Özellikle son on yılda teknolojinin çok değiştiğini; ürün çeşitliliğinin artarak hayatımıza girdiğini görmekteyiz. Yardımcı robotlar, sürücüsüz otomobiller, esnek ekranlar, giyilebilir teknolojiler, yapay zeka üzerinden nesnelerin birbirleri ile iletişimi hayal olmaktan çıkarak, hayatımızın bir parçası olmaya başladı.  “Yapay zeka” hayatın her alanında olduğu gibi dış ticaret uygulamalarında da kendine yer buldu.,

Yapay zeka ile nomanklatür arasındaki ilişkiyi kurabilmek için önce “nomanklatör” kavramına açıklık getirmek gerekmektedir. Peki nedir bu nomanklatür? Nomanklatür uygulamasının önemi nedir ve nerelerde karşımıza çıkmaktadır?  

İnsan ve eşya ilişkisi ile eşya hareketinin geçmişten geleceğe doğru serüveni devam etmektedir.  Benzer şekilde dış ticarete konu edilen eşya hareketinin yol inşası ile başladığını ve birbirinden bağımsız devletler kuruldukça, yolların ülke sınırları ile kesişme noktalarında gümrüklerin kurulduğunu; önceleri sadece hudutlarda gümrük idareleri kurulmuş iken daha sonra iç gümrüklerin de oluşturulduğunu; gümrüklerin icra ettikleri fonksiyonlarının da zamanla arttığını gözlemledi bütün dünya.  Gümrük teşkilatlanması bir ülkenin hükümranlık haklarının tescil edildiği yerlerdir aynı zamanda. Buralarda öncelikli olarak eşyanın çeşitli açılardan denetimi yanında vergisel yükümlülükler de yerine getirilmektedir.

Geriye bakıldığında, yerel kültürlere ve dillere göre her toplumun aynı eşyayı farklı şekilde tanımladığı; bu nedenle farklı vergilendirmelere ve dış ticaret önlemlerine tabi tuttuğu anlaşılmış; böylece eşyanın küresel düzeyde kabul görecek ortak bir sınıflandırma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Dünya ticaretine konu edilen eşyanın, ülkeden ülkeye farklı gümrük sınıflandırma mevzuatının  (nomanklatür) uygulanması nedeniyle ortaya çıkan sorunları gidermek ve gümrük işlemlerinde yeknesaklığı sağlamak üzere, 19 uncu yüzyılın ortalarından itibaren bir takım girişimlerde bulunulduğu görülüyor.    

Eşya ticaretinin olmazsa olmazı olan belgelerden ticari faturalarda, eşyanın uluslararası dille ifadesi olan ‘’HS Code…….’’ adı altındaki mecburi olmayan kayıtları görebilmekteyiz. ‘’HS code’’kısaltması Harmonize (Armonize) Sistem Kodu’nu ifade etmektedir. Harmonize sistem, gümrük tarife pozisyonu olarak uluslararası eşya sınıflandırma sistemidir. Mantıksal bir düzen dahilinde belli sayıda rakamlardan meydana gelmektedir.  Türk Gümrük Tarife Cetvelinin esasını uluslararası mahiyetteki "Armonize Mal Tanımı ve Kodlama Sistemi" oluşturmaktadır. Kısaca “Armonize Sistem Sözleşmesi” denilen bu sistem Gümrük İşbirliği Konseyi (yeni adıyla Dünya Gümrük Örgütü) tarafından hazırlanmış ve üye ülkelerce kabul edilerek uygulamaya geçilmiştir. İlk altı rakam Dünya Gümrük Örgütüne (DGÖ) üye tüm ülkelerde ortaktır. Üye ülkeler tarafından resmen kabul edilmiş bulunan ve her eşya için ayrı ayrı olarak belirlenmiş bulunan bu altı rakam tüm üye ülkeler için aynı eşyayı temsil eder.

Armonize sistemin fiili kullanımında 21 Bölüm, 96 Fasıl, 1241 Pozisyon, 5019 altpoizsyon başlığı  altında eşya gruplaması kaydı yer almaktadır. Armonize sistem, 5019 ayrı kategorideki eşyayı altı rakamlı bir kodlamayla sınıflandıran bir sistemdir. Bu altı rakamlı koda "Armonize Sistem Kodu" denir. Takdir edileceği üzere dünyadaki eşyaların 5019 altpozisyon başlığı altında ismen ele alınması mümkün değildir. Dış ticarette belli hacme ulaşan eşya grupları tarife cetvelinde ismen sınıflandırılmaktadır. Daha alt açılımlar ise üst açılımın kapsam sınırlarını geçmemek üzere ‘’diğerleri’’ adı altında sınıflandırılarak, ticarete konu eşyanın yer alacağı kod numarasına ulaşılmaktadır. Tarife cetvellerindeki alt açılımlar daha üst açılımlara şekil itibarı ile piramit gibi bağlıdırlar. Bir diğer anlatımla, cetvellerde alt açılım ne kadar artarsa eşya daha teferruatlı olarak tanımlanmaktadır. Tarife cetvelleri bünyelerinde barındırdıkları eşyanın tarife uygulamalarına ilişkin uyulacak yorum kuralları ile de uluslararası bir bütünlük sağlamayı hedeflemişlerdir.  Önceden de ifade edildiği üzere, toplam tarife pozisyon sayısı ile bu pozisyonların kapsadığı eşya gruplarının kapsamının  da birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Her tarife pozisyonu birden çok fazla eşya grubunu noktalı virgüllerle bünyesinde barındırmaktadır. Bu anlamda gümrük tarife cetvelleri ‘’ismen’’ ve ‘’diğerleri’’ başlıkları altında alınması gereken tüm eşya grupları ile bir bütünlük arz etmektedir.

“Adlar dizgesi” anlamına gelen Latince kökenli “Nomanklatür” kavramı ile “Armonize Sistem Nomanklatür” taslağı 1981 yılında Gümrük İşbirliği Konseyi (Dünya Gümrük Örgütü) toplantılarında tartışılmaya başlanıldığına tanıştık.  Gümrük İşbirliği Konseyi’nin ismi, 1994 yılında, Dünya Gümrük Örgütü olarak değişmiştir. Gümrük İşbirliği Konseyi tarafından hazırlanan “Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal Tanımı ve Kodlama Sistemi Hakkında Uluslararası Sözleşme”nin 14.06.1983 tarihinde Brüksel’de kabul edilmesiyle “Armonize Sistem Nomanklatürü” (AS) oluşturulmuştur. Armonize Sistem Nomankaltürü ilk olarak, 1 Ocak 1988 tarihinde 38 ülke tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Türkiye’de  Armonize Sistem Nomankaltürü, 10.11.1988 tarihli ve 3501 sayılı yasa ile kabul edilmiştir. Söz konusu yasa 22.11.1988 tarihli ve 19997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve Türkiye, Armonize Sistem Nomankaltürü’nü 1 Ocak 1989 tarihinden itibaren kullanmaya başlamıştır.

Dünya Gümrük Örgütüne (DGÖ) üye olan 196 ülke Armonize Sistem Nomanklatürü olarak adlandırılan 21 bölümden ve 99 fasıldan oluşan kodlama sistemini kullanmaktadır. Bu kodlama sistemi  her faslın ilk iki hanesini teşkil eden fasıl numarası ile başlamaktadır.1’den başlayarak 99’a kadar giden numaralardan  98 ve 99 no.lu fasıllar Akit Taraflarca özel amaçlarda kullanılmak üzere ulusal ihtiyaçların karşılanması amacıyla boş bırakılmış olup, ileride kullanılmak amacıyla  77’nci fasıl da boş bırakılarak rezerve edilmiştir.

Tarife kodlama sistematiği çerçevesinde bölüm başlıkları ve fasıl başlıkları yeryüzünde bulunan her nevi eşyanın (canlı hayvan ve bitkiler dahil) en doğal haliyle bulunandan, tabii olmayan insan yapısı ve/veya işlem görmüş eşyaya doğru ilerlediği görülmektedir. Aynı mantıktan hareketle her fasıl da kendi içinde alt pozisyonlara ayırılırken ham halden mamul haline doğru ele alınmıştır. Fasıl başlıklarının incelenmesinde tarife cetvelinin “Canlı Hayvanlar” ile başlayıp   97 no.lu fasıl   “Sanat eserleri, koleksiyon eşyası ve antikalar” olarak tasnif edildiği anlaşılmaktadır. Aynı şeklide herhangi bir faslın alt pozisyonları da ham üründen mamul ürüne doğru ilerlemektedir. Bunun istisnai durumları olmakla birlikte, genel kural bu mantığa dayanmaktadır.

Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ) gümrük uygulamalarını düzenlemekte ve üye ülkelerde tekdüzeliği sağlamaktadır. DGÖ, genel olarak 5 yılda bir Armonize Sitemde gerekli değişiklikleri yapmaktadır. DGÖ, 1992, 1996, 2002, 2007 ve 2012 yıllarında Armonize Sistemde kapsamlı değişiklikler yapmıştır. Başta bilişim teknolojileri olmak üzere, piyasaya yeni çıkan ürünler için yeni kodlar belirlenmesi, ticareti çok az yapılan ürünlerin kodlarının benzer ürünlerle birleştirilmesi gibi nedenlerle, Armonize Sistemde 5 yılda bir değişiklikler yapılmaktadır. Bu anlamda gümrük tarife cetveli dinamik bir yapıya sahiptir.

Nomanklatürün hayata geçmiş hali olan “İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetveli”, değişen pozisyonları ve açılımları ile her sene başında yeniden yayınlanmaktadır. “Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesi” ise “Armonize Mal Tanımı ve Kodlama Sistemi Uluslararası Sözleşmesi” eki “Armonize Sistem Nomanklatürüne İlişkin İzahname”ye Dünya Gümrük Örgütü Armonize Sistem Komitesi tarafından getirilen değişikliklerin yansıtılması amacıyla hazırlanmaktadır. Gümrük Tarife Cetveli, Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesi ve Eşya Fihristi bir külliyat olarak Ticaret Bakanlığınca hazırlanmakta ve Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır. Bu şekilde yayımlanan metinler, idari ve yargı uygulamalarda esas tutulmaktadır.

Dış ticarete konu eşyanın gümrük tarife cetvelindeki yeri genellikle gümrük müşavirleri tarafından belirlenmektedir. Ancak gümrüğe beyan edilen eşyanın “Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyonu” (GTİP) tespitinin doğru yapılabilmesi için ticaret erbabının gümrük müşavirine yeterli belge ve bilgileri aktarması elzemdir. Beyan yapılmadan önce eşyanın nomanklatür mantığına dayanan  özelliklerini açıklayıcı bilgi ve belgeler gümrük müşavirine sunulmalı ve eşyanın GTİP’i bu belge ve bilgilere göre belirlenmelidir.  Gümrük müşaviri tarafından eşyanın cins, nev’i ve niteliğini belirlemeye yarayacak her türlü katalog, broşür, data sheet vb. belgeler incelenmeli, gerekirse üründen numune temin edilerek, bizzat ürün üzerinden tarife belirlemesi yapılmalıdır.

Bilgi ve belge temin edilmesine rağmen bazı kimyevi ürünlerin tarifelerinin belirlenmesinde gümrük müşavirlerince daha çok bilgiye ihtiyaç duyulabilir. Bu tür durumlarda üründen numune ve içerik belgeleri temin edilerek, bir kimyager görüşü alınmalı ve tarife bu şekilde tespit edilmelidir. Bu kapsama giren eşyalar gümrük yönetmeliğinin 23 numaralı ekini   oluşturmaktadır. Genellikle gıda, tekstil ve kimyasal ürünler olan bu ek kapsamı eşyalar ile bunların müstahzarlarının GTİP’inin belirlenmesinde daha fazla ayrıntılı veriye ihtiyaç duyulmaktadır.

Son yıllarda, beyan konusu eşyanın tarife cetvelindeki yerini bulma sanatı olan ve “sınıflandırma” olarak tanımlanan (GTİP belirleme) sürecin yapay zeka üzerinden de yapılması yönünde çalışmaların da  gündeme alındığını görülmektedir.  Yapay zeka üzerinden  eşyanın GTİP belirlemesi çalışmaları nasıl yürütülmelidir? Bu yolda tarife mevzuat bilgisi ile bu bilginin yazılıma aktarılmasında ne gibi zorluklar ile karşılaşılmaktadır?  Sürecin avantajlarının yanında dezavantajları nelerdir?

Yukarıda da belirtildiği gibi,  dış ticarete konu  edilen eşyalar tarife cetvelinde ‘’ismen’’ ve ‘’diğerleri’’ olarak  sınıflandırılmaktadır. Yapay zeka ile ismen sınıflandırmada bile sorunlarla karşılaşabilir. Örneğin faturasında eşyanın tablet olarak tanımlandığını ve  HS olarak 8471.30 kaydı bulunması nedeni ile yapay zeka eşyayı tablet ve 8471.30 bilgisine istinaden sınıflandırmaktadır. Ancak aynı eşyaya ilişkin faturada ‘’SİM’’ kaydının bulunması durumunda, eşyanın 8517 tarifesinde sınıflandırılması gerekmektedir.

Yapay zeka üzerinden eşyanın teknik özellikleri, yapıldığı malzeme ve bu malzemenin nihai ürün içindeki payı, çalışma sistemi gibi kriter  ve bazen de soyut kavramların yorumlanmasında başarı sağlanmadan bu alanda yol alınamaz. Bu aşamada hangi eşya için ne kadar teknik bilginin sorgulanacağı önem arz etmektedir. Genellikle insan zekasına göre kurgulanan ‘’diğerleri’’ adı altında ele alınarak sınıflandırılan eşyanın yapay zeka tarafından nasıl sınıflandırılacağı önem arz etmektedir.

Örneğin,  “sibernetik robotlar”, “tıp ve sağlık alanında kullanılan robotlar”, “endüstriyel robotlar”, “operasyonel robotlar”, “hobi ve eğlence sektöründeki robotlar” ve “askeri alanda kullanılan robotlar” farklı pozisyonlarda sınıflandırılmaktadır. Yapay zeka ile GTİP tespiti çalışmalarının başarıya ulaşması için, eşyaya ilişkin çok yönlü bilgi parametrelerinin sisteme aktarılması ve yazılımın bu parametrelerle desteklenmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki, Ticaret Bakanlığı birimlerinden alınan bağlayıcı tarife bilgilerinin bile belli bir süre sonra yanlış sınıflandırma gerekçesi ile iptal edildiği durumlar yaşanmaya devam etmektedir. Yapay zeka yazılımında, sınıflandırılacak eşyaya için gereken  soruların listelenmesi ve bunların sisteme sorulması ile eşyanın tarifedeki gerçek yerinin belirlenmesi mümkün olacağından, anılan soruların doğru kurgulanması gerekmektedir.

Gümrük Tarife Cetvelleri aynı zamanda ithalat vergi oranlarını da bünyelerinde barındırmaktadır. Eşyanın sadece GTİP’inin belirlenmesi değil aynı zamanda vergi kanunlarının da anılan eşyaya doğru uygulanması hayati derecede önemlidir. Örneğin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre mal teslimleri ve hizmet ifalarında uygulanacak Katma değer vergisi oranları farklı belirlenmiştir.  Cumhurbaşkanı bu oranı, dört katına kadar artırmaya, % 1'e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir. Vergi oranları Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile muhtelif mal ve hizmetler itibarıyla çeşitlendirilmiştir. Katma Değer Vergisi oranları, bu Karar eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8 oranında, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemlerde ise  % 18 olarak tespit edilmiştir. KDV oranlarının yayımlandığı listelerde bazı eşya gruplarının GTİP bazında yazıldığı bazı eşya gruplarının ise ismen yazıldığı görülmektedir. İşte bu noktada, ismen yazılan eşya gruplarının karşılığı olan GTİP’lerin belirlenmesinde zorluklar yaşanmaktadır. Farklı KDV vergi oranlarına tabi olan mal ve hizmetlerin tanımlanması listelerde yapılmış olmasına karşın, uygulamada yanlışlıklara düşülmemesi bakımından, listelerde tanımlaması yapılan eşyanın özelliklerinin açıklanması ve sınırlarının belirlenmesi için, bazı durumlarda “özelge” yazılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Gümrük Vergisi, Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi gibi vergilerin doğru uygulanması bakımından, mevzuat bilgisi ile birlikte nomanklatür sistematiğini kavramış ve tarife yorum kurallarının uygulamasında yeteri kadar  tecrübeye sahip olmuş uzmanların önemi ön plana çıkmaktadır. Yapay zeka ile desteklenmiş programlar bu uzmanların iş verimini artıracak; dış ticaret erbabının haksız para cezalarına muhatap olmalarının önü kesilecektir.