Cevap: Varşova Konvansiyonu’nun yerine geçmiştir. Varşova Konvansiyonu’nun havayolu işletmecilerinin çıkarlarını çok ön planda tutmasının yanı sıra kaza ve tazminatlar konusunda çok eleştirildiğinden, sözleşmenin yenilenmesi gerekliliğini ortaya çıkartmıştır.

Soru 2. Montreal Konvansiyonu ile gelen en önemli yenilik nedir?

Cevap: Havayolu taşıyıcısının sınırsız sorumluluğu kavramının getirmesidir.

Soru 3. Türkiye Montreal Konvansiyonu’na ne zaman taraf olmuş ve bu ülkemizde hangi tarihte yürürlüğe girmiştir?

Cevap: Türkiye 25 Mayıs 1999 tarihinde Konvansiyonu imzalamış ve 26 Mart 2011 tarihi itibariyle de Montreal Konvansiyonu Türkiye’de yürürlüğe girmiştir.

Soru 4. Montreal Konvansiyonu’na göre bir yolcunun ölümü veya yaralanması sonucunda hangi yaptırımlar uygulanmaktadır?

Cevap: İki aşamalı bir tazminat sistemi öngörmektedir. İlk aşama; taşıyıcının kusuruna bağlı olmayan 100 000 SDR’ye kadar mutlak bir sorumluluk getirmektedir. İkinci asama ise, taşıyıcının kusuru karinesine dayanmakta olup, sorumluluk sınırı içermemektedir.

Soru 5. Montreal konvansiyonu’na göre yolcunun ölüm veya yaralanmasında taşıyıcının sorumlu tutulması için gereken şart nedir?

Cevap: Taşıyıcının sorumlu tutulabilmesi için ölüm veya yaralanmaya sebebiyet veren kazanın hava aracının içinde ya da herhangi bir yükleme veya boşaltma faaliyeti sırasında meydana gelmiş olması gerekmektedir.