BİR BİLENE SORDUK

GÜMRÜK UYGULAMALARINDA COVID-19 SONRASI YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Özgür KOÇAK

Mevzuat Uzmanı

Dünya Sağlık Örgütü Çin Ülke Ofisi, 31 Aralık 2019 tarihinde, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde, sebebi o an için bilinmeyen zatürre vakaları bildirmiş ve 5 Ocak 2020 tarihinde ise, daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirüs tanımlanmıştır. Başlangıçta 2019-nCoV olarak ifade edilen bu hastalık, daha sonra Covid-19 olarak adlandırılmış ve Çin’de ortaya çıktıktan sonra, üç ay gibi kısa bir süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; 23 Ağustos 2020 itibarıyla, dünya genelindeki Covid-19 kaynaklı vaka sayısının 23 milyon 57 bin 288’e ulaştığı, ölüm sayısının ise 800 bin 906 olduğu görülmektedir. Türkiye’de ise ilk olarak 11 Mart 2020 tarihinde görülen Covid-19 vakasından 23 Ağustos 2020 tarihine kadar geçen süre zarfında; toplam vaka sayısı 257 bin 32 iken, Covid-19 kaynaklı toplam ölüm sayısı ise 6 bin 102 olarak belirtilmektedir[1]. Makalemizde COVİD-19 Pandemisi sonrası gümrük uygulamalarındaki gelişmeler incelenecektir.

Epidemi, bulaşıcı bir hastalığın belirli bir bölge içerisinde salgın haline dönüşmesi olarak tanımlanırken, pandemi, bir salgının belirli bir bölgenin de dışına taşarak, büyük bir nüfusu ve hatta bütün bir insanlığı etkilemeye başlaması olarak ifade edilmektedir[2]. Pandemiler günümüzdeki kadar kapsamlı tanımlanmamış olmalarına karşın, tarih boyunca toplumları farklı açılardan etkilemişlerdir. Devlet yönetimleri salgın hastalıkların uluslararası yayılma kapasitesini açıkça kabul etmiştir. Bu durumun en bilinen tarihsel örneği 1374 yılında Venedik'te karantina ilan edilerek önleyici tedbirlerin yasalaştırılmasıdır. Venedik'e gelen gemilerin veba karantinası nedeniyle 40 gün boyunca limana yanaşmasına izin verilmemiştir [3]. Takip eden altı yüzyıl boyunca benzer önlemler alınmış ve 1969'da Uluslararası Sağlık Tüzüğü'nün kabulüyle Küresel Sağlık Gözetimi ve Müdahalesi için bir çerçeve oluşturulmuştur. DSÖ bu tüzük doğrultusunda dünya ticaretine, ulaşımına ve seyahatine mümkün olduğunca az müdahalenin yapılması ve  hastalığın uluslararası yayılımının en aza indirilmesi için gerekli  hijyen ve sanitasyon kılavuzlarının uygulanacağı denizcilik ve havacılık düzenlemelerini geliştirmiştir.

Diğer taraftan, bir limanı veya şehri yabancı yolculara veya mallara kapatan bir karantina emri, topluluklara ekonomik anlamda çok pahalıya mal olabilmekte ve bireyler için büyük zorluklar yaratabilmektedir. Bu nedenle özellikle on dokuzuncu yüzyılın ortalarındaki uluslararası tıp konferansları sırasında ticari işletmeleri ve sermaye akışını engelleme etkisine sahip olabilecek herhangi bir hastalığı önleme veya kontrol etme çabalarının en büyük karşıtlarının tüccarlar olduğu görülmektedir[4]. Bu durumun bugün için de geçerli olduğu söylenebilir.

Artan küresel ticaret, bir pandeminin yayılmasına kesinlikle katkıda bulunuyor olsa da aynı zamanda bir pandemiye daha etkili yanıt vermeyi teşvik eden koşulları da oluşturabilmektedir. Bu önermenin bir kez daha doğrulandığı geçtiğimiz aylar içerisinde dış ticaret ve gümrük alanında uygulamaya konulan düzenlemelerle görüldü.

COVID-19’un hızlı bir şekilde yayılması karşısında ülkeler uluslararası ticarete ilişkin olarak bazı önlemler almak zorunda kalmıştır.

Önlemlerin amaçları arasında;

-Uluslararası ticaretin kolaylaştırılmasının,

-Ekonomik aktivitenin olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesinin, insan sağlığının korunmasının,

-COVID-19 tedbirleri kapsamında insanlar arasında temas gerektiren işlemlerin azaltılmasının,

-COVID-19 salgını döneminde ithalat işlemlerinin gecikmemesi ve ihtiyaç duyulan ürünlerin ithalatının kolaylaştırılmasının,

-Ticaret sürekliliğinin sağlanması, menşe ülkeler tarafından uygulanan tedbirler nedeniyle orijinal belgelerin ithalatçılara ulaştırılmasında yaşanan sorunların giderilmesinin,

Ön plana çıktığı görülmektedir.

Dünyada bu anlamda alınan önlemlere baktığımızda farklı coğrafyalardan benzer örneklere rastlamak mümkün. Önlemlerin en başında fiziksel temasın önüne geçilmesinin hedeflendiği; bu nedenle işlemlerin olabildiğince elektronik platformlarda yürütülmesine gayret gösterildiği gözlemlenmektedir. Bu hususa ilişkin bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır;

  • Avrupa Birliği özellikle “canlı hayvan, tohum ürünleri” ithalatına ilişkin olarak COVID-19’un üye devletlerin kontrol sistemlerinde yarattığı olumsuz etkiler çerçevesinde, 1 Ağustos 2020'e kadar kontrol makamlarına kontroller için gerekli olan orijinal resmi belgelerin fiziksel olarak/elektronik ortamda sunulmasını geçici olarak talep etmeme esnekliği sağlamıştır[5].
  • Arjantin’de ihracat ve ithalatta aranan bitki sağlığı sertifikalarının orijinallerinin ibrazında yaşanan sıkıntılara karşı alternatif yolların belirlenmesi yoluna gidilmiştir.
  • Brezilya uygunluk değerlendirmesine ilişkin sertifikalandırma zorunluluğunu 12 ay askıya almıştır.
  • Ekvador bitki sağlığı sertifikalarının elektronik kopyalarının kabul etmiştir.
  • Kosta Rika ithalatta aranan uygunluk değerlendirmesine ilişkin sertifikaların, aslına erişimin olağanüstü durum nedeniyle mümkün olmadığı hallerde bu belgelerin örneklerinin kabul edilmesine olanak sağlamıştır.
  • Mısır Bitki sağlığı sertifikalarının orijinallik onayı için elektronik platform kurmuştur.
  • Rusya veteriner denetimi ve bitki sağlığı kontrolüne tabi ürünlerin ithalatında aranan belgelerin asıllarının muhatap otorite tarafından teyit edilmesi ve ilgili belge asıllarının sonradan ibrazının taahhüt edilmesi şartıyla, evrak kopyalarının kabulüne izin vermiştir.
  • Tayland tehlikeli madde üretimi ve ithalatı için gerekli kayıt ve sertifika temin işlemlerinin elektronik ortama taşınmasına izin vermiştir [6].

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Türkiye’de de benzer önlemler Şubat 2020’den itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye’de ilk iş olarak sınır kapılarında düzenlemeye gidilmiş; 23 Şubat itibariyle İran'a açılan hudut kapıları kapatılmış; 1 Mart’ta ise Irak kapıları yolcu giriş ve çıkışına kapatılmış; özellikle İran sınırında demir yolu seçeneği kullanılmaya çalışılmıştır[7].

Özellikle belirli sınır kapılarında araç şoförlerine ilişkin olarak izole alanda şoför değişimi ve/veya römok/yük değişimi suretiyle, bunun mümkün olmaması halinde ise 14 gün karantina süresini bekledikten sonra araç ve şoförlerin ülkeye girişlerine izin verilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır.

Sınır kapılarında alınan önlemlerin yanı sıra Ticaret Bakanlığı’nın bu konudaki ana teması “temassız dış ticaret” olmuştur. Bu kapsamda, özellikle evraklar başta olmak üzere gümrük işlemlerinde elektronik platformların kullanımının yaygınlaştırılması çalışmalarına hız verilmiştir[8].

Özellikle son yıllarda oldukça önem kazanan menşe beyanlarına ilişkin düzenlemelerde COVID-19 nedeniyle kolaylaştırmalara gidilmiştir. AB uygulamasına paralel olarak gümrük idarelerine ibraz edilmesi gereken, ancak mevcut koşullardan ötürü kâğıt ortamındaki asıl nüshaları ibraz edilemeyen belgeler “ihracat yapılırken düzenlenememiş belgeler” olarak kabul edilmiş; ilgili ülkelerin makamlarınca usulüne uygun biçimde sonradan düzenlenecek asıl belgelerin gümrük idarelerine sonradan ibraz edilmesi şeklinde işlem tesis edilmesi ve herhangi bir teminat alınmaması uygulamasına geçilmiştir. Uygulama 30 Haziran 2020 tarihine kadar geçerli olmuş ve gümrük beyannameleri ile ilgili söz konusu belgelerin 31 Aralık 2020 tarihine kadar gümrük idarelerine ibraz edilmesi koşulu getirilmiştir. Tercihli ticaret ortağımız olan tüm ülkelerin idarelerince sadece elektronik ortamda düzenlenen A.TR Dolaşım Belgeleri, menşe ispat belgeleri ve menşe şahadetnamelerinin ibraz edilen nüshaları gümrük idarelerince kabul edilmiştir [9].

Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası başvuru sürecinde bulunan veya sertifika sahibi olan firmalar tarafından, “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği”nin muhtelif maddeleri kapsamındaki yükümlülüklerin belirlenen sürelerde yerine getirilmesi ikinci bir bildirime kadar durdurulmuştur.

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ek süreler tanınmıştır.

Yükümlülerin mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesini teminen, ikinci bir talimata kadar tüm transit süre sınırı aşımlarında para cezası uygulanmaması yönünde taşra idareleri talimatlandırılmıştır.

Hijyenik eldivenler, serum setleri, damar içi kateterler başta olmak üzere salgınla mücadele kapsamında kullanılan belirli eşyaya ilişkin tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulden yararlanma taleplerinin, 16 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliğinin 3. maddesinin (a) ila (c) bentlerinde belirtilen eşyadan olup olmadığına bakılmaksızın, anılan eşyanın varış öncesi gümrükleme kolaylığından faydalandırılmasına izin verilmiştir[10].

Geçici İthalat Rejimi, Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi, Hariçte İşleme Rejimi ve Geçici İhracat işlemleri kapsamında rejim süre sonu 01.02.2020 de dolan eşyaların ait olduğu rejim altında kalma süresi yeni bir müracaat yapılmasına gerek kalmaksızın 30.06.2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

Yurtdışında yaşayanların Türkiye’de bulunan kişisel kullanıma mahsus yabancı plakalı kara taşıtlarından, yurtta kalma süresi 01.02.2020 tarihinden sonra bitmiş veya bitecek olanlar için süre sonunun gümrük idaresine başvuru yapılmasına gerek olmaksızın 30.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı bildirilmiştir[11].

Tüm bu uygulamalardan, Ticaret Bakanlığı’nın COVID-19 pandemisini Gümrük Yönetmeliği’nin 31/3 Maddesi (c) bendi uyarınca “genel salgın hastalık” olarak değerlendirerek, mücbir sebep ve beklenmeyen hal olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır.

Gümrük Yönetmeliği’nin 31 inci maddesinde, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda belirtilen süreler aksine bir hüküm bulunmadıkça uzatılamaz veya ertelenemez niteliktedir. İlgili madde kapsamında, mücbir sebep ve beklenmeyen hallerden herhangi birinin bulunması durumunda, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar Gümrük Kanunu’nda yer alan sürelerin işlemeyeceği belirtilmiştir. Bu noktada, Gümrük Kanunu’nda belirtilen sürenin dışında yapılan müracaatlarda, mücbir sebep ve beklenmeyen hallerin süresi içerisinde meydana geldiğini kanıtlayan belgenin ibraz edilmesi halinde, ilgili gümrük idaresince mücbir sebep ve beklenmeyen hallere ilişkin olarak ibraz edilen belgeler için ek süre verilecektir [12].

Gerek Türkiye’de gerekse küresel düzeyde, COVID-19 pandemisine verilen tepkinin yansımalarını daha uzun süre yaşayacağız gibi görünmektedir. Şüphesiz ki, bu gibi dönemler toplumların farklı kesimlerinin soruna yaklaşımındaki farklılıkları da ortaya çıkarmaktadır.

Hastalığın küresel düzeyde yayılması, doğal olarak bundan etkilenen bölgelerdeki ticareti de azaltmaktadır. Bu nedenle, hükümetler iki çelişik hedefi dengelemeye çalışmak zorunda kalmaktadır: bulaşıcı hastalıkların sınırlarını geçmesini önlemek ve aynı zamanda hastalıkla ilgili kısıtlamaların seyahat ve ticaret üzerindeki ekonomik etkilerini en aza indirmek. COVID-19 pandemisini diğer tarihi örneklerinden ayıran en önemli unsur, hastalığın küresel boyutta hızla yayılması ve gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun hemen hemen tüm ülkeleri ticari anlamda felç etmiş olmasıdır. Pandemiyle mücadele ilaçlarının etkin bir yapıya kavuşması ve COVID-19 aşısının bir an önce küresel düzeyde kullanılabilir düzeyde üretilmesi insanlık olarak hepimizin ortak beklentisi olmuştur.

[1] Coronavirus disease (COVID-19) Weekly Epidemiological Update, https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/situation-reports/20200824-weekly-epi-update.pdf?sfvrsn=806986d1_4

[2] https://www.merriam-webster.com/dictionary/pandemic

[3] https://www.cdc.gov/quarantine/historyquarantine.html

[4] Stern AM, Markel H. International efforts to control infectious diseases, 1851 to the present. Journal of the American Medical Association. 2004;292(12):1474–1479.

[5] G/SPS/N/EU/380 - WTO Documents Online

[6] https://covid19.ticaret.gov.tr/data/5e98a7ec13b8767bd0f19492/COVID-19_DTO_Bildirimleri.pdf

[7] https://ticaret.gov.tr/haberler/irak-ile-ticaret-temassiz-surduruluyor

[8] https://immib.org.tr/tr/duyuru-haberler-gumruk-idarelerine-gitmeden-yapilabilecek-islemler.html

[9]  https://covid19.ticaret.gov.tr/gumruk/duyuru/covid-19-mense-uygulamalari

[10] Gümrükler Genel Müdürlüğü , 20.03.2020 tarihli 53406947 sayılı Koronavirüs Tedbirleri Tam Beyanlı Yaygın Basitleştirilmiş Usul ve Varış Öncesi Gümrükleme konulu yazı

[11] .https://ggm.ticaret.gov.tr/duyurular/gumruk-islemlerinde-sure-asimlarina-iliskin-duyuru. 

[12] Gümrük Yönetmeliği, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13472&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

KAYNAKÇA:

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • İthalat Rejim Kararı ve eki tebliğler
  • İhracat Rejim Kararı ve eki tebliğler
  • Muhtelif web portallerindeki haber ve makaleler

SORU VE CEVAPLAR

Soru 1. COVID-19 neden pandemi olarak adlandırılmıştır?

Cevap: “Pandemi”, literatürde bir salgının belirli bir bölgenin de dışına taşarak, büyük bir nüfusu ve hatta bütün bir insanlığı etkilemeye başlaması olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle COVID-19 salgını “pandemi” olarak adlandırılmıştır.

Soru 2. COVID-19 pandemisine yönelik dış ticaret alanında alınan önlemlerin genel hedefleri nelerdir?

Cevap: COVID-19 pandemisine yönelik dış ticaret alanında alınan önlemlerin genel hedefler, uluslararası ticaretin kolaylaştırılması, ekonomik aktivitenin olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesi, insan sağlığının korunması, COVID-19 tedbirleri kapsamında insanlar arasında temas gerektiren işlemlerin azaltılması, COVID-19 salgını döneminde ithalat işlemlerinin gecikmemesi ve ihtiyaç duyulan ürünlerin ithalatının kolaylaştırılması, ticaret sürekliliğinin sağlanması, menşe ülkeler tarafından uygulanan tedbirler nedeniyle orijinal belgelerin ithalatçılara ulaştırılmasında yaşanan sorunların giderilmesi olarak sıralanabilir.

Soru 3. Küresel boyuttaki tedarik zincirleri COVID-19 pandemisinden hangi açılardan olumsuz etkilenmiştir?

Cevap: Küresel boyuttaki eşya trafiğinde eşya ile temas, evrak ile temas, çalışanlarla temas gibi zorunlu temas noktalarında ciddi sıkıntılar yaşanmış; ülkelerin sınır kapılarını dış trafiğe kapatması küresel ticareti önemli ölçüde olumsuz yönde etkilemiştir.

Soru 4. COVID-19 sonrasında menşe belgelerinin beyanı ve ibrazı açısından Ticaret Bakanlığı tarafından ne gibi düzenlemeler yapılmıştır?

Cevap: Gümrük Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, gümrük idarelerine ibraz edilmesi gereken, ancak mevcut koşullardan ötürü kâğıt ortamındaki asıl nüshaları ibraz edilemeyen menşe belgeleri “ihracat yapılırken düzenlenememiş belgeler” olarak kabul edilmiş; ilgili ülkelerin makamlarınca usulüne uygun biçimde sonradan düzenlenecek asıl menşe belgelerinin gümrük idarelerine sonradan ibraz edilmesi şeklinde işlem tesis edilmesi ve herhangi bir teminat alınmaması uygulamasına geçilmiştir. Uygulama 30 Haziran 2020 tarihine kadar geçerli olmuş ve gümrük beyannameleri ile ilgili söz konusu belgelerin 31 Aralık 2020 tarihine kadar gümrük idarelerine ibraz edilmesi koşulu getirilmiştir.

Soru 5. Pandemi ile mücadelede hükümetler hangi iki çelişik kararı birlikte almak durumunda kalmaktadır?

Cevap: Küresel düzeyde hükümetler, hem bulaşıcı hastalıkların sınırlarını geçmesini önlemek için çaba göstermeye, hem de hastalıkla ilgili kısıtlamaların seyahat ve ticaret üzerindeki ekonomik etkilerini en aza indirmeye çalışmaktadır.