Sayın Müşterilerimiz ve STK Temsilcileri,
Dün, 11.01.2018 tarihinde, eski ismi ile Uluslararası Taşıma İşleri Komisyoncuları ve Acentaları Derneği olan UTIKAD (yeni ismi ile Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) bir bildiri yayınlayarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün Milli Havayollarımıza ve UTIKAD' a yazdığı yük teslim talimat formu (ordino) için konşimento başına, Dış Ticaret Firmalarımızın mağduriyetini engellemek amaçlı 150 TL ile sınırlandırıldığını belirtti... Yurt içi hava kargo taşımaları veya ihracat yüklerinizde hava kargo acentaları taşıyıcıya hazırladıkları yükü bu milli taşımacılara verirken milli taşıyıcıdan böyle bir ücret isteyecekler herhalde...
1- Yani yurt içinde İstanbul'dan İzmir'e kargo gönderirken veya kargonuzu alırken 150 TL ile sınırlandırılmış yıllık bazda artacak bir ücret ödeyecek veya
2- Milli yani Türk Bayraklı bir havayoluna acenteniz tarafından hazırlanan yükün taşıyıcıya tesliminde acente onlardan 150 TL yük teslim talimat formu (ordino ) ücreti alacak Milli Taşımacı da konişmentoyu buna göre düzenleyecek.
3- Kurye şirketleri de buna sarılacaklar gönderdiğiniz işlem başına 150 TL yük teslim talimat formu waybill parası isteyebilecekler. "Ne yapalım bakanlık istedi" diyebilecekler. Size yazıyı da delil olarak ibraz edecekler. Her ne kadar mantıklı olmasa, rekabete aykırı da olsa bu isteyebilecekleri bir sevk talimatınıza ek teslimi şu şekilde yapacaksın emrinizin ücreti herhalde...
Tabii sizlere sanki yurt dışından gelen yükler için olduğu beyan edilecektir. Ama inanması çok zor. Çünkü yurt dışından zaten uçarak gelen yükün hava taşıma güvenliği bitmiştir. (sht 17.6 ) hava ile taşınacak yüklerde acentaların ECAC'a göre havayolu taşıma güvenliği için hazırlanmış bir yönetmeliktir, ihraç yük amaçlıdır ve sadece milli bayraklı hava yollarımız değil tüm hava yollarına acentelik yapacak firmaları kapsar. Bu sebeple, ihraç taşımalarda diye anlıyoruz bu yazıyı...
SHY -6A ise uluslararası taşıma kurallarını esas alarak sadece yurt içi taşımalarda düzenleme yapmış bir yönetmeliktir, Milli Havayollarımızın çalışma şart ve şekillerini belirler. Bu sebeple de ilgili yazı yurt içinde örneğin Trabzon-İstanbul arası taşımada kullanılabilir belki. Çünkü uluslararası taşımalar uluslararası anlaşmalara ve bunlara uygun düzenlenmiş kanunlarımızla yönetilir.
Sonuçta Bakanlığımızın yazısıdır, Milli hava yollarımız ve onlara acentelik yapan şirketler uymak durumundadır.
Biz ilgili yazıyı okuyunca bunları anladık, bu konuda tabii ki açıklık getirilmesi karmasa haline gelmemesi gerekir, ama geleceğini de öngörmekteyiz.
Sayın Müşterilerimiz ve STK Temsilcileri,
Sizlere şu ana kadar genel taşımacılık kanunları ile taşıyan, taşıtan (gönderen), gönderilen (alıcı) gibi unsurlar ve bunlara ilişkin milletlerarası anlaşmalar, ülkemiz çatı kanunları hakkında bilgilendirmeler yapmıştık.
Milletlerarası sözleşmelerin ortak amaçlarından biri ; TAŞIYICILARIN üstün ekonomik durumlarından yararlanıp yükleri ile ilgili tarafları SÖMÜRMESİ ihtimalinin önüne geçilmek istemidir...
Ülkemiz de kanunlarını bu maksada uygun olarak düzenlemiştir. Tabii ki, taşımacılık ana hatları ile deniz, hava, kara, demir yolu ve bunların kombinesi gibi ayrı nitelendirmelere haizdir. Çünkü bazıları desteklenmektedir ve kolaylaştırmalara ihtiyaç vardır.
Taşımacılıkla alakalı genel konulardan yaptığımız bildirimler genel haklarınızı bildirmek amaclıydı. Şimdi ise daha spesifik olarak şekillere göre anlatıma geçeceğiz.
Başlangıç konumuz ; "Deniz Taşımacılığı"
Ülke hukukumuz geri kalmıştır diye düşünmemeniz için Türk Ticaret Kanunumuzun Avrupa Birliği uyumu çerçevesinde Alman Ticaret Kanunu ile uyarlandığını, 2012'de devreye girdiğini belirtmiştik. Son derece yeterli ve düşünülerek hazırlanmış Avrupai bir Ticaret Kanunumuz var.
Ulaştırma Bakanlığımız da, bu yeni Ticaret Kanunu'na göre düzenlemelerini yaparak 5 mart 2012 tarihinde 28224 sayılı Resmi Gazete ile GEMİ ACENTALARI HAKKINDA YÖNETMELİK yayınlamıştır. Bu yönetmelik öncesinde de yine aynı acentaların taşıyıcıyı temsil ederken, temsil ettikleri gemi, gemi kaptanı, donatan, kiralayan, deniz taşıt ve araçlarının sahibi gibi taşıyandan almaları gereken ÜCRETLER ile bu hizmetlerini tanımlamış ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından ITG; 2008/1 sayılı Tebliğ ile 10 mart 2008 /26812 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Bunlar çok açık belirleyici belgelerdir.
İlgili Yönetmelik ve Tebliğ ile "TAŞIYAN"dan almaları gereken ücretleri, bazı acentalar, sizlerden de almaktadır. Alım şekilleri de Haksız Rekabet fiillerine dayanan zorlamalar ve itirazların engellenmesi ile olmaktadır.
MHKK olarak bizim düşüncemiz, önce hukuk yolunda sonuçları alıp ondan sonra ilgili Bakanlık Genel Müdürlükleri'nde uygulama istemekti. Çünkü bazı acentalar başka yollar ve isimler yaratarak bu ücretleri sizden almaya devam edecek çareler bulacaklardı. Bildiğiniz gibi, acenteler isim değiştirip kanunlarda bulunmayan bir tabir olan "biz organizatörüz" demek için Ulaştırma Bakanlığı'nda ayrı bir yönetmelik çıkartma peşindeler. Çünkü acenta olarak bu ücretleri sizlerden alamayacaklarını erken farkettiler (zaten biliyorlardı). Şimdi isimlerini değiştirip "organizatör" yapıp bu paraları almaya devam etme çabasındalar.
Bu nedenle, artık biz de taktik değiştirme kararı aldık. Artık hukuksal davalar devam ederken bir de konuları ilgili Bakanlık ve makamlara şikayet etmek gerektiğini ve tüketici olarak Bakanlığın sizin derdinizi anlayabilmesini sağlamanız gereklidir. Çünkü Bakanlık şimdiye kadar hep onları dinledi sizleri dinlemeyip "duyumlara göre rahatsızlık varmış" dedi. Bu rahatsızlığı firmaların ismini değiştirirsek çözeriz diye düşündü ya da "fiyatlarına bir tarife getirelim de rahatsızlık olmasın" dedi. Ama bunlar kanunlara göre alıcılar veya göndericiler tarafından hiç alınmaması gereken ücretler diye düşünmedi. Çünkü zorla alındığına inanmadılar. olamaz dediler . sizler hakkınızı aramazsanız mutlu ve memnunsunuz demektir. ama sızlanıyorsanız da hafif bir makyaj ile düzeltilir diye düşünülür tabii olarak...
Sizlerden alınan bu ekstra ücretler ülke ekonomisine girmiyor, yine görünmeyen muameleler kısmından yurt dışına transfer ediliyor. Taşıyana acentalık ve hizmet faturası da düzenleyen bazı acentalar çifte faturalama yapıyor. Hem sizden alıyor, hem taşıyandan alıyor. Aslında iki mağdur taraf var; hem alan gönderen olarak sizler, hem de taşıyan nakliyeciler ki onlara da Türkiye'deki kanunlara göre bu ücretler alınmak zorunda deniyor. Onlar da zaten navlunu oluşturan maliyetlerinde varış acentası maliyetini ekleyerek navlun belirliyor. Navlununuz zaten yüksek, bunu ayrıca bir de lokal acentaya ayrıca üstünüze hiç düşmeyen masraflar ödeyerek iki katına mal ediyorsunuz.
Ülke kanunları böyle diyenler, şimdiye kadar hayali lafları gerçek göstermeye çalışmaktan başka bir kanun maddesi gösteremedi zaten. Çünkü olar da biliyorlar kanunsuz hareket ettiklerini ve kendilerine Ulaştırma Bakanlığı 'mızda bir hayali zemin oluşturmaya çalışıyorlar.
Yukarıda bahsi geçen Resmi Gazeteleri okuyun, eğer deniz yolu ile gelen mallarınızda size çıkartılan acenta faturasını haksız ve yanlış olarak görüyorsanız ve bu haksızlık Yönetmeliğin 11.md.'sinde yazan yasaklar ise Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü'nün ilgi alanına girmektedir. Şikayetinizi oraya bildirebilirsiniz.
Haksızlığa 12 .md.'de yazan yasaklar sebebi ile uğramış iseniz de, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü'nün ilgi alanına girmektedir, oraya bildirebilirsiniz. Çünkü yönetmelikte bu şekilde açıklanmış.
Ekte bazı mükelleflerin uğradığı haksızlık karşısında bizim KEP ile Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü'ne gönderdiğimiz dilekçeyi görebilirsiniz. Örnekleri okuyup kendi işlemlerinize göre de düzenleyebilirsiniz, biz biraz genel yazmak durumundaydık.
Sn. Müşterilerimiz ve Kıymetli STK Temsilcileri,
Bukalemun ücretlerin “ihtirazi kayıt şerhi” ile ödenip sonrasında acenteden gelen faturaya itiraz edilmesinin meyveleri toplanmaya başladı. 2018 senesi hasat mevsimi olacak, ekinler toplanıp hukuk karşısında paraya çevrilebilecek zamanda gelecek.
Bu acenteler o kadar alışmışlar ki gümrük müşavirlerinden ücretin yatırılmasına ve alıcının ödemeyi yapmış olması sebebi ile faturalarını kabul ettirmeye, halen verebildikleri cevaplar aynı. Aşağıda örneğini paylaşacağımız itiraz edilen fatura için noter kanalı ile gönderdikleri fatura izahını içerir açıklamalarına bakın lütfen!!! Konteyner başı 440 USD’lik 3 adet fatura toplamda 3 konteyner 5.000TL gibi faturaya verilen cevap “parayı Ünsped Gümrük Müşavirliği ödedi size geçmiş olsun” şeklindedir. Bu bir işin izahı!!! İstedikleri bedellere bir açıklama veremedikleri için izahı; “ödendi artık itirazınızın boşuna!” İçeriği ile yapmaktalar. Bu kadar havadan sudan para kazanıyorlar ama bu ücretlerin UGM tarafından İhtirazi Kayıt Şerhi ile ödendiğine bile bakmaya zahmet etmiyorlar. Eski alışkanlıkla gümrük müşaviriniz ödedi itirazınız nafile diyorlar. Tabii ki hukukçularının da bu fatura içeriğini savunacak bir maddesi yok. Tek çaresi sözde usul eksikliğinden haklı çıkma savaşı. Fakat Sn. Bakanımız Bülent TÜFENKÇİ, TİM., ve İstanbul Ticaret Odası bilgilendirmeleri ile gözümüzü açtı bir kere. “İtiraz edin size uzatılan her faturayı ödemeyin” dediler. Çekirge misali bunlarda bir sıçrar iki sıçrar ama sonunda yakalanırlar. Usul hatasından başka hukuken dayanabilecekleri hiç bir kanun maddesi yanlarında değil.
Yani KRAL ÇIPLAK…
Saygılarımızla,
Sayın Müşterilerimiz,
Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent TÜFENKCİ, ordino konusunda devamlı açıklamalar yapıyor fakat acenteler bahşiş istemeye devam ediyor.
Bakanımızın 04.12.2017 tarihli Dünya Gazetesinde yayınlanan "Biz Gümrük Olarak Ordino Belgesi İstemiyoruz" başlıklı röportajını ekte bilgilerinize sunarız.
Sayın Müşterilerimiz ve STK Temsilcileri,
''Deniz Yolu ile Serbest Dolaşıma Girişte Verimsizlik Unsurları" Başlıklı MHKK bilgilendirme yazısını ekte bilgilerinize sunarız.