Medya

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın "Yazması, Söylemesi Ve Uygulaması Zor Bir Kavram: “Sürdürülebilirlik”" Başlıklı Yazısı, 06.12.2021 Tarihinde Dünya Gazetesi'nde Yayımlandı.

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın "Yazması, Söylemesi Ve Uygulaması Zor Bir Kavram: “Sürdürülebilirlik”" Başlıklı Yazısı, 06.12.2021 Tarihinde Dünya Gazetesi'nde Yayımlandı.

Ne yaparsanız yapın, kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde işinize devam ederdeniz başarı yolunda ilerlersiniz. Ancak ürün ve hizmetinizi geliştiremezseniz, bu istikrar size gelecekte başarısızlık olarak geri döner. Çünkü geleceği yakalayabilmek için kesintisiz olmak tek başına yetmez. Aynı zamanda sürekli kendini yenileyen bir yapınızın da olması gerekir.

Bunun için en önemli sermayeniz olan insana yatırım yapmalıyız. Alın terini akıl terine dönüştürmeden yaşanan büyüme de sürdürülebilir olmaz. Statükocu ve gelenekçi yapıların uzun ömürlü olmadıklarını görüyoruz. Yenilikçi ve değişime, gelişmeye açık şirketler ise kesintisiz bir büyüme ve gelişme gösteriyor.

Şirketlerin gelecekte var olma savaşının silahı ise yine iletişim. Üretimin bütün aktörleri arasında sağlanan iletişim doğru ve kesintisiz olursa, önce zaman sonra para kazanılıyor.

Sürdürülebilirlik o yüzden her babayiğidin başarabileceği bir uygulama değil. Kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor. O zaman da sabrın sonu selamet oluyor.

Peki, tek başına sürdürülebilinir misin?

Şirketlere bakıyorum. “Biz sürdürülebilir faaliyet için çalışıyoruz” diyorlar. İnanın öyle mutlu oluyorum ki! Ancak bunu hep beraber yaparsak başarılı oluruz.

Üretim tüketim arasında da sürdürülebilir bir ilişki olmalıdır. Tüketim sağlıklı ve kesintisiz olursa üretim ve imalat da devam eder. İmalatçılar sürdürülebilir esaslarda ilerliyor. Ancak, hammadde yaptığı şirket kaynakları yetersiz. O zaman imalatçı işini nasıl sürdürecek?

Diyelim ki bunu da çözdünüz. Ülke kanunları sık sık değişirse, sürdürülebilir bir tedarikçi olunur mu?

Diyelim ki bunu da hallettiniz. Firmanızın destek aldığı hukuk müşavirlik firması avukatı vefat ederse, işiniz sekteye uğrar mı?

Peki, mali müşavir, gümrük müşaviri veya taşımacısı sürdürülebilir bir yapıda mı? İkide bir değişen ekonomik kararların alındığı bir ortamda, tüketici sürdürülebilir bir ekonomik güce sahip olabilecek mi?

İşte bütün bunların çözecek olan insan, geleceği planlamadığı zaman başarısızlık bütün bir ülkeye yayılıyor. Bir kişinin, bir şirketin değil top yekûn bu kavramı içselleştirmek zorundayız.

Yazması, söylemesi ve uygulaması zor olan “sürdürülebilirlik” kavramını hakkıyla yerine getirenler krizlerde sallanıyorlar ama asla yıkılmıyorlar.

Bu arada “kesintisiz” demek daha kolay. Benden söylemesi.

İşte tarım ve hayvancılık böyle yapılır

Sürdürülebilirlik Akademisi diye bir akademinin olduğunu duyunca çok sevindim. Haflalardır yazıyorum. İş dünyasında geleceği daha iyi şekillendirmek için değişim ve dönüşümü yaşatmaya çalışan ve kâr amacı gütmeyen bir merkez olduğunu öğrendiğimde sevincim daha da arttı. Akademi şirketleri geleceğe taşıyan köprü görevi görüyor.

Ekonomik faaliyetlerin yanında çevresel etkilerin ölçüldüğü, topluma faydalı işlerin teşvik edildiği bir akademiden bahsediyorum.

2009 yılından beri “Değişim Birlikte Mümkün” fikrinden yola çıkan akademi bu yıl başarı ödüllerini verdi. Enerjiden atık yönetimine, su yönetiminden sürdürülebilir iş raporlamasına, karbon yönetiminden sürdürülebilir inovasyona, döngüsel plastik yönetiminden sosyal etkiye, çeşitlilik ve kapsayıcılıktan kesintisiz iletişime, tedarik zincirinden kadının güçlendirilmesine ve çalışan katılımından startuplara kadar 14 kategoride başarılı olan şirketler ödül aldı.

Dünyanın yaşadığı ekonomik krizde tarım ürünlerinin yetersizliği, kıtlık tehlikesi ülkeleri harekete geçiriyor. Gıda ithalatı yapan şirketler için büyük bir tehlike var. Türkiye’nin de kendi kendine yeten ülkeler arasında olması gerekiyor. Ama maalesef bugün tarımsal ürünlerin önemli bir bölümü yurt dışından getiriliyor. Kuraklık tehlikesi ve yanlış su politikaları da tarıma zarar veriyor. O yüzden tarımda bir devlet politikasına ihtiyaç var. Tarımsal üretim envanterinin çıkarılması ile işe başlanabilir. Ardından tohum üretimi ve tarımda dijitalleşme ile verimlilik artırılabilir. Bütün bunların eş zamanlı yapılması ile yeniden üreten bir ülke olabiliriz. İşte tam da bu konulara yoğunlaşmışken, tarım projesi ile sosyal etki alanında ödül alan Ünsped Tarım’ın başarısını sizlerle paylaşmak istedim.

Gittim, gördüm ve yazıyorum.

Karaman ili Ayrancı ilçesi Ambar ve Kavuklar köylerinde bulunan 12 bin dekar alanı tarıma kazandıran Ünsped Tarım, bir şey olmaz denilen toprakları işleyerek önce tarım yapılır hale getiren sonra da 10 bin dekarında tarla tarımı, 2 bin dekarında da meyvecilik yaparak bir mucizeyi gerçekleştirmiş. Bunun yetinmeyip 2 bin büyükbaş ve 5 bin de küçükbaş hayvancılık da yaparak, bu işin nasıl yapılacağının da modeli olmuş.

Tarım ve hayvancılıkta katma değerin nasıl yaratılacağının ve sürdürülebilir büyümenin örneği olan Ünsped Tarım sabrın, cesaretin ve bilimin eseridir. Hiç kuşku yok ki bu sabrı ve cesareti gösteren Ünsped Tarım’ın kurucusu Haluk Ündeğer ismi, çorak toprakları tarıma kazandıran isim olarak yazıldı. Enerjisini güneşten almayı da başaran Ünsped Tarım, biogazdan enerji üretimini devreye alacak çalışmalar da başlattı.

Sürüdülebilirlik çerçevesinde kayıp olarak görülen bir bölgeyi yeniden ekonomiye kazandıran Ünsped Tarım’ın sosyal etki alanında aldığı ödül ile başarısı taçlandırmış oldu.

İSTANBUL MERKEZ OFİS

Mahmutbey Mahallesi 2655 Sokak No:1-3-21 Bağcılar, İstanbul Fax: (0212) 410 23 00