Medya

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın "Hiçbir Başarı Tesadüf Değildir " Başlıklı Yazısı, 10.01.2022 Tarihinde Dünya Gazetesi'nde Yayımlandı.

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın "Hiçbir Başarı Tesadüf Değildir " Başlıklı Yazısı, 10.01.2022 Tarihinde Dünya Gazetesi'nde Yayımlandı.

30 yıldır ekonomi habercisiyim. Özellikle reel sektör konusunda uzmanlaşmak adına, Türkiye’nin sanayi bölgelerini, fabrikalarını dolaştım. Üretimi yerinde görüp, sorunlarını anlamak için sanayicilerimizle görüştüm. Sonra da bunları kamuoyu ile paylaştım.

Dış ticaretin detaylarını ise üç yıl önce öğrendim. Lojistik uzmanı Haluk Ündeğer, Türkiye’nin dış ticaretin hayali ve fahiş giderleri ile yurt dışına transfer edilen giderin ve kaybettiği rakamın 4 milyar dolar olduğunu söyleyince kafamda sorular oluştu. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke ithalat ve ihracatı nasıl verimsiz ve pahalı yapabilir. AB pazarına olan coğrafi yakınlığa rağmen, neden daha yavaş ve verimsiz yapar. Bukalemun giderlerle sanayicinin yoluna neden taşlar koyulur. Bütün bu sorunları anlamak ve öğrenmek için ikinci bir üniversiteye gitmek yerine Ünsped Gümrük Müşavirliği Şirket Ortağı Yusuf Bulut ile hizmet ihracatımızı nasıl daha fazla artırabilir ve verimli yapabiliriz diye çalışmaya başladım.

Bir tarafta devletin çıkardığı kanunlar, diğer tarafta bu kanunları uygulamayan gümrük idareleri ve sanayiciden gereksiz yere alınan bukalemun giderler. İşte dış ticarette böyle bir ortam var. 1 milyar dolar için IMF kapısında beklediğimiz günleri unuttuk. Her sene 4 milyar dolar nasıl olur da acenteler aracılığıyla yurt dışına ödeniyor bunu görmezden geliyoruz.

Böyle bir ortamda devletin belirlediği minimum bedellerle, danışmalık ve müşavirlik hizmeti veren bir şirket hizmet ihracatçıları sıralamasında 34’üncülüğü alıyor. Üstelik minimum gelirlerle maksimum faydayı sağlayarak. Düşünün ülkede bin kişinin üstünde insan istihdam eden 600 şirket var. Bu şirket 1500 çalışanı ile bunu başardı. ÜNSPED’in bu başarısı aslında kanunlara uygun ve işini hakkıyla yaptığın zaman başarılı olabileceğinin de göstergesidir. Uluslararası denizlerde taşımacılık yapmadan, dış ticaretin küçük bir işini yaparak 34’üncü olmak üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

İhracatçılar çıkış yolu arıyor

Türkiye’nin ekonomik krizden çıkış yolunun üretimden ama para eden üretimden yani katma değeri yüksek üretimden geçtiğini herkes söylüyor. Teşhisi iyi koyarsanız tedavi de sorunu çözer. Ekonomimiz hasta. Nedeni üretimde maalesef dışa bağımlıyız. İhracatımızın yüzde 85’i ithalata bağımlı. Hammadde, ara mal ve enerji zengini bir ülke değiliz. İthal ikamesi dediğimiz modeli de maalesef başaramadık. Öyle olunca ürettiğiniz ürün ve hizmetin kilo gram fiyatının yüksek olması gerekiyor. Bugün bu rakam 1,2 dolar. Bunu ortalama 5 dolarlara getirirseniz, ithalat sorun olmaktan çıkar. Ayrıca ihtiyacınız olan ara malı kendiniz üretirseniz, o zaman da paranız cebinizde kalır. Bunun için ilk olarak ve acilen teknolojiyi çalışan insanınızla ve üretimle buluşturmalısınız. Daha az hatalı, 7/24 çalışan fabrikalar, insanın robotla entegre olduğu, hızlı ve kaliteli ve de değerli üretim sizin ihracatınızı 1 milyar dolara bile çıkarır.

İhracat rakamlarını ucuz iş gücü ve adetsel olarak fazla üretmekten değil de para eden ve ileri teknoloji ile yapılan ürün ve hizmetlerden sağlanan gelirlerle büyütürseniz, işte o zaman başarılı olursunuz. O zaman kalkınmaya dayanan bir büyümeden bahsederiz.

İhracatçılarımız canla başla çalışıyor. Fırtınalı denizlerde rekabet ediyorlar. Bizim bu rekabette ihracatçılarımızın yelkenine rüzgâr olmamız gerekir. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de buna işaret ediyor. Güven ve istikrar kelimelerinin altını çiziyor. Çünkü sanayici yarınını öngörebilirse, üretimini de ona göre yapar.

TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin ihracatın öncülüğünde büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğunu söylüyor. Gülle “Bunu küresel ticaretin gidişatından, Türkiye’deki yatırım gelişmelerinden, İhracatçılara gelen taleplerden net bir şekilde anlıyoruz. İnşallah yakın zamanda dış ticaret fazlası veren Türkiye hedefimize el birliğiyle ulaşacağız. Tabi ekonomi algı işi. Maalesef son dönemde bazı mecralarda, kurdaki artışın veya enflasyonla ilgili sorunların muhatabı olarak ihracatçıların gösterildiğine teessürle şahitlik ettik. Farklı

mecralarda üstüne basa basa zikrettiğimiz gibi yine ifade etmek isterim. İhracatçıların kurun yükselmesine dair bir beklentisi yok. Açıkçası bizim işlerimizi, ani yükselişler de ani düşüşler de aynı ölçüde olumsuz etkiliyor. Biz istikrarlı kurdan yanayız. Türk lirasını istikrarlı bir seviyede kalması, ihracatın öngörülebilirliğini ve sürdürebilirliğini artıracaktır. Bu sayede ihracatımız daha sağlıklı bir şekilde artacaktır. Ayrıca, Türkiye’de ihracat artıyorsa bu büyük oranda kapasite artışlarının sonucundan oluyor. Yeni yapılan yatırımları, açılan fabrikaları sizler yakından takip ediyorsunuz. Dolayısıyla ihracatçıların, ülkemizdeki mal arzına negatif bir katkısı olduğu ancak hayal ürünü olabilir. İhracat ülkemizin refahına doğrudan katkı yapmaktadır. Türkiye ekonomisi yılın ilk 9 ayında, 11,7 büyüdü. Bu büyümenin yaklaşık yarısı, ihracatın katkısıdır.

İhracat ailesi; ülkeye döviz getiriyor. İstihdam oluşturuyor. Teknolojiye, inovasyona, tasarıma ve girişimciliğe öncülük ediyor. Cari işlemler dengesine pozitif katkıda bulunuyor. Yani ihracatçılar ülkemizin güçlenmesine ve ülkedeki refahın artmasına doğrudan katkıda bulunuyor” diyor.

Dünyada yaşanan hammadde krizi ve tedarik sorunları sanayicilerimizi olumsuz etkiliyor. Özellikle kurlarda yaşanan dalgalanmalar, ithalata bağlı olarak artan girdi fiyatları sektörü olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Özellikle gümrük depolarında yaşanan beklemeler hem zaman hem de dövizimizin dışarıya çıkmasına neden oluyor. Ordino adı altında alınan kanunsuz paralar, geçici depolarda bekletilen mallar, limana girmek için bekleyen gemilerin artan demoraj giderleri ve bir dünya lüzumsuz masraflar, dış ticaret yapan sanayicilerimizin belini büküyor. 1 tek doların bile önemli olduğu bugün gümrüklerde oluşan bu maliyetlerin toplamı 4 milyar doları buluyor. Yani 4 milyar dolarımız yurt dışındaki birilerinin cebine giriyor. Gümrüklerdeki bu sorunlara tedarik, navlun ve artan enerji fiyatları da eklenince sanayicimiz haklı olarak zorlanıyor.

TİM Başkanı İsmail Gülle “Lojistik sorunlar yaşanırken coğrafyalar arasında bağlar kurduk. Dünyada finansmana erişim problemleri yaşanırken biz kendi çözümlerimizi ürettik. Dünya devleri ürünlerini gönderemezken biz alıcıların kapısına kadar ulaştık. Ar-Ge merkezi sayısı 1.254'e ulaştı. Tasarım merkezi 338'e, teknopark sayısı 73'e, organize sanayi bölgesi sayısı 332'ye çıktı. Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmayı lehimize çevirmeyi bildik. Böylece ihracat hanemize 25 milyar dolar artı değer kattık. Büyümenin lokomotifi olduk, yılın ilk 9 ayında büyümenin yarısı ihracatla geldi. İstihdam artışının 3'te 1'ini ihracat öncülüğündeki sanayi sektörleri sağladı. Uzun süredir hedeflediğimiz aylık 20 milyar dolar, yıllık 200 milyar dolar ihracatı bu yıl aştık. Miktar bazında ihracatta da Cumhuriyet tarihi rekoru kırdık, 174 milyon ton ihracat gerçekleştirdik. Birim ihracat değerimizi geçen yıla göre yüzde 17 artırarak, 1,10'dan 1,29'a çıkarmayı başardık. Bu artış önümüzdeki yıllarda katlanarak devam edecek. Hedefimiz bu değeri 2 dolara çıkarmak.”

İSTANBUL MERKEZ OFİS

Mahmutbey Mahallesi 2655 Sokak No:1-3-21 Bağcılar, İstanbul Fax: (0212) 410 23 00