
Makine imalat sanayisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,1’lik gerileyerek 6,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan verilere göre yılın ilk çeyreğinde makine imalat ihracatında miktar bazında yüzde 7,7’lik, değer bazında ise yüzde 4,1’lik bir gerileme yaşandı. Yıllık bazda yüzde 0,7 gerileme ile 28,1 milyar dolar olan makine ihracatı, aylık bazda 2,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. İlk çeyrekte Almanya’ya 753 milyon dolar, ABD’ye 400 milyon dolar, Rusya’ya 90 milyon dolar ihracat yapıldı.İtalya, Birleşik Krallık, İspanya ve Romanya’ya yapılan ihracattaki artış oranlarında ise yüzde 9,2 ile yüzde 31,2 arasında değişiklikler gösterdi. Tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatında 29 milyon dolar artış kaydedilirken inşaat ve madencilik makineleri ihracatı 120 milyon dolar, yıkama ve kurutma makineleri ihracatı ise 47 milyon dolar azaldı. İspanya’ya yüzde 158 artışla 72,5 milyon dolar, Romanya’ya yüzde 186 artışla 55 milyon dolar artışla ihracat artışında ilk sırayı içten yanmalı motor ve aksamı aldı. Makine ihracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu konuyla ilgili olarak bazı değerlendirmelerde bulundu. Karavelioğlu "ABD'nin yılda 530 milyar dolar ithalat yaptığı ve 280 milyar dolar açık verdiği makine dış ticaretinde, AB 150 milyar dolar, Çin 340 milyar dolar fazla veriyor. Dünyadaki toplam makine imalatının yüzde 35'inin Çin'de, yüzde 53'ünün ise Uzak Doğu'da yapıldığı, bu dağılımın ülkelerin rekabetçiliği ve teknoloji geliştirme kapasitesine yansıdığı düşünüldüğünde bu durum ABD'yi sert tedbirler almaya itiyor." dedi. Çin’in üretim kapasitesini nasıl değerlendireceğinin büyük önem taşıdığını da ifade eden Karavelioğlu "Sürdürülemeyeceği belli bu kaotik ortam Türkiye ile ABD arasındaki görece avantajlı kalıcı bir nizama evrilir de bundan ülkenin yatırım çekeceği kanısı doğarsa, ön koşul Türkiye'nin yatırım ve faaliyet ortamının dış tehditlerden alabildiğince korunması olacaktır." şeklinde konuştu. Avrupa ekonomilerinin Çin’e nazaran ABD pazarına daha az bağımlı olmaları ve Çin kadar sert tedbirlerle karşılaşmayacakları kanısının ana pazarda iyimserlik yarattığını belirten Karavelioğlu şunları ifade etti:
“Almanların küresel ekonomi ve ticaretle ilgili enstitülerince gerçekleştirilen simülasyonlar, ilan edilen İlave Gümrük Vergileri’nin aynen yürürlüğe girmesi durumunda ilk bir yıl içinde AB’nin ekonomik çıktıda %0,2, Almanya’nın ise %0,3 gibi sınırlı bir düşüş yaşayacağını öngörüyor. Küresel mal ticaretinin %6, küresel hasılanın ise %0,8 kadar düşebileceği ilk yılda AB’nin en büyük avantajı olarak ticaretinin %70’ine yakınını yaptığı ortak pazarı gösteriliyor. AB’nin özgüveni yüksek karşıt tutumunun ardında ABD’nin mal ihracatında %20’ye varacağını hesapladıkları daralma ile %7’ye varacağını tahmin ettikleri enflasyon da var. Bu kaotik sürecin üretimin coğrafya değişikliğine ve sürdürülebilir ticaret dengelerine ulaşılmasına hizmet etmeyeceği kanaatindeki AB, ABD’nin mevcut politikasına verilecek en iyi yanıtın, ticaret ortaklarıyla dünya çapında daha az değil, daha fazla entegrasyon sağlamak olduğunu vurguluyor. Son dönemde hız verdikleri MERCOSUR ve Hindistan STA’larına eklenen Orta Asya Cumhuriyetleri açılımı, sadece ticarette büyütmeyi değil enerji güvenliği ve kritik hammaddeleri de odağa alan stratejik bir hamle. Güvenilir ortaklarından biri olarak, ‘adil ve karşılıklı ticaret’ yerine ‘adil ve serbest ticareti’ öne çıkaracağını her fırsatta dile getiren AB’nin bütün stratejik hamlelerini odağımızda tutmalıyız.”