Blog

Unctad Deniz Taşımacılığı Raporu 2021

UNCTAD Deniz Taşımacılığı Raporu 2021
UNCTAD Deniz Taşımacılığı Raporu 2021

Dünya deniz ticareti adeta bir kriz şokuyla COVID-19 pandemi sürecine girmiş ve 2020 yılının ilk yarısında %3,8 oranında küçülmüştür. 2020 yılının ikinci yarısında ise simetrik ve beklenmedik bir toparlanma göstermiştir. Buna rağmen tam bir toparlanma henüz sağlanamamıştır. Son yirmi yıllık periyotta deniz ticaretinde ortalama %2,9 oranında bir büyüme gerçekleşmişken, UNCTAD bu büyümenin 2022-2026 döneminde %2,4’a düşmesini beklemektedir.

2020 yılının deniz ticaretinde yaptığı dalgalanmalar özellikle arz tarafında ciddi sorunlara yol açmış ve kırılmaların oluşmasına sebep olmuştur. Pandemi döneminde azalan gemi ve konteyner talebi üretimin kısılmasına sebep olurken, sonrasında aniden ve hızlıca yükselen talep üretim açığının oluşmasıyla sonuçlanmıştır. Uzun vade deniz ticaretini özellikle e-ticaret ve internet üzerinden yapılan alışverişlerin etkileyeceği dikkate alındığında, başka bir dalgalanma ile karşılaşılmadığı sürece arzın talebe yetişmesi beklenmektedir. Artan konteyner fiyatları firmaları ikinci el gemi almaya teşvik etmiş olmasına rağmen yeni gemi siparişlerinde 2020 yılında %16 oranında bir daralma yaşanmıştır.  

2020 yılından itibaren açıkça gözlemlenebilen fiyat artışlarının bir süre daha devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu fiyat artışlarını tetikleyen faktör sayıları ile bunların etki derecelerinde de artış gözlemlenmektedir. Bu artışların az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere sirayet etmesi bu ülkelerin Birleşmiş Milletler’e başvurmalarına sebep olmuştur. Aşağıdaki grafikte konteyner fiyatlarında meydana gelen artışın özellikle az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere ithalat Fiyatları ile tüketici fiyatlarında küresel seviyede sebep olduğu artışlar açıkça görülebilmektedir. Beklenilen fiyat artışının özellikle Gelişmekte Olan Küçük Ada Ülkeleri’ne (SIDS) yansıması ve bu yansımanın simülasyonlarda 24% gibi korkunç oranlar yükselebileceği riski bu ülkelerde ciddi krizlere neden olabilir.

Liman inşaatları, ticari dengesizlikler, taşımacılıkta yaşanan kopukluklar ve ticaretin yeterince basitleştirilememesi gelişmekte olan ülkeler üzerinde kalıcı maliyetler yüklemektedir. Yapısal reformların deniz ticaretindeki maliyetleri %4’ekadar indirebildiği görülmektedir. Aynı zamanda karbon ayak izini azaltma çalışmaları henüz gelişmekte olan ülkeler üzerinde apayrı bir yükümlülük olmakla beraber bu ülkelerin gelişimlerinin önüne ciddi bir engel gibi görünmektedir.

Pandemi kaynaklı alınan önlemler, limandaki yüklemelerden gemi içi işleyişe kadar deniz ticaretinin hem her noktasında hızın azalmasına neden olmuştur.

Limanda ve yükleme/boşaltma esnasında yaşanan bu gecikmeler sadece hareket ve varış noktasında değil, her türlü durak noktasında 8 güne kadar çıkabilen gecikmelere sebebiyet vermektedir. Bu da limanlarda oluşan yığılmalara ve bazen gemilerin başka gemilerin çıkmasını beklemesi gibi zincirleme gecikmeler yaratmaktadır.Gelişmiş ülkelerin limanlarında yapılan duraksamalar, molalar ve yükleme/boşaltmalar COVID-19’un sonuçlarından doğrudan etkilenmiştir.

Öte yandan Kadın çalışanların istihdamında süre gelen gösteren artış pandemiye rağmen devam etmektedir. Avrupa’da %42, Asya’da %52’lik bir oranla kadın istihdamı sağlanması, dünya üzerindeki cinsiyet ayrımcılığı kavramını yok etmek için atılan büyük bir adım olmuştur. %50 seviyelerini görmek için UNCTAD araştırmalarına ve çalışmalarına devam etmektedir.

Günlük hayatımızın devamını sağlayan iki milyon civarında denizci ve liman çalışanı, pandemi döneminde ciddi maddi ve sosyal problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Yavaşlayan deniz ticareti binlerce kişinin işinden olmasına mal olurken hali hazırda çalışanların sosyal mesafe kurallarından dolayı aileleriyle görüşememe ve hatta bazen gemiden dahi inememesine sebep olmuştur. Şirketlerin maliyetlerini azaltmak için çalışanlarını fazladan çalıştırması ve vardiya değişikliklerinin azaltılması yüz binlerce insanı çok zor durumda bırakmıştır.

Çalışanların coğrafi dağılımının özellikle Asya kıtasında yoğunlaşması ayrıca dikkat çekmektedir. Uluslararası kuruluşlar çalışanları bu mağduriyetlerden kurtarmak için yeni yasalar getirmiş olsalar da ulaşılmak istenen hedeflerden henüz çok uzak olduğumuz ortadadır. Pandeminin etkisini azaltan aşılama çalışmalarının da bir sonucu olarak artması beklenen deniz ticaret hacmiyle beraber yeni çalışanların istihdam edilmesi gayreti, yeni gemi inşaatları ve yeni yatırımlar bu mağduriyetlerden kurtulmak için en büyük umut olarak görülmektedir. Yine de gemide çalışan insanların 1%’inin 11 ayı aşkın bir süre gemide olmaları, kontratları bitmesine rağmen hala çalışan denizcilerin oranının 8.8% olması acilen çözüm bulunması gereken kritik hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Other Contents