Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her defasında yerli ve milli üretimin önemini vurguluyor. Her Türk vatandaşının altına imza atacağı bu sözleri, maalesef skor uğruna dikkate almayanlar var. Hayatta her şey skor değildir. Sayıları artırmak için nitelikli üretim yapmak gerektiğini unutuyoruz. “Türkiye bakın kaç ülkeyle serbest ticaret anlaşması yaptı” diye övünen ve skor yapmaya çalışan bazı bürokratlar ülkenin üretimine farkında olmadan dinamit atıyor. Yıllar önce yerli üretim yapan bir makine sanayi kapanmaktan kıl payı kurtuldu. Çünkü bu malın Uzakdoğu’dan gelmesini marifet sayan bir anlayış vardı. Makinalar ithal edilseydi dışa bağımlı kalacaktık.
Aklını skorla bozan bürokratlara karşı dik duran bir bürokrat sayesinde ülkemiz kazandı. Türkiye’de ikinci fabrikasını açan yerli ve milli firmamız 500 kişiye daha aş ve iş fırsatı yarattı. Liyakat sahibi bürokratımız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi diklenmeden dik durdu. Kaderin cilvesine bakın ki fabrikanın açılışı da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasip oldu.
Uzakdoğu’daki ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmaları ile Türkiye’ye ithalat kolaylaştı. Bu anlaşmaları yapan bürokratların yerli üretimi desteklemekten çok dış ticaret rakamlarını artırmayı düşündüklerini görüyorum. Ticaret yapalım da nasıl yaparsak yapalım şeklindeki anlayış büyük sıkıntılara yol açıyor. Buradaki asıl olan Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak olmalı. Eğer ülkenizde bir sanayici bunu ben üreteceğim ithal etmeyin diyorsa, o malın ithalatını koyacağınız vergilerle zorlaştırmaksınız.
Bunun adı ülkemizi dünyaya kapatmak değil, koyacağınız vergilerle üretimimizi desteklemektir. Ekonomi yönetiminin amacı yerli sanayisini güçlendirmek olmalıdır. Bırakın yabancı üreticileri kendi hükümetleri düşünsün.