Medya

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın Aluminyumu Sistem Olarak Satmayı Hedefleyen Bir Anlayış Başlıklı Yazısı 07.02.2022 Tarihinde Dünya Gazetesinde Yayımlandı

Şirket Danışmanımız Sami Altınkaya'nın Aluminyumu Sistem Olarak Satmayı Hedefleyen Bir Anlayış Başlıklı Yazısı 07.02.2022 Tarihinde Dünya Gazetesinde Yayımlandı

Kültür kelimesi kaynağını topraktan alır. Toprak üzerindeki bütün canlılara hayat verir. Bunu yaparken de o coğrafyanın özellikleri de üzerinde yaşayan canlılara geçer. Kurum kültürü de böyledir. Şirketleri kuranların doğup büyüdüğü toprakların etkileri ve yaşama bakış şekilleri şirketin tüm yapısına yansır.

Uzun yıllar özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra aile şirketlerinin kurumsallaşması konusunda değerli çalışmalar yapan iş insanı A. Fatih Tamay ile sohbet ederken, şirketlerin kurumsallaşma süreçlerini başardıklarında sürdürülebilir ve uzun ömürlü olduğu gündeme geldi. Tamay, bu anlamda sistem kurabilen şirketlerde sürdürülebilir başarının sağlandığına dikkat çekti. Hedef ve stratejilerin koyulması ve bir takvim dahilinde bunun gerçekleşmesi önemli. Tamay, yönetim kurulu üyesi olduğu Sistem Alüminyum’un kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik adına aldığı cesur kararları paylaşınca ben de Sistem Alüminyum ‘un kapısını çaldım. 

1994 yılında bir alüminyum fabrikasını devralan üç erkek kardeş, bir araya gelerek şirketin temellerini atıyor. 2003 yılında da alüminyum işinde güç birliği yapıyor. Aslında üç tane bir yan yana geliyor. Üç olmak yerine 111 olmaya karar veriyorlar. 

2003’te ikinci jenerasyon bayrağı devralıyor. Bu defa ailenin ikinci kuşak üç üyesi bu anlayışı aynen devam ettiriyor. Yönetim kurulu Ayhan Yerekaban’ı icranın başına getiriyor. Birinci kuşak yönetim kurulunda kalıyor ama icraya karışmıyor. Bu arada çalışan sayısı da 150’den 1200’lere çıkıyor. Yapının büyümesi bazı sorunları da beraberinde getiriyor. İcra kurulu bu aşamada kurumsallaşmanın zorunlu olduğunu görüyor. 

“Kurum kültürü önemli”

Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban’ın girişimci patron anlayışı ve şirketi uzun yıllar başarılı bir şekilde yaşatma isteği, kurumsallaşma sürecini başlatıyor. 

Ayhan Yerekaban “Kişilere bağımlı olmaktan şirketimizi kurtarmak gerekiyordu. Gelecek nesillerde de ne olacağı belli değil. Çocuklarımızın burada işi bizler gibi icrada devam ettireceğinin garantisi yok. Çocuklar başka bir iş yapmak isterse ve biz kişiye bağımlı olursak kurduğumuz bütün sistem çöker. Emeklilik hayallerimiz de suya düşer. Sorun aynı enerjiyle ne kadar devam edebiliriz. Onun için bu çalışmalara başladık. Kurumsallaşma kararı aldık. Fatih Bey’in önderliğinde konularında uzman kişilerden destek alıyoruz. Onların tecrübelerini şirketimize aktarmamız, emaneti ehline teslim etmek lazım” diyor. 

Ayhan Yerekaban “Kurum kültürü önemli. Kurum stratejisi de önemli. Kişi kurumla özdeşleştiği zaman orada bir değer oluyor. Kurum kültürü oluşturulmazsa bu değer katma değere dönüşmez. Şirketin bütün çalışanlarını tek hedefe hizalamayı hedefliyoruz. Hedef ve stratejiyi ortak akıl ile belirliyoruz. Bu hedefe kilitlenmek gerekir. Yeniye karşı her zaman bir direnç oluyor ama İnsanınızı bu hedeflere inandırabilirseniz başarılı olursunuz. Empati yapmayı önemsiyorum. Kurumsal hayatta kendini karşındaki kişinin yerine koymak lazım. Bize taşları üst üste koyacak akıllı ve çalışkan adamlar lazım. Bunu iletişime açık olarak ve inandırarak ikna ederek yapıyoruz. Bir yıldır bu süreç devam ediyor” diyor.

Görev tanımlarını, hedefleri ve stratejileri yazıyoruz

Ayhan Yerekaban “Kişiye bağımlı sistemlerden şirketi kurtarıp, sistem içinde çalışan ve takım halinde hedefe doğru koşan kişiler oluşturacağız. Denenmiş ve uygulaması olan programlarla sistemi kuracağız. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Kendi yazılımlarımızı yapalım dersek de kişiye bağımlı oluruz. Uluslararası kabul görmüş firmaların yazılımları ile sistemi kuracağız. Danışmanlık alarak kendi süreçlerimizi tümüyle gözden geçiriyor ve geleceğe uygun bir yapıya geçiyoruz. Bir iş olacaksa en iyisiyle yapmak istiyorum. İdare ederlerle uğraşmaya gerek yok. Sürdürülebilirlik güzel bir şey ama yapabilen için güzel” diyor.

Ayhan beyin ilk adımı atması önemli. Bir anlamda ailenin de geleceğini garanti altına almış oluyor. Sadece aile anlamında değil, profesyonel olarak da şirket yönetimini kişilerden kurtarmaya çalışıyor. Yerekaban “Aileler yönetim kurulunda olsun. Bütçeleri ve hedefleri onaylasın. Aile fertleri icrada olmak zorunda değil. Hedefim onda işe gelip dörtte gidebilmek. Bir de tatilde bir ay şirkete uğramadan yaşayabilmeli. Hedefimiz şirketimizi bu duruma getirmek. Pandemi süreci de işin dışarıdan yönetilebileceğini bize gösterdi. Bütün departmanlar kurumsal bir sisteme dahil olacak. Hammadde girişinden müşteriye teslimatı yapılana kadar tüm zincir buna uyacak. 2023’ün Aralık ayında da bu süreci tamamlamak ve tam anlamıyla kurumsal yönetim kültürü ve sistemi ile çalışan bir firma haline gelmek istiyoruz” diyor.

Sermayesini itibarından alan şirketler ayakta kalacak

Rakamların yanında itibar ve saygınlık beraberinde olmalı diyen Yerekaban, “Hem kişiliğinizin, sözünüzün hem de firmanızın piyasa kredisi olması daha önemli. Kurumların başında ben oldum demeyen vizyonlu ve gelişime açık kişilerin çalışması gerekir. Çok iyi bir dinleyici olmak lazım. At heybeye derim her zaman günü gelince kullanırsın. Günü geldiği zaman illaki kullanırsınız. Herkesi dinledik. Biz her şeyi biliyoruz demedik” diyor.

Şirketin geleceğe bugünden hazırlanması gerektiğine inanan Ayhan Yerekaban, “Her sektörde ve her ülkede olmaya çalışıyoruz. 50’ye yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. 3 yıldır üst üste ihracat şampiyonuyuz. Biz hala daha olmadık diyoruz. Böylece kurum kültürünü oluşturacağız. 19 yıldır da bu işin başındaysak bizim görevimiz bize emanet edilen mirası gelecek kuşaklara güvenle bırakabilmektir” diyor. 

Alüminyumun kilogram fiyatı 4 dolar ve Türkiye ortalamasının üstünde

Alüminyum sektörü 2021’de ihracatta yüzde 45 büyüdü. Şu anda Türkiye’de kullanmış olduğumuz alüminyumun yüzde 4’ü Türkiye’de üretiliyor. Bunun da büyük bölümünü ihraç ediyor. Yüzde 1’ini iç piyasaya veriliyor. 

Alüminyumun sektörü yüzde 98-99 dışarıya bağımlı. Çünkü alüminyum üretimin en büyük girdisi enerji. Bu yüzden dışarıdan alınıyor. Türkiye geçtiğimiz yıl 2 milyon 380 bin ton ithalat yaptı. Türkiye direkt alüminyum olarak 1 milyon 270 bin tonunu işleyip yine ihraç ediyor. Yani aldığımız ürünün yüzde 55’ini ihracat yapıyoruz. Yüzde 45’ini de iç piyasaya veriyoruz. 

Yerekaban “Rakamsal olarak da ciro bazında 5 milyar 50 milyon dolarlık bir ihracatımız var. İthalatın da 6 milyar 320 milyon dolar yurt dışına ödüyoruz. Biz ithalatımızın yüzde 80’ini yine ihraç ediyoruz. Ne kadar katma değer yaratıyoruz ona da baktım. 2021 de kilo gram fiyatı 2,65 dolar ithal edilen alüminyumun kilo gramı 4 dolara ihraç ediyoruz. Yani yüzde 51 gibi bir katma değer yaratıyoruz. Yüzde 45’ini iç piyasaya veriyoruz. Yani ciromuzun yüzde 20’sini iç piyasaya bırakıyoruz. Onlar da üretilip ihraç edildiğinde ihracata sağlanan katkı daha da artıyor. Onlar bizim yarı mamul üretimden mamul üretip ihracat yapıyor. Onu da hesap ederseniz ihracat rakamı ithalatın üzerine çıkar” diyor.

Pandemi sürecinde arzın yön değiştirdiğine dikkat çeken Yerekaban “Uzakdoğu ve Çin’e koyulan ithalat vergilerinin artması neticesinde bizdeki pazarda canlılık oldu ve büyüdük. Kaliteyi ve rekabetçi fiyatını koruyanlar ayakta kalacak. Hizmetin de aynı paralelde büyümesi lazım. Son olarak, alüminyumun kullanıldığı her alanda en güvenilir en yenilikçi ve akla gelen ilk çözüm ortağı olmak vizyonuyla yolumuza devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamlıyor.

İSTANBUL MERKEZ OFİS

Mahmutbey Mahallesi 2655 Sokak No:1-3-21 Bağcılar, İstanbul Fax: (0212) 410 23 00