BİR BİLENE SORDUK

KURYE İŞLEMLERİ VE ELÇİLİK TAKRİRLERİ

Alper ÇATAKOĞLU

Gümrük Müşaviri

Uluslararası düzeyde diplomatik ayrıcalıklar 18 Nisan 1961 tarihinde Viyana'da imzalanan “Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi“ ile hukuksal bir zemine kavuşmuştur. 53 maddeden oluşan bu anlaşma Türkiye tarafından da 04/09/1984 tarihinde kabul edilerek 12/09/1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Viyana sözleşmesinin başlangıcında “bu ayrıcalıklar ve bağışıklıkların amacının, bireyleri yararlandırmak olmayıp, konsoloslukların kendi devletleri adına görevlerini etkili biçimde yerine getirmelerini sağlamak olduğu“ belirtilmektedir. Bir başka anlatımla, anlaşma ile sağlanan muafiyetler resmi görevlerin aksaksız yürütülmesi amacıyla verilmiştir.

Mevcut uygulamaların dayanağını oluşturan Viyana Sözleşmesinin bazı önemli maddelerine değinmekte yarar vardır.

Anlaşmanın 14 üncü maddesinde, “1. Misyon şefleri aşağıda gösterilen üç sınıfa ayrılır: a) Devlet Başkanları nezdinde akredite edilen Büyükelçiler veya Nonslar ile muadili rütbedeki diğer misyon şefleri; b) Devlet Başkanları nezdinde akredite edilen Murahhaslar, Elçiler ve Enternonslar; c) Dışişleri Bakanları nezdinde akredite edilen Maslahatgüzarlar; 2. Öncelik sırası ve nezaket kuralları dışında, misyon şefleri arasında sınıflan dolayısıyla bir fark gözetilmeyecektir” denilmektedir.

23 üncü maddesinde de, “1. Gönderen Devlet ve misyon şefi, yerine getirilen belirli hizmetlerin bedeli olan ödemelerin dışında, ister malik, ister kiracı olsunlar misyon binaları bakımından bütün millî, bölgesel veya beledî vergi ve resimlerden bağışıktırlar. 2. Bu maddede bahis konusu vergiden bağışıklık, gönderen Devlet veya misyon şefi ile akit yapan şahısların kabul eden Devletin kanununa göre ödemeleri gereken vergi ve resimlere uygulanmaz” hükmüne yer verilmektedir.

Yine aynı anlaşmanın 27 inci maddesinde, “1. Kabul eden Devlet, misyonun her türlü resmî amaç için serbestçe haberleşmesine izin verecek ve bunu koruyacaktır. Gönderen Devletin hükümeti ve nerede bulunursa bulunsun, diğer misyonları ve konsoloslukları ile haberleşme esnasında misyon, diplomatik kuryeler ve kodlu veya şifreli mesajlar dahil olmak üzere, uygun bütün haberleşme vasıtalarını kullanabilir. Bununla beraber, misyon, telsiz vericisini ancak kabul eden Devletin rızası ile kurabilir ve kullanabilir” denilmektedir.

Son olarak anlaşmanın 36 ncı madde hükümlerine değinmek isteriz. 36 ncı maddede, “1. Kabul eden Devlet, kanun ve nizamlarına uygun olarak, aşağıdaki maddelerin girişme izin verir ve depolama, taşıma ve benzeri hizmetlere ait ücretler dışında, bunlara bütün gümrük vergileri, resimleri ve ilgili ücretlerden bağışıklık tanır: a) Misyonun resmî kullanımına ait maddeler; b) Yerleşmesinde kullanılacak maddeler dahil olmak üzere, bir diplomatik ajanın veya beraberinde oturan aile üyelerinin şahsî kullanımına ait eşya. 2. Bu maddenin 1 inci fıkrasında sözü geçen bağışıklıklar kapsamına girmeyen veya ithali ya da ihracı kabul eden Devlet mevzuatınca yasaklanmış olan veya kabul eden Devletin karantina mevzuatına tabi olan eşya ihtiva ettiğinin farzolunmasını gerektiren ciddî sebepler bulunmadıkça, bir diplomatik ajanın şahsî bagajı aranamaz. Sayılan hallerde arama, ancak diplomatik ajanın veya yetkili temsilcisinin huzurunda yapılır” hükmü yer almaktadır. Bu bakımdan, gümrük memurları diplomatik misyona ait gümrük muayenelerini ticari eşyadan farklı bir şekilde gerçekleştirmek zorundadır.

Diplomatik muafiyetler bu sözleşmeye dayalı olarak yürütülmekle birlikte, uluslararası ilişkilerde “mütekabiliyet esası” na da değinmek uygun olacaktır. Devletler arası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibi vardır. Buna “mütekabiliyet esası” (karşılıklılık esası) denilmektedir. Bu esas 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 55 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: “Türkiye ile ticaret, gümrük, taşımacılık anlaşması bulunmayan ve imzalanmış anlaşmaları süresinden önce tek taraflı olarak kısmen veya tamamen hükümsüz bırakan veya Türk kara, hava ve deniz taşıtlarına karşı yasaklama ve kısıtlamalar koyan veya bunlar hakkında farklı işlemler uygulayan yabancı ülkelere ait eşya ve taşıtlara, karşılık olmak üzere, yasaklama veya kısıtlamalar koymaya ve farklı işlemler veya farklı tarifeler uygulamaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.”

Aynı şekilde, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167 nci maddesinde “Aşağıda sayılan hallerde, serbest dolaşıma sokulacak eşya gümrük vergilerinden muaftır.” denildikten sonra aynı maddenin 2 nci bendinde “Mütekabiliyet esasına göre ithal edilen diplomatik eşya;” ifadesine yer verilmektedir. Yani bir diplomatik eşyanın gümrük vergilerinden muaf ithal edilebilmesi, gönderen ülkenin de Türk diplomatik misyonuna gönderilen eşyayı ülkesine gümrük vergilerinden muaf sokmasına bağlı bulunmaktadır.

Kısaca belirtmek gerekirse, Viyana Sözleşmesini ihlal eden ülkelere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti de mütekabiliyet esasına göre işlem yapma hakkına sahiptir.

Viyana Sözleşmesi ile sağlanan diplomatik muafiyetlerden en sık kullanılan “elçilik takrirleri” ve kurye mektupları” ile ilgili işlemlere bu yazımızda değinmek isteriz.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasında, “Yazılı beyan, 4 üncü fıkrada belirtilen beyanname ile yapılır” denildikten sonra, 4 üncü fıkrasında, “Gümrük işlemleri, şekil ve içeriği yönetmelikle belirlenen beyanname ve diğer belgelerle yapılmak zorundadır” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı maddenin 5 inci fıkrasında ise;

 “Aşağıda yazılı hallerde yetkili makamlardan gönderilecek resmi yazılar beyanname kabul edilerek eşyanın gümrük işlemleri, bu yazılara dayanılarak yürütülür.

  1. Cumhurbaşkanının zat ve ikametgâhına ait eşya hakkında Cumhurbaşkanlığından gönderilecek yazılar.
  2. Diplomatik muaflık ve ayrıcalıklardan yararlanların ancak kendi adına veya elçilik adına gelecek eşya için karşılıklı olmak şartıyla misyon şeflerinden veya muaflık hakkı tanınmış heyet başkanlarınca gönderilen yazılar ile şekli, kapsayacağı bilgiler ve göreceği işlemler Dışişleri Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığınca müştereken tespit olunan kurye çantalarına ait kurye mektupları.”

 

Denilmektedir.

 

Kurye çantalarının beyanı Gümrük Yönetmeliği’nin 132 ila 139 uncu maddelerinde düzenlenmiştir.

Bu maddelerde özetle, Türkiye Dışişleri veya Milli Savunma Bakanlıkları ile hariçteki elçiliklerimiz, misyonlarımız veya askeri misyon ve delegasyonlarımız yahut Dışişleri Bakanlıkları ile Türkiye’deki kendi elçilikleri veya misyonları tarafından bu kuruluşlar arasında resmi ve gizli evrak için her defasında bir kurye mektubu düzenleneceği belirtilmektedir. Kuryeler diplomatik pasaportla seyahat etmektedir. Yetkili makamlar kuryelere sadece mühürlü zarf içerisinde resmi evrak verebilirler, Bu mektup resmi mühürle mühürlenip imzalanır, kuryeler mührün bozulmamasına dikkat eder ve kapları mühürlü olarak görevli memura gösterir. Kuryeler, bu mektupları görevli gümrük memuruna vererek eşyanın gümrük işlemlerini beyanname addolunan bu mektuplarla yürüterek gümrük işlemlerini tamamlarlar.

             Dışişleri Bakanlığınca düzenlenen kurye mektuplarında mektup kapsamı eşyanın cins, nevi, miktarı ile gideceği yeri belirten gümrük yönetmeliği ekinde yer alan form doldurularak Bakanlık mührü tatbik edilmek suretiyle işlemler yürütülür. Gümrük Yönetmeliği 132/3 üncü maddesine göre, kurye mektuplarının aynı Yönetmelik ekinde yer alan EK-19'daki örneğe uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Görevli gümrük memurları, gümrük işlemine tabi tutulan kaplara ait kurye mektuplarını uygun bulup imzaladıktan sonra ilgili gümrük idaresine teslim eder. Gümrük Yönetmeliği 134 üncü maddeside, kurye kapları kapsamının muayene edilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu hükme istinaden kurye kapları dıştan muayene edilerek, mührünün sağlam olduğu görüldüğü takdirde muayene işlemi yapılmaksızın kurye kabının geçişlerine izin verilmektedir.

            Mühürleri sağlam olmayan kurye kapları ile ilgili işlemler ise Gümrük Yönetmeliği’nin 135 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, mühürleri sağlam olmayan olan kurye kapları ile ilgili tutanak tutulmak ve gümrük mührü tatbik edilmek suretiyle bu kapların yine kurye sorumluluğunda Ankara Esenboğa Gümrük Müdürlüğü’ne sevk edilmektedir. Eğer bu durum Türkiye'den götürülecek kurye kaplarında söz konusu ise bu durum Dışişleri Müsteşarlığı aracılığı ile ilgili Bakanlığa bildirilmektedir.

Transit Geçecek kuryelerle ilgili hükümler ise Gümrük Yönetmeliği’nin 136 ıncı maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, giriş gümrük idaresinden herhangi bir belge düzenlenmeden dıştan muayene ile uygun görülüp şerh verilip imza altına alınan mektup yine çıkış gümrük idaresince kaplarla karşılaştırıldıktan sonra bunların çıkışlarına izin verilmesi gerekmektedir.

Gümrük Yönetmeliği’nin 137 inci  maddesinde ise kurye yerine vapur kaptanlarına, uçak pilotlarına ve taşıt hizmetlilerine de geçici kuryelik vasfının tanınabileceği, bu gibi durumlarda kurye kaplarının bu kimseler tarafından gümrüklere teslim edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu kaplar da dıştan muayene edilerek ilgililerine teslim edilmektedir.

Kurye mektuplarına gümrükçe yapılacak işlemler ise Gümrük Yönetmeliği’nin 138 ve 139 uncu maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, kurye mektuplarının uygun bulunması halinde ilgili memurun adı soyadı, sicili, imzası ile tarih atılarak mektubun gümrük idaresince bir deftere sıra numarası verilerek kaydedilmesi ve daha sonra ise klasörlenerek saklanması gerekmektedir.Formun Üstü

 

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin 5 inci fıkrasında, “Aşağıda yazılı hallerde yetkili makamlardan gönderilecek resmi yazılar beyanname kabul edilerek eşyanın gümrük işlemleri, bu yazılara dayanılarak yürütülür.

  1. Cumhurbaşkanının zat ve ikametgahına ait eşya hakkında Cumhurbaşkanlığından gönderilecek yazılar,
  2. Diplomatik muaflık ve ayrıcalıklardan yararlananların ancak kendi adına veya elçilik adına gelecek eşya için karşılıklı olmak şartıyla misyon şeflerinden veya muaflık hakkı tanınmış heyet başkanlarınca gönderilen yazılar ile, şekli, kapsayacağı bilgiler ve göreceği işlemler Dışişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığınca müştereken tespit olunan kurye çantalarına ait kurye mektupları”

 

Denilmektedir. Bu bakımdan, diplomatik muafiyet sağlayan ve Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünce düzenlenen “Elçilik Mektupları” da gümrük beyannamesi kabul edilmektedir.

 

Gümrük Yönetmeliği eki EK-18 forma uygun olarak düzenlenen “Elçilik Mektupları”nda ilgili büyükelçiliğin talebini içeren dilekçe bölümü dışında ilgili büyükelçilik adına gelen eşyaların koli adedi, adedi, markası, numarası, eşyanın cinsi, markası, modeli, miktarı, ağırlığı, değeri ve menşeinin yer aldığı ayrıntılı bir tablo doldurulmakta, resmi mühür ve imza tatbik edilerek eşyanın gelmiş olduğu ilgili gümrük müdürlüğüne sunulmaktadır. İbraz edilen bu formla gelen eşyanın muafiyetten faydalandırılması ve gerekli gümrük işlemlerinin yapılarak eşyanın ilgilisine teslimi istenilmektedir. Düzenlenen Elçilik mektubu vize tarihinden itibaren 30 gün geçerlidir.

Gümrük Yönetmeliği’nin 443 üncü maddesine göre, gümrük idarelerine ibraz edilen elçilik mektupları, örneğine uygun olarak düzenlenmiş ve Dışişleri Bakanlığının vizesinden geçmiş bulunduğu takdirde, kabul olunmakta ve bir numara altında ayrı bir deftere kayıt ve tescil edilmektedir. İşlemleri bitirilen mektuplarla, ilgili belgelerin kayıtları eşyanın tesliminden sonra kapatılmakta ve ilgili gümrük idaresinde saklanmaktadır.

Yönetmeliğin 444 üncü maddesinde de diplomatik kapsamda gelen taşıtlarla ilgili  olarak gümrük idarelerinin yapacağı işlemler düzenlenmiştir. Buna göre,  diplomatik statüde gelip Türkiye'de trafiğe kayıtlı taşıtların da “Taşıt Takip Programı”na kaydedilerek çıkış işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği; bu taşıtların başka bir gümrük işlemine tabi tutulmayacağı belirtilmektedir.

  

KAYNAKÇA:

  • Diplomatik ilişkiler hakkındaki 18/04/1961 tarihli Viyana  Sözleşmesi
  • Doç. Dr. Süleyman DOST Makale (Milletlerarası Hukukta Mütekabiliyet ilkesi)
  • Dünya Bülteni Dergisi
  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • Gümrükler Genel Müdürlüğü Genelge ve Tasarruflu Yazılar

SORU VE CEVAPLAR

Soru 1. Misyon şefi kimlere denir? Misyon şefleri arasında farklılık var mıdır?

Cevap: Misyon şefi, gönderen devlet tarafından bu sıfatla hareket etmek üzere görevlendirilen şahıslardır; büyükelçiler, elçiler, maslahatgüzarlar misyon şefi kabul edilmektedir. Misyon şefleri arasında sınıfları dolayısıyla bir fark gözetilmez.

 

Soru 2. Misyonun resmi kullanımına ait maddelerin dışında, diplomatik personelin şahsi eşyaları da gümrük muafiyeti kapsamına girer mi?

Cevap: Diplomatik personelin, şahsi eşyaları da gümrük muafiyeti kapsamında olup, şahsi eşyaların bulunduğu bagajlar da aranamaz.

 

Soru 3. Takrir nedir?

Cevap: Takrir; ilgili elçilik veya muafiyet hakkı tanınmış misyon şefleri veya heyet başkanları tarafından tanzim edilmiş ve Dışişleri Bakanlığı’nca onaylanmış gümrük vergilerinden muafiyet sağlayan mektuptur.

 

Soru 4. Takrirle alkollü içki ve sigara getirilebilir mi? Takrirle girişi yapılan ürünler serbest dolaşımda mıdır?

Cevap: Takrirle bir takvim yılı içerisinde 240 şişe alkollü içki ile 200 karton sigara getirilebilir.

Takrir ile ithal olunan eşya, eşyanın ithal tarihinden üç yıl sonra ve karşılıklılık çerçevesinde serbest dolaşıma girmiş sayılır.

 

Soru 5. Elçilik- Kurye mektuplarında ve takrirlerde hangi formlar kullanılır, bu formlar nerede yer alır ve hangi bilgileri ihtiva eder?

Cevap: Elçilik mektubunda gümrük yönetmeliği ekinde yer alan EK18 formu kullanılır, bu formda gelen koli ve eşyaya ait cins, nevi, miktar, kıymet ve menşe gibi bilgiler yer alır.

Kurye mektubunda EK19 formu kullanılır, bu formda kuryenin götüreceği kap-parça adedi ve cinsi ile kuryenin gideceği yer bilgileri bulunur.